İlginç zamanlarda yaşıyoruz. Herşey değişti ve bir anda değişmeye devam ediyor. Ak Parti’den önce ve sonra hiçbirşey aynı değil. Ancak Ak Parti’nin ülkeyi hızlı bir dönüşümle değiştirdiği bu on üç yıllık süre içinde değişmeyen tek şey Türk aydını ya da Türk elitleri ile şiddet yöntemini istediğini elde etmede kullanmaktan asla vazgeçmeyen bir örgüt yani, PKK. Üstelik çözüm sürecine rağmen.. Eğer öyle olmasaydı bugün kanla boğulmuş bir güneydoğu ile ülkenin heryerineki evlerden yükselen acı çığlıkları görmez, duymazdık.
Seçim sonrası muhalif kesimde büyük heyecanlar uyandıran koalisyon umutları Ak Parti ve CHP arasındaki görüşmelerin menfi bir neticeye bağlanışıyla tükendi. Türk elitleri var güçleriyle bu koalisyona medya yoluyla taraftar toplamaya çalışırken diğer yandan barış bildirileri yazma işine giriştiler. Bildiriler kamuoyuna yön vermek ve olası koalisyon için destek sağlamak amacıyla kaleme alındı. Bildirilerin ortak yaklaşımını yansıtan metin, Ak Parti’nin seçime giderken savaş çığlıkları atarak oy toplamasından tutun Erdoğan’ın başkanlık sistemi gelmediği için Barışa son verip ( çözüm sürecini Erdoğan’ın başlattığına dair en küçük bir imada bulunmadan ) ülkeyi ateşe sokmasına kadar bilumum Ak Parti ve Erdoğan takıntılı cümlelerle doldurulurken PKK nın kan ve şiddet siyasetine herhangi bir eleştiri, örgüte silahları bırakıp çekilmeye davet yer almadı.
Türkiye’de Halklar ve Halkların arasındaki ilişki ile Aydın’lar ve halklar arasındaki ilişki birbiriyle kesişmez. Türk elitleri yüksek dille seslendirmese de Ak Parti’nin gitmesi ve Erdoğan’dan kurtulmak sağlanacaksa özerkliği ya da ayrılmayı savunabilir, bunun için sonuna kadar mücadele edebilir. Çünkü bu elitler Halkların kendi aralarında kurmuş olduğu yüzlerce yıllık dinsel, kültürel ve insani bağları ne anlar, ne anlamaya çalışır ne de bu bağlara kendinde sahiptir. Zaten o bağlar aydınlar için son derece feodal, gericilik kokan bağlardır. Onun kendi zihnindeki model vulgar bir sekülerizme dayanan sözde demokratikleştirme adı altında Batılılaştırma ve ulusların kendi kaderini tayin hakkı sloganından öte geçmeyen planlamacı Jakoben yani, tepeden inmeci bir ulusçuluktur.
Türk elitlerimiz şöyle düşünmektedir: Eğer PKK, Ak Parti’ye karşıysa onun istekleri, talepleri neden savunulmasın? Kürt elitleri Ak Parti ve Erdoğan’a karşıysa onların neden talepleri dikkate alınmasın ve savunulmasın? Ak Parti iktidar olmasın diye MHP ile bile koalisyonu düşünecek ve isteyecek kadar Aydınken ve solcuyken Ak Parti’ye karşı olan bir örgütle yani, PKK ile niye bir koalisyona oturulmasın?
Bahçeli kabul etseydi işlerine geldiklerinde faşist dedikleri MHP ile koalisyona oturulmayacak ve muhalif sözümona solcu Türk elitleri bunu şevkle desteklemeyecekler miydi?
Türk elitleri memleketlerinin tezlerini değil, Batılıların tezlerini kabul eder ve savunurlar. Üst akıl, Batı, bu koalisyonu destekliyorsa onlar da onu destekler.
Seçkinlerimizin en büyük korkusu koalisyonda anlaşılamadığı için şimdi seçİmin tekrarlanması ve seçimleri tekrar Ak Parti’nin kazanması. Bu yüzden medyada hemen diktatörlük kokan saçma sapan sloganlarını, “seni yine başkan yaptırmayacağız” triplerini yaymaya başladılar. İyi de siz kimsiniz? Hani halkçıydınız? Hani uluslar kendi kaderlerini kendileri tayin ediyordu? Halkın oyuna niçin tahammül edemiyorsunuz? Hani ileri görüşlü her fikre açık demokratlardınız? Bir ülkenin geleceği söz konusuyken, sistem kilitlenmişken başkanlık sistemini niye tartıştırmıyorsunuz? Gelse de gelmese de, savunsanız da muhalif de olsanız niye TARTIŞTIRTMIYORSUNUZ? Siz yoksa otoriter elitler misiniz tartışılması gereken meseleleri tartıştırtmayan, hakkında konuşturmayan? Fikirleri tartıştırtmayanlar büyük diktatörlerdir!
PKK nın çözüm süreci boyunca süreç bozulunca kullanmak üzere silah biriktirdiği, kentlerde özerklik ve kantonlarını ilan etmek için depolama yaptığı açığa çıktı. Sürecin bittiğini ilan edip son hızla insan avına girişmelerinden ne anlamalıyız?
Kutuplaşıyoruz diye kutuplaştıranlar.. Ak partiyi kimlik siyaseti yapıyor diye suçlarken kimlik siyaseti yapanlar bilhassa da Kürt kimliğinin siyasetini yapanlar.. Sözde Türkiyelileşme.. PKK ile koalisyondaki solcu aydınlarımız.. Cinayetleri PKK yapmamıştır. Cici Selahattin ile Türkiyeyi Türkiyelileştiriyorlar!
Oniki yerde ÖZERKLİK kararı ALINAN Türkiye’yi Türkiyelileştiriyorlar! Ibretle izliyoruz. Halklarımız ibretle izliyor ve acı içinde inliyorlar! Tarih bunları yazdı, tarih sizi ve bu süreçte yaptıklarınızı yazdı ve emin olun tarihten daha güçlü yargıç yoktur!
22.08.2015, Yeni Söz