DİSKO

“Disko”da gördüğü işkence sonucu hayatını kaybeden er Uğur Kantar’la ilgili iddianame tamamlanmış. Peki, Disko nedir?Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nun kısaltılmışı mı?

***

Türkiye dokuz yıldır büyük bir dönüşüm yaşıyor. Ama iki sorun temel sorun ortada duruyor:

Bir, 1982 Anayasası öncesi çıkmış olan ve toplumsal hayatın dizaynı anlamına gelen temel kanunlar ortada duruyor; Yükseköğretim Kanunu, Siyasî Partiler Kanunu, Askerî Ceza Kanunu gibi.

İki, değişim yaşanan alanlarda gerekli “duyarlılık artışı” sağlayacak, bir bakıma “zihniyet değişimi” anlamına gelebilecek çabalar eksik kalıyor.

***

İkincisine, Bilgi Edinme Hakkı Kanunu’nu örnek vermek istiyorum. Bu Kanun, kanaatimce, Ak Parti döneminde çıkarılmış olan en radikal kanunlardan biri. Ama hangi ortamda bu Kanun’dan söz edilse, kimsenin haberinin olmadığı anlaşılıyor.

Kanun’a göre her kamu kurum ve kuruluşu bir internet sitesi kuracak, daha sonra bu sitede bir “bilgi edinme” linki verecekti. Bu aşama geçildi. Bazı sınırlar olmakla birlikte isteyen biri, bu kurum ve kuruluşlardan istediği bilgileri isteyebilecekti. Üstelik de bu bilgi, bilgi isteyene, 15 gün içinde verilecekti. Eğer yanlış bir kuruma başvurulmuşsa bu kurum, dilekçemizi “doğru” kuruma yönlendirecek ve bize de bilgi verecekti. Eğer başvuru yapılan birim, 15 gün içinde istediğimiz bilgiyi vermekte güçlük yaşıyorsa bu süre bitmeden bize haber verecek ve süreyi bir 15 gün daha uzatabilecekti. Ama her halükarda istenen bilgi, 30 gün içinde verilecek, eğer istenen bilgi 15 sayfayı geçmiyorsa, bilgi için bir ücret de istenmeyecekti. Başvurusu reddedilenler Bilgi Edinme Üst Kurulu’na başvurulabilecekti. Dahası, görevini ihmal eden, kusurlu bulunan memurlara bazı cezalar da verilebilecekti.

[Bu Kanun’un detayları hakkında herhangi bir kamu kurum veya kuruluşunun internet sitesinden bilgi alınabilir.]

***

Kanun, Kanun’u çıkaran Ak Parti hükümeti tarafından yeteri kadar tanıtımı yapılmayan bir “kanun”. Bunun bir sebebi, hükümetin bu Kanun’un ruhuna inanmıyor olmasıdır, denebilir. Ama “demokratikleşme” konusunda atılamaz denilen pek çok adımı atan bir hükümetin böyle düşündüğüne inanmak istemiyorum. Ama o zaman da bir “ihmal”den söz etmek gerecektir. Şu halde, hükümetin acilen bu Kanun’un daha işlevsel olması için çaba sarf etmesi gerekiyor.

***

Bu Kanun, meselâ, ABD’de bundan neredeyse 40 sene önce çıkarılmış. Adı da bizdeki Kanun gibi “soğuk” değil. Meseleyi oldukça özet bir şekilde ortaya koyuyor: Government in the Sunshine Act (Günışığında Yönetim). Yani yönetimin yapıp ettiklerinin şeffaf olması, ana amaç.

Yönetimin halka bu kadar yaklaştığı bir dönemde, yönetilenlerin bilgi edinmelerine imkân sağlayan bir hükümetin, kendisinin denetlenmesi konusunda biraz daha cesaretli olması gerekiyor.

Toplumsal değişimler, zor ve sancılı olurlar. Yukarıdan aşağıya değişimlerde, eğer değişimi başlatanlar, ne yaptıkları konusunda aşağıya bilgi vermezse, değişim “havada” kalır. Zira değişim, “talep” edilen bir şey değildir. Talebi tetikleyecek girişimler, bu açıdan oldukça önemlidir.

***

Devletin sorgulanamaz olduğu ve üstelik de hemen herkesin “devleti ele geçirmek” için can attığı, “şu parti kadrolaşıyor” eleştirisinin aslında“iktidarın nimetlerinden niye ben yararlanamıyorum” anlamına geldiği bir toplumda, devletin sorgulanmasına “kanun” düzeyinde bile kapı aralanmış olması, kanaatimce oldukça önemli. Şimdi, bu Kanun’a can verme zamanı. Aksi halde, bu Kanun da birkaç yıl sonra “Kanunlar Mezarlığı”ndaki yerini alacak.

***

Peki, bireyler olarak bizler ne yapabiliriz? İlk olarak, bu Kanun’un ve ilgili Yönetmeliğin bizim için neler getirdiğine bakabiliriz, meselâ. Sonra da bizi yönetenleri rahatsız etmeyi deneyebiliriz. Bu sayede yönetenler, belki bir gün, bizim için var olduklarını anlarlar ve bize hesap vermeye daha yatkın hale gelirler.

Bu duyarlılık artışı, gün gelir, şimdilerde bilgi edinme kapsamı dışında tutulan alanları da bilgi edinme hakkı kapsamına alacak adımların atılmasını sağlar. Yine bilgi edinmenin sınırlarının genişletildiği ileri bir tarihte; meselâ birileri çıkar, bir bilgi ister de “DİSKO”nun aslında Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nun kısaltılmışı olmadığını anlamamıza yardımcı olur.

 

Rotahaber, 24.10.2011

Bu Yazıyı Paylaşın

BU YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZAR PROFİLİ

SON YAZILAR

bizi takip edin
sosyal medya hesaplarımız

0BeğenenlerBeğen
0TakipçilerTakip Et
1,714TakipçilerTakip Et