PKK Bittiğinde Özgür Olacaklar

Devlet/hükümet 40 yıldır Kürt sorununu PKK ile aynılaştırdı. İkisinin birlikte anılması ve aynılaştırılarak konuşulup tartışılması sorunun terörize olmasında önemli etken oldu. Peki sorunun gerçeği nedir? PKK 50 yıl önce yoktu ama Kürt sorunu yine vardı. Yarın PKK de birçok örgüt gibi miadını doldurup tarih olacak. Ama Kürtler ve sorunları çözülünceye kadar var olacaktır. Kürt sorunu, Devletin 200 yıllık yanlışlarının sonucudur. PKK ise olsa olsa Kürt sorunun nedenlerinden biri olabilir, ancak. PKK bu anlamıyla hem bir sonuçtur hem de 40 yıldır Kürt sorunun çözümünün önünde bir engel güçtür. Bu yönüyle Devlet Kürt sorununu ayrı, PKK sorununu ayrı ele almak zorundadır. PKK sorunu çözüldüğünde Kürt sorunu çözülmüş olmaz, ama Kürt sorunu çözüldüğünde PKK’ye ihtiyaç kalmayacağından dolayı PKK etkisini yitirmiş olacaktır. Ancak Devlet 40 yıldır sorunu bu biçimiyle ele almadı.

Her defasında Kürt sorununu örgütle özdeşleştirdi. Doğrusu PKK’nin silah bırakmasını PKK ile hal etmeliydi. Kürt sorununun çözümü ise bütün Kürtlerin dahil olmasıyla mümkün olacaktır. PKK’nin bugün ateşkes ilan etmesi, örgütün feshetmeyle bitecek bir sürece girmiş olması iyi bir gelişmedir. Dünya’da soğuk savaş döneminden kalma PKK benzeri örgütler 35 yıl önce kendini kapatmıştı. Batılı ülkeler 1990’larda kendi örgütlerini kapatırken, bizdekileri sevmeye ve desteklemeye devam ettiler. PKK gibi soğuk savaş dönemi kalıntısı radikal sol örgütlerin bizde bunca uzun yaşamalarının en önemli nedenlerinden biri bu bitmeyen uluslararası destekti. Aslında bugün bile çoğu Batılı Devlet PKK’nin silah bırakmasını istememektedir. Umarız Ortadoğu’daki bu karmaşık hal bu defa başarılı olmaz ve PKK’nin tasfiye edilmesiyle biter.

PKK Savaşı/Terörü Sevgiyle Beslendi ve Desteklendi

Bir toplumu ilk önce aydın yazarların sessizliği ürkütür. Çünkü toplum çoğunlukla onların ne diyeceğini önemser. Türkiye’de sol tandanslı aydın yazarların sesi PKK şiddeti/terörü konusunda hep yanlış çıktı. Bir önceki çözüm sürecinde Diyarbakır ve Cizre’de çukur kazan PKK militanlarına, “Hendeklere ses ver” diyerek oturdukları yerden destek verdiler. Hapishanelerde örgüt talimatıyla ölüm orucuna başlayanlara, “Açlık grevlerine ses ver” dediler. Hapishanelerde ölüm eylemlerine oturdukları yerden desteklerini sundular. Ama aynı çevrelerden hiçbir gün “PKK şiddeti/terörü son bulmalıdır!” açıklamasını duymadık.   Neredeyse hepsinin “Cumartesi Anneleri”yle yakışıklı bir fotoğrafı var, ama “Diyarbakır Anneleri”ni bir gün olsun ziyaret etmediler. Bu ülkede özellikle sol mahallede aydın yazar olduğunu düşündüğümüz insanların sesi bozuk çıktı. Bu ses şiddeti besleyen destekleyen bir sesti. İnsan yaşamını amaca feda eden bir sesti, bu ses! Şiddet/savaş karşıtı bir ses değildi. Bu ses sol ve Kürt mahallesinin radikal örgütlerinin sesiydi. Bu nedenle barışa katkı sunan bir ses olamadılar. Sahiden soruyorum, bunların ülke barışına ne katkısı olmuştur? Tamam, savaşı/terörü bitiremezler, bunu anladık. Ama savaşı/terörü teşhir ettiklerini de duymadık.

Barışa hiçbir katkıları olmamış bu sesi bozuk çıkanlardan da kurtulacak bu ülke. Onlar savaşı/terörü teşhir etmediler, ama bizler onları bu yönleriyle teşhir edebiliriz. Soğuk savaş döneminden kalmış, reel sosyalizm kalıntısı olanların sesleri tabii ki soğuk ve bozuk çıkacaktır.

PKK gibi soğuk savaş dönemi radikal sol örgütlerin bitmesi yetmez, bunlarla birlikte bu şiddet bağımlısı soğuk savaş dönemi mağduru aydın yazar ve sanatçılarının da bitmesi gerekir. Hazır PKK giderken keşke bunları da birlikte götürse ne iyi olurdu.

PKK bittiğinde daha özgür olacaklar

DEM’liler (eğer PKK den sonra kalırlarsa) talimat almadan siyaset yapabilecekler. Uzaktan değil, yerinden yerlerinden partilerini yönetebilecekler. Artık eskisi gibi çözümün adresi İmralı’dır demek yerine korkmadan çekinmeden kendilerini adres gösterebilecekler.

Türk Solundan bazı çevreler: Artık PKK’den Devrim, DEM’den milletvekilliği beklemeyecekler. PKK ve Abdullah Öcalan’ı eleştirmeme zulmünden kurtulacaklar.

Bazı Solcu Yazar ve Sanatçılar: Düşüncelerini daha özgür açıklayabilecekler. “PKK/DEM ne der acaba” kaygısından kurtulacaklar. Doğruya “doğru” yanlışa “yanlış” diyebilecekler. Kitaplarında ve yazılarında PKK şiddetinden/teröründen özgürce bahsedebilecekler.

Solcu Gazeteciler: PKK/DEM korkusu olmadan daha özgün haberler yapabilecekler. “Cumartesi Anneleri”nin haberleri gibi, “Diyarbakır Anneleri”nin de haberlerini yapabilecekler. Dağa çıkarılmış Kürt çocuklarının haberlerini özgürce yapabilecekler. Örgüt içi infazlarından bahsedebilecekler.

İnsan Hakları Örgütleri: Eğer PKK’den sonra kalırlarsa daha özgür ve gerçekten insan haklarının ne olduğuyla tanışacaklar. Devletin cinayet çetelesini tuttukları gibi PKK’nin de cinayetlerini teşhir edebilecekler. “Cumartesi Anneleri”ni savundukları gibi, hiç korkmadan çekinmeden “Diyarbakır Anneleri”ni de savunabilecekler.

Solcu Akademisyenler: PKK bittiğinde daha özgür olacaklar. Devleti eleştiren makale yazanlar, PKK ve sol örgütleri de eleştiren makaleler yazıp bildiriler kaleme alabilecekler.

CHP: PKK bittiğinde CHP’liler de daha özgür olacaklar. Kürt seçmenin oyunu alabilmek için PKK şiddetine susmayacaklar. “Diyarbakır Anneleri”ni rahatlıkla gidip ziyaret edebilecekler.

Devlet gerçek Kürt sorunuyla tanışacak: PKK bittiğinde Devlet de içinde PKK terörü olmadan Kürt sorununu daha özgürce düşünebilecek. Kürt sorununun tam olarak ne olduğuyla tanışıp ona göre çözümler arayacaktır.

PKK bittikten sonra özgür olacaklar listesini görünce insan kıskanıyor. Sanırsınız ki devrim olacak.

Bu Yazıyı Paylaşın

BU YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZAR PROFİLİ

SON YAZILAR

bizi takip edin
sosyal medya hesaplarımız

0BeğenenlerBeğen
0TakipçilerTakip Et
1,714TakipçilerTakip Et