Yeni hükümet, güvenoyu alarak görevine başladı. Hükümet programının en can alıcı bölümlerinden biri Aleviler ve Cemevleri ile ilgili olan kısım. Program, bazı düzenlemeler yapılmasını öngörüyor.
Programın açıklanmasının hemen ardından Alevi toplumundan olumlu ve olumsuz tepkiler geldi. Bazı aydınlar,Cemevlerine ibadethane denmemesini eleştiriyorlar. Bu konuda devletin bir dayatmada bulunmaması ve inananların kendini tanımlama şekline saygı duyulması gerektiğini söylüyorlar. Haksız bir tespit sayılmaz.
Diğer bir eleştiri konusu da Dedelere maaş bağlanması. Bunun da Cemevlerinin sivil yapısına zarar vereceği ve devlete bağımlılığı beraberinde getireceği iddia ediliyor. Bu eleştirinin de doğru yönleri var fakat Türkiye’de Diyanet üzerinden Sünniinanç sistemi önemli bir destek görüyor.
Bu destekten Alevilerin de yararlanması, din ve kültür hizmetlerinin devamlı olmasına yardımcı olacaktır. Ayrıca siyasi ayrımcılık hissini kısmen de olsa azaltacaktır.
Bu tartışmalar, önemli ve anlamlı. Hükümeti, sorunlar ve çözümler konusunda kamuoyu yönlendirmeli. Bu tartışmalar, hükümet için de neler yapması ve nasıl davranması gerektiği konusunda yol işaretleri.
İyi niyetle bile olsa yapılan her şeyin iyi olacağını düşünmek yanlış. Bu nedenle Alevi toplumunun sesine kulak vermek ve beklentilerine uygun davranmak gerekir.
Alevilerin Sorunları
Türkiye’de Alevi toplumunun önemli sorunları var. Bu sorunların bir kısmı, sosyolojik nedenlere dayanırken daha önemli bir kısmı da siyasi nedenlere dayanıyor.
Alevilik, bir Ocak sistemi olduğu için şehirlere göçün başlamasıyla birlikte Ocak’lar dağılmaya başladı. Bu nedenle Ocak sistemi yok olma tehlikesi ile karşı karşıya.
Şehirlerde Alevi kültürü, kendini korumak için farklı Ocakları bir araya getiren bir sistem kurmayı başardı. Şimdi Cemevleri’nin böyle bir işlevi var; onlar Alevi kültürünün, adap ve erkânının yeni kuşaklara taşıyıcısı pozisyonunda.
Alevilerin bu türden kendi sorunları ile meşgul olurken devletin ve toplumun da onlara destek olması beklenir. Oysa mevcut yapı, destekten çok engel durumunda; siyasi ve hukuki düzenlemelere ihtiyaç var. Yeni hükümet, sorunların farkında ve bir şeyler yapmak istiyor.
Hükümet programındaki en önemli maddelerden biri, Cemevlerinin hukuki statüsünün devlet tarafından tanınması. Bu konu, Alevilerin, kendilerini yaşadıkları toplumun eşit vatandaşları olduklarını hissetmeleri açısından çok önemli.
Eşit Vatandaşlık
Birbirimizin varlığını ve çeşitliliğini kabul etmeden bir arada yaşamamız mümkün değil. Oysa Alevilerin uzunca bir zamandan beri hem toplum hem de devlet tarafından ayrımcılığa maruz kaldığı inkâr edilemez.
Alevi toplumu, bunun etkilerini canlı bir şekilde yaşıyor. Bu tür ayrımcılıklar ortadan kaldırılmalı ve kamu görevleri eşit olarak Alevilere açılmalıdır.
Kürtler, diğer etnik ve dini gruplar ve gayri müslimler konusunda da benzer sorunları yaşıyoruz. Fakat en acil mesele,Alevi toplumu ile ilgili olandır. Hükümetin Alevi sorununa özel olarak eğilmesi gerekiyor.
Seçmeli Alevilik dersi, mevzuata girmişti ama fiili uygulama başlatılmadı. Hükümetin cesur davranıp bunu derhal uygulamaya başlaması gerekir.
Tüm bu sorunların altında eşit vatandaşlık meselesi yattığını artık hepimiz biliyorum. Hükümetin her türlü ayrımcılığıortadan kaldırması için tüm etnik ve dini kimlikleri birey haklarına dayalı olarak tanıyan bir anayasa yapma yükümlülüğü vardır.
Alevilerin tüm sorunlarının çözümü de sadece özgürlüklü bir anayasa ile mümkün olabilir.
Yeni Yüzyıl, 04.12.2015