Küçük Şeyler Ve Hayatımız (2) İnsana saygı mı saygısızlık mı?

Beni hep rahatsız etmiş üç tavırdan söz edeceğim. İlki ikramla, ikincisi sırt çantasıyla, üçüncüsü ise zamana ve zaman üzerinden ortak alanları-araçları kullanan insanlara saygıyla ilgili.

Misafirperver bir millet olduğumuz malum. Bu çok iyi bir haslet, ama misafirperverliğin gereği olarak görülen bazı davranışlar çok rahatsız edici olabilir. Bunlardan biri, yeme içme konusunda ısrar. Birçoğumuzun başına gelmiştir, her an yeniden gelebilir. Misafirlerini yemekli ağırlayan kimi ev sahipleri, onların her şeyden yemesini ve çok yemesini ister. Israrla ve inatla misafiri tüm çeşitleri tatmaya hatta tüketmeye zorlar. Misafirin diyet uyguluyor, ilaç içiyor, ikram edilen şeyi sevmiyor, az yemeyi tercih ediyor olması ihtimallerini hiç aklına getirmez. Bastırır da bastırır. Israr arttıkça ziyaret, sofra paylaşımı neredeyse eziyete dönüşür. Anlamakta zorluk çekiyorum, ikramları masanın üstüne koyup herkesi kendi hâline bırakmak çok mu zor? Bu yapılsa hem misafir hem ev sahibi daha rahat olmaz mı?

Sırt çantasıyla başım misafirlikte karşılaşılan ikram baskısından daha çok dertte, çünkü arada sırada dostlara misafir olurken sırt çantasıyla hemen her gün karşılaşıyorum, karşılaşıyoruz. Sırt çantası özellikle gençlerin çok sevdiği bir çanta türü. İnsana taşıma kolaylığı sağladığı da çok açık. Ne var ki, toplu taşıma araçlarında –otobüs, metro, tramvay, uçak- birilerinin sırt çantası rahatlığı, birilerinin muhatap olunan çantanın büyüklüğüyle oranlı ıstırabına dönüşebiliyor.

Sırt çantası taşıyanlar, ya çantaları arkada olduğu için diğer insanlara nasıl zarar verdiğini görmüyor ya da bunları önemsemiyor. Büyük sırt çantaları araçlarda iki kişilik yer işgal edilmesine sebep oluyor. Çantalı şahıs hızla ilerlerken çantası kenarda oturan veya dikilen insanlara darbeler indiriyor. Ani ve sert hareketlerle sağa sola dönüldüğünde darbelerin şiddeti artıyor. Çantalılar, sanki çantalarını kontrol etmek onların görevi değilmiş, çantalardan sakınmak başkalarının göreviymiş gibi aldırmazlık veya kayıtsızlık içinde yoluna devam ediyor. Sırt çantalarının taşıtlara binerken sırttan indirip elimize almayı, taşıt içinde bir yerde dikilirken yerde ayaklarımızın arasında tutmayı akıl etmek çok mu zor? Başkaları, sırt çantaların çanta darbelerine tahammül etmeye mecbur mu?

Geçenlerde İstanbul Ticaret Üniversitesi’nin Kabataş’tan 12.30’da hareket eden servisine bindim. Vakti geldiği hâlde araç hareket etmeyince sürücüye niye beklediğini sordum. Verdiği cevap gecikmenin sebebini öğrenmemi sağladı. Dışarda şoförün yanında dikilen bir öğrencinin bir arkadaşı Üsküdar’dan o sırada gelmekte olan motorda, motor ise Boğaz’ın ortasındaymış. Söz konusu öğrenci arkadaşına ‘servisi biraz beklet’ diye mesaj göndermiş. O da şoföre, mealen, ‘Abi, arkadaşım geliyor, biraz bekler misin, idare eder misin’ demiş. Sürücü bu yüzden ağırdan alıyormuş.

Zamana ve zaman üzerinden başka insanlara saygısızlığın tipik ama eşsiz olmayan bir örneği. Kim hangi servisi yakalamak istiyorsa, ona göre yola çıkması gerekir. Saatleri belli olan bir servis, kişisel bir ihtiyaç yüzünden aksatılamaz. Arkadaşına ‘kıyak’ yapmak isteyen öğrenci de, ona ‘kalender’ davranan sürücü de diğer yolculara haksızlık yapmaktadır. Servisin hareket saatini beş dakika sarkması ancak ve yalnızca serviste hazır diğer yirmi yolcunun hepsinin rızasının alınmasıyla meşru ve mümkün olabilir. Ancak, takip edilen yol bu değil. Bu olayda öğrenci sürücüyle işbirliği yapıp arkadaşı hatırına servisi bekletirken, aynı kültürü ve anlayışı paylaşan politikacı ve bürokrat da meselâ bir uçağı bekletebilir, bekletmektedir.

Sözünü ettiğim vakada, zamana saygısızlık da vahim. Beş dakika geciken servis, kişi başına beş dakikadan toplam 100 dakikayı israf ediyor. Gelişmiş ülkelerde gelişmemiş ülkeler arasındaki farklılıkları iyi anlamak için başka şeyler yanında kültürlerin zamana karşı tavrına da bakmak lâzım. ‘Vakit nakittir’ sözü bir bakıma bunu anlatır. Vaktini iyi planlayamayan ve verimli kullanamayan kişiler de toplumlar da yarışta başarısız olmaya, geride kalmaya adaydır. Vakte saygı bir anlamda insana saygıdır.

Bu yazı Yeni Şafak Gazetesi’nde yayınlanmıştır.

Bu Yazıyı Paylaşın

BU YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZAR PROFİLİ

SON YAZILAR

bizi takip edin
sosyal medya hesaplarımız

0BeğenenlerBeğen
0TakipçilerTakip Et
1,714TakipçilerTakip Et