Bir Üretim Modeli Olarak Atölyeler

Türkiye bir süredir üretim ve ihracat odaklı ekonomi-politika izliyor, bunun doğru veya yanlış tartışması yapmadan bir üretim modeli olarak atölye tarzına değinmeye çalışacağım. Neden atölye?

Avantajları

Atölye tarzı üretimin bazı avantajları var, bunları gruplamak da mümkün ben tek tek ele alarak açıklama yolunu tercih ediyorum. Esneklik: Buna zaman yönetimi üzerindeki oto kontrol gücü de diyebiliriz. Bir fabrikada, bir firmada veya bir büroda çalışanlar genellikle mesai veya vardiya sistemine dâhil olup üretim sürecine katılır. Oysa atölyede, daha adem-i merkezi bir sistem işleyebilir. Atölyede çalışanlar zaman planlamasını kendilerine göre dizayn etme imkânına sahip olurlar. Bireysel Farklılıklar: Bunu psikolojik faktör diye de ifade edebiliriz. Bazı insanlar emir ve yönlendirmeye karşı dirençlidir, birinden “şöyle yap, önce şunu al vs.” şeklinde talimat alsa hemen işi anında bırakan birçok insan vardır, bu kişiler sık sık iş değiştirir, iş başarımı ve iş sebatı yok denecek kadar azdır. Belli bir süre böyle davranınca da artık iş bulamaz olurlar. Oysa bu kişiler kendi başına çalışınca gayet verimli ve iş başarımı yüksek olur. Ekonomiklik: Bir üretim tesisi belli bir kapasite ile üretim yapar, mevcut kapasitenin gelişip büyümesi için ciddi finansman ihtiyacı söz konusudur. Burada atölye tarzı üretim ekonomik bir model olarak ön plana çıkmaktadır. Oldukça az bir sermaye ile atölyelerden verim almak mümkündür. El Emeği: Fabrikasyon, bir örnek ürünlerin yanında el emeği, ustalık taşıyan ürünlere rağbet her geçen gün artmaktadır. Bu durumda el emeği ürünlerin en uygun üretim yerleri atölyelerdir. Girişimcilik: Kendi markasını, ürünlerini üretmek isteyenler özellikle finans sıkıntıları nedeniyle atölye ile işe başlayabilirler. Bu şekilde büyük risklere girmeden fikirlerini, ürünlerini test etme imkânı bulmuş olurlar. Bütün bunlar küçük atölye tarzı üretimin avantajlı yönlerini oluşturmaktadır.

Atölyede Üretim

Atölyeleri bağımlı, bağımsız ve hibrit olarak üçe ayırmak gerekirse; bağımlı atölyede nerede ve nelerin üretileceği bağlı bulunan firma ile ilgilidir, bu durumda atölye de üretim işinden sorumludur iş başarımına göre (parça başı) kazanç elde edilir. Bağımsız atölyelerde ise nerede atölyenin kurulacağı ve ne üreteceği tamamen girişimciye kalmıştır. Bağımsız atölyeler pazarlama da yapacakları için cadde üzerinde ve insan hareketinin yoğun olduğu yerleri tercih etmeleri gerekir. Bu da maliyet artışı demektir. Hibrit modellere de değinmek gerekir, bu modelde belli miktarda bağımlı olduğu firma için üretim yaparken bir miktar da kendi hesabına üretim ve pazarlama yapabilir. İnternetin de sağladığı imkânları göz önüne alırsak atölye tarzı üretim için ekonomik fiziki mekân bulmak mümkündür, ürünleri sanal mağaza ile pazarlama yolları vardır. Atölyede neler üretilebilir?

Atölyelerde ilk akla gelen ürün listesi şöyle olabilir: Hediyelik eşya grubu (magnet, yapay veya doğal çiçek, vb.) Örgü, terzi işleri, kazak, eldiven, bere, kaşkol, yelek vb. pek çok ürün terzilik veya örgü ile üretilebilir. Gıda grubu; pasta, hamur işleri, ekmek çeşitleri, çikolata, tatlılar, kahve, çeşitli çaylar vb. Kişisel bakım ürünleri; parfüm, rolon, şampuan, saç kremi, sabun, vb. Deri Grubu; ayakkabı, terlik, çanta kemer vb. Antika- Koleksiyon; her türlü antika ürünler, koleksiyon ürünleri (pul, ayraç). Kitap yayın ürünleri… Hizmet atölyeleri; bu türde çeşitli, eğitim, atölye çalışmaları (yazarlık, fotoğrafçılık, senaryo-oyun yazarlığı vb.) organize edilir.

Atölye Kuracaklara Öneriler

Bu son bölümde atölye kurma aşamasında olan girişimcilere bazı öneriler sunmak istiyorum. Aslında, atölye tarzı küçük işletmelere yabancı değiliz. Çevremizde bu tür işletmelere rastlamak mümkün. Ancak gözlemlerim bu atölyelerin veriminin düşük olduğu, ciroyu arttırma fırsatlarının kullanılmadığı yönünde ve en önemlisi markalaşma çabasına hiç rastlamıyorum. Çalıştığım yerde unlu mamuller (bazlama, yufka, erişte, gözleme ve köy ekmeği)  üreten bir atölye var. İki yıldır ürün çeşidinde hiçbir artış yok. Tam buğday unlu bazlama, çavdar unundan bazlama, kıymalı, mantarlı minik gözleme gibi çeşitler ile ciro artışı istihdam yaratabilirler. Tek sorun da bu değil, üretim alanı ile satış alanı arasında bir duvar veya pano yok bu da temizlik sorununu ortaya çıkarıyor. Tezgâha bakan ile ocaktaki aynı kişi bu da satışı etkiliyor bence. Müşteriyi çekecek bir iletişim dili yok. Bu atölyenin yeri merkezî bir konumda ve potansiyeli çok yüksek. Akşamüzeri yufka (pişmiş) almak isterseniz cevabı biliyorum: “Bitti.” İş çıkışı evine yufka ile gitmek isteyenler, adeta kaçırılıyor.  Bütün bunları girişimcilere ön fikir versin ya da mevcut atölyeler kendilerini test etsin diye ifade etmeye çalışıyorum. Özellikle markalaşma, kalite standardı oluşturmak son derece önemli.

Son olarak; atölye kurmak isteyen girişimcilere bazı somut öneriler:

  1. Öncelikle, ne/neler üretileceğine karar verilmelidir. Bu kararı verirken; seçilen ürünün girişimci tarafından bilinen, üretim süreçlerine, hammadde ve makine teçhizatına hâkim olunması gerekir. Az veya zayıf tecrübe ile ürün seçimi yapılırsa sonuç hüsran olabilir.
  2. Anne-Baba meslek ve becerilerine dikkat edilmelidir, araştırmalar yetenek ve becerilerin kalıtsal temelleri olduğunu gösteriyor. Başarılı bir terzinin çocuğunda gerekli yetenek ve beceriler mutlaka belirgin düzeyde vardır.
  3. Pazar araştırması yapılmalıdır.
  4. İnsan kaynağının tespiti: Girişimci ilk usta/eleman olarak kendini yazmalıdır, patronluk sonraki evredir. Atölye üretim kısmında en az bir aile üyesi de bulunmalıdır.
  5. Yer seçimi: Atölyenin faaliyet alanına ve pazarlama stratejisine (doğrudan satış, sanal pazarlar gibi) göre, atölye yeri belirlenmelidir.
  6. Markalaşma: Girişimci mutlaka kendine ait, telaffuzu kolay bir marka belirlemelidir. Markalaşma son derece önemlidir, logo ve slogan hazırlanmalıdır.
  7. Ürün standartları ve ürün üretim standartları belirlenmeli ve insan kaynağına eğitim verilmelidir.
  8. Üretim için gerekli, fiziki yapı ve makine teçhizat alımı yapılmalıdır,
  9. İnternette ve çevrede reklam ve tanıtım hizmetleri yapılmalıdır,
  10. Ürün satış fiyatı belirlenmeli, bu fiyatın ilk başlarda rekabetçi olmasına dikkat edilmelidir,
  11. Sanal dükkân açılmalıdır.
  12. Atölyede doğrudan satış yapılacaksa, vitrin, tezgâh vb. ortam hazır hale gelmelidir. Satış için, ışık, ses, kokular ve vitrin çok önemlidir.
  13. Ürün çeşitliliği arttırılmalıdır, birbiri ile bağlantılı ürün için müşteri farklı yerlere gitmek zorunda kalmamalıdır. Örneğin kahve asıl ürün ise, onun yanındaki bazı ürünler de atölyede hazır olmalıdır. Çikolata, kurabiye, fincan. vb.
  14. Girişimci ana süreçler ile ilgili eğitim almalı, daha sonra bir atölyede en az 15 gün staj yapmalıdır.

Atölye tarzı üretim için yeterli girişimci, fiziki mekân ve insan kaynağımız vardır. Başarılı sonuçlar başkalarına da ilham verecektir. Son olarak girişim demek; ‘risk almak’ demektir. Sıfır riskli bir girişim söz konusu değildir, zor günler inişler çıkışlar olacaktır, sabırla çalışan mutlaka kazanır.

 

Bu Yazıyı Paylaşın

BU YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZAR PROFİLİ

SON YAZILAR

bizi takip edin
sosyal medya hesaplarımız

0BeğenenlerBeğen
0TakipçilerTakip Et
1,714TakipçilerTakip Et