Ünlü iktisatçı, sosyolog, fikir ve bilim adamı, öncü klasik liberal Gary Becker 4 Mayıs 2014’te vefat etti. Ölümü Türkiye medyasında çok kısa bir iki habere konu oldu.

Gary Becker ile Ağustos-Eylül 1992’de Kanada’nın Vancouver şehrinde yapılan Mont Pelerin Society (MPS) genel toplantısında tanıştım. İkinci eşi Guity Nashat da yanındaydı. İlk tanıştığımda bu ince, keskin bakışlı, sakin adamın ne kadar önemli bir iktisatçı olduğunun farkında değildim. Türkiye’de iktisat okumuş biri olarak en kıytırık sosyalist ve Keynesyen yazarlar hakkında bile bir şeyler işitmişken Becker’ı hiç duymamış olmam şaşırtıcı değildi. Becker aynı yıl iktisatta Nobel ödülünü aldı. 1993’te kendisini Chicago Üniversitesi’nde ziyaret ettim. Sonraki yıllarda da Becker ile zaman zaman MPS toplantılarında bir araya geldim.

Gary Becker 1930’da doğdu. 1951’de Princeton Üniversitesi’nden mezun oldu. NYT gazetesinde yer alan bir yazıda belirtildiği üzere bu üniversitenin mezunlar derneği Becker’ı üniversitenin 260 yıllık tarihinin en etkili isimleri listesinde 11. sıraya yerleştirdi. (İlk sırada, 1771’de mezun olan James Madison yer almaktaydı). Becker ilerleyen yıllarda birçok piyasa ekonomisi taraftarı mühim iktisatçı gibi Chicago Üniversitesi ile birlikte anılır oldu. Akademik hayatı boyunca güçlü bir piyasa ekonomisi savunucusu hüviyetiyle temayüz etti. Becker’ın bir diğer özelliği müthiş bir tartışmacı olmasıydı. Muhataplarını çok zor durumlara düşürecek bir bilgi birikimine, analiz gücüne, soğukkanlılığa sahipti ve çok hazır cevaptı.

Gary Becker Şikago Üniversitesi’nde hem iktisat hem sosyoloji profesörüydü. Bazı yorumcular onun iktisada asıl katkılarının çalışma ekonomisinde olduğunu söyler. Ancak, metodunun ve eserlerinin sosyoloji yanında antropoloji, kriminoloji gibi dalları da derinlemesine etkilediğine kuşku yok.

Ardından bir yazı kaleme alan bir başka iktisat profesörü W. Block’un vurguladığı üzere Becker bir mantıksal pozitivist ve ampirisistti, Şikago Okulu’nun takipçisiydi. Bu yüzden, Block gibi az sayıda Avusturya İktisat Okulu takipçisi hariç, Avusturya İktisat Okulu mensupları Becker’ı da okulu da pek sevmez ve tutmaz. Ancak, bu derin ihtilâfı tarafların birbirini kesin reddi olarak görmektense liberal düşünce geleneğinin muazzam zenginliğinin işareti olarak yorumlamak daha uygun olur.

Becker rasyonel tercih teorisini geleneksel anlayışta iktisat alanının dışında olduğu düşünülen sahalara büyük bir gayretle ve dehayla uyguladı. İnsan davranışı analizlerini bazı yüzeysel yorumların iddia ettiği gibi kişisel çıkarı peşinde koşan rasyonel insan kavrayışına dayandırmadı. Becker’a göre insanlar hayatlarının bütün alanlarında karşılaştığı sınırlar çerçevesinde faydalarını maksimize etmeye çalışan varlıklardır. Başka bir deyişle insanlar rasyonel fayda maksimizasyoncusudurlar ve bunları sadece bildik ekonomik işlemlerde değil her alanda yaparlar: Eş seçerken, suç işlerken vb. Becker ekonomik modellemesinde bu davranışların daima ‘bencil’ olduğunu öngörmez; insanlar bencil, altruistik, sadık, kinci, mazoşist olabilirler. Becker’ın modellemesinde bunların hepsine yer vardır.

Becker’ın en ilginç çalışmalarından biri, piyasanın istihdamda renge dayanan ayrımcılığı elimine ettiğini kanıtladı. Buna göre, ayrımcılık yapmaktan sadece ayrımcılığa maruz kalan çalışan değil ayrımcılık yapan da zarar görmektedir. Hatta asıl zararı o görmektedir. Piyasa ayrımcılığı cezalandırır. İstihdam yaratanları ayrımcılık yapmamaya teşvik eder. Becker ‘Aile Üzerine Bir inceleme’ adlı çalışmasında insanların eş seçme, boşanma, kaç çocuğa sahip olacağına karar verme ve tasarruflarını emeklilikte harcama veya çocuklarına bırakma kararlarında karşılıklı davranışlarını inceledi. Ailenin küçük bir fabrika gibi modellenebileceğini ileri sürdü. Bu fabrikada iş bölümü ve zaman tahsisi büyük ölçüde ekonomik faktörler tarafından belirlenir. Meselâ, aile üyelerinin reel ücretleri arttıkça evde üretim için daha az ve dışarda tüketim için daha büyük müşevvik vardır. Bu kısmen iş hayatına daha fazla kadının katılmasını izah eder. Kadın istihdamında artış, kadınların gerekli geliri bağımsız olarak kazanabilme şansını artırması yüzünden, boşanmaların artmasına sebep olabilir. Gelir seviyesi ailenin sahip olmak isteyeceği çocuk sayısına ve çocukların eğitimi için harcayacağı para miktarına tesir edebilir. Ücretler yükseldikçe aileler daha az çocuk sahibi olmaya ve çocuğun beşerî sermayesine daha fazla yatırım yapmaya meyledecektir.

Becker 1985’ten 2004’e kadar Business Week dergisinde ayda bir yazı kaleme aldı. 2004’ten sonra Şikago Üniversitesi’nden bir başka önemli isim olan Richard Posner (Hukuk ve Ekonomi disiplininin kurucularından) ile birlikte bir blogda haftalık yazılar yazdı. Becker’ın yaklaşımı başlangıçta ya tepkiyle ya da ilgisizlikle karşılandı. Hatta Becker disiplin emperyalizmiyle de suçlandı. Ama çalışmaları ve metodu zamanla tüm sosyal bilimleri etkiledi. Bu dünyadan göçerken ismini insanlık tarihine asla unutulmayacak bir bilim ve fikir adamı olarak kazıdı.

Bakalım Becker Türkiye üniversitelerinin iktisat ve sosyoloji eğitimi müfredatına girecek mi, girecekse bu ne zaman ve kimlerin öncülüğünde olacak!

Bu yazı Yeni Şafak Gazetesi‘nde yayınlanmıştır.