Ulus-devletten özgür takım adalarına

Siyasi örgütlenmeye ilişkin olarak ülkemizde hakim olan resmi paradigma şu:

“Günümüzde siyasi organizasyonun en ‘iyi’ biçimi türdeş bir ulusun merkezi olarak örgütlenmesine dayanan devlet modelidir. Bu, aynı zamanda tarihsel açıdan da en ‘ileri’ olan modeldir. Ulus veya millet dediğimiz var oluş tarzı da, farklılık kabul etmeyen bütünleşik bir kollektiviteden başka bir şey değildir ve öyle de kalması gerekir. Ulusun, dolayısıyla ‘onun’ devletinin sağlığı bu birlik-bütünlüğü her ne pahasına olursa olsun korumakta yatar. Öyleyse, farklılıkların tanınması ve merkezi otoritenin toplumun tümü üstündeki sıkı kontrolünün zayıflaması nihayetinde ulusun ve onun devletinin yok olmasıyla sonuçlanır.”

Bu patetik zihniyetin Kürt meselesiyle ilgili başlıca iki sonucu var: “Türk ulusu” tek ve bütünleşik bir kütle olduğuna ve devlet de bu ulusa ait bulunduğuna göre, Türkiye’deki hiçbir grup bu ana bütünden farklı olduğunu iddia edemez. Kısaca, ayrı bir Kürt kimliğinin var olduğu kabul edilemez. İkincisi, devletin merkeziyetçi yapısı ulus-devlet olarak varlığımız bakımından hayatidir, dolayısıyla adem-i merkeziyetçi düzenlemelere, özellikle de onun siyasi türlerine izin verilemez. Bu iki sonucun zorunlu olarak bizi götüreceği üçüncü bir sonuç daha var ki, en fazla kaygı verici olanı da o: “Bu en yüce değerleri gerektiğinde insan hakları pahasına korumak zorundayız.” (Star, 11 Ekim 2008)

Yönelmemiz gereken yeni paradigma ise aşağı yukarı şöyle bir şeydir:

“Sorunun, aslında merkezi bir otorite etrafında sıkı sıkıya birbirine kenetlenmiş ve ‘dış dünya’dan yalıtılmış siyasi birlik tasavvurunun kendisinde olduğunu görebilmek için ulus-devletçi bakışın sağladığı zihin konforundan kurtulmalıyız. (…) / (T)oplumsal düzeni veya düzen içinde bir toplumsal hayatı egemenlik ve iktidar olgusundan bağımsız olarak düşünmemiz pekalâ mümkündür. Böyle bir tasavvurun hareket noktası, iktidar aracılığıyla tesis edilen sıkı bir birlikçi örgüt değil, tam tersine, doğrudan doğruya insanlar ve onların gönüllü toplulukları olabilir. Bu yeni toplumsal örgütlenme(nin) (…) gevşek bir siyasi birlik, (…) ‘takım adaları’ metaforuyla ifade edilebilecek adem-i merkeziyetçi bir oluşum olarak adlandırılması uygun olur. Bu, farklı yetki alanlarının rekabetine dayanan bir modeldir.

(…) Buna göre, herkes hayatını kendi vicdani kanaatinin emrettiği doğrultuda şekillendirecek, kendisine herhangi bir dünya görüşü ve hayat tarzı dayatılmayacaktır. Ayrıca, örgütlenmede tam bir serbestlik olacaktır. Herkes istediği topluluğa serbestçe üye olabilecek veya topluluk mensubiyetini isterse serbestçe değiştirebilecektir. Başka bir anlatımla, herkesin topluluktan çıkış hakkı olacaktır. Burada ‘özerklik’ değil, ‘zorun reddi’ esastır. Zora dayanmadığı sürece, kişilerin hayatı kendilerince anlamlı kılan her türlü bağlanımı hiçbir müdahaleye maruz kalmayacaktır. Bu modelde söz konusu olan örgütlenme hürriyetinin başka bir özelliği açık-uçlu olmasıdır; yani, örgütlenmenin bugün bildiğimiz dernek veya vakıf gibi formlarla sınırlanması söz konusu değildir. (…)

Nihayet, böyle bir modelde siyasi birliğin onu oluşturan kurucu unsurlarınkinden ayrı ve üstün bir normatif çerçevesi olmayacaktır. (…) Bunun somut anlamı, ‘takım adaları’ tarzındaki bir siyasi oluşumda ulus-devlet modelinde olduğuna benzer bir türdeşleştirme ideolojisinin, devletçi (devlet merkezli) bir ideolojinin var olmamasıdır. Çünkü, pozitif içerikli bir değerler sisteminin uygulama durumundaki bir iktidarın olduğu yerde ne vicdanların özgür olması ne de adem-i merkeziyetçi bir sivil hayat mümkündür.

Esasen, kişilerin ve toplulukların ‘tasada ve kıvançta bir’, müttehit ve yekvücut bir ‘millet’in organik bir uzvu olmasını gerektiren hiçbir ahlâki zorunluluk yoktur. Kaldı ki, böyle bir millet tasavvurunun gerçek dünyada karşılığı olmadığı için, onu gerçekleştirmeye yönelen politik iradenin cebredici olması kaçınılmazdır.” (Demokrasi Platformu, 2005, n.1)

Star, 01.08.2009

Bu Yazıyı Paylaşın

BU YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZAR PROFİLİ

SON YAZILAR

bizi takip edin
sosyal medya hesaplarımız

0BeğenenlerBeğen
0TakipçilerTakip Et
1,714TakipçilerTakip Et