CHP değişebilir mi?

CHP 1 Kasım seçimlerinde başarılı olamadı. Başarısızlık CHP için yeni değil. Çok partili hayatın başlangıcı 1946’dan bu yana CHP başarısız. CHP için yeni olan, “Yeni CHP” söylemlerine ve genel başkan değişikliğine rağmen başarısızlığın devamında… Yeni Genel Başkan ve Yeni CHP söylemleri de, seçmenlerin çoğunluğunu CHP’nin değiştiğine ikna edemiyor. Bu durum, CHP değişebilir mi sorularını gündeme taşıyor? Bu bakımdan 1 Kasım seçimleri sonrasındaki CHP tartışmaları, genel başkan değişikliği ötesinde bir derinlikte gelişiyor.

CHP 1946’dan bu yana sürdürdüğü laiklik ve rejim krizi üzerinden yürüttüğü siyasetten, bürokratik vesayetin çöküşüyle ağır bir yenilgiyle çıktı. Bürokratik vesayet sistemindeki ortaklarının güç kaybetmesi karşısında topluma dönmek zorunda kalan CHP, yeni bir arayış içine girdi.

Deniz Baykal’ın son döneminde başlayıp Kemal Kılıçdaroğlu’nun Genel Başkan olmasıyla hız kazanan bu arayış, CHP’nin tek parti dönemi ve 27 Mayıs sonrasındaki bürokratik vesayet döneminde oluşmuş ideoloji, teşkilat ve zihniyetin adeta CHP paradigmasının tartışılması anlamına geliyordu.

CHP ve havzasında bu işi tartışacak ve hayata geçirecek yeni bir hareket ve kadrodan bahsedilemeyeceğine göre, bu değişimin daha başlangıçta sınırlı olacağı söylenebilirdi. Nitekim değişim hamlesinin etkisi CHP içerisindeki tartışmalarla kırıldı, ikna edicilik vasfı azaldı, Genel Başkan Kılıçdaroğlu ve genel merkezin hareket alanı daraltıldı. Bu durum, en çok başörtüsü ve çözüm süreci tartışmalarında yaşandı.

Değişmiyor, Savruluyor

CHP’de Kemal Kılıçdaroğlu’nun Genel Başkan olmasından sonra Yeni CHP inşa edilemediği sürece, yeni toplumsal kesimlere açılarak partinin büyütülmesi çabası,  bir siyasi program ve tutarlılık ekseninde yapıl(a)mayınca  “savrulmalar” şeklinde telafi edilmeye çalıştı, çalışıyor.

“Yeni CHP” söylemi ve iddiası, başarılı olamadıkça yeni toplumsal kesimlere açılabilmek için Gezi’ye, sağa, Sarıgül’ün popülizmine, Cemaatin yolsuzluk kampanyasına, HDP’nin muhalefetine savrulan CHP’nin Erdoğan ve AK Parti karşıtlığı dışında ortak paydasının azaldığı ve bu savrulmalardan zarar gördüğü söylenebilir.

Herkesi Yakalayabilir mi?

Bu savrulmaların aşılması ve CHP’nin “herkesi yakalamak” isteyen bir partiye dönüşmesi de mümkündür. Ancak bu tercihin CHP’nin tarihi, ideolojik ve teşkilat mirasıyla bağdaşmasının zor olduğu kaydedilmelidir.  CHP “herkesi yakala” partisi olmaya karar vermesi ve bunu uygulaması, partinin taban ve teşkilatının ikna edilmesinin yanı sıra, ülkedeki genel siyasi iklime de bağlı görünüyor.

CHP birbiriyle telif edilemeyecek açıklamalar, değişim ve yenileşme tartışmalarıyla bir tutarsızlık ve yönsüzlük girdabına sürükleniyor. Hâlbuki değişim ve yenilenme dönemlerinde en tehlikeli olan şey, işte bu yönsüzlük halidir. Çünkü değişim ve yenilenme, korku ve umudu harekete geçirir.

Değişim eskiden memnun olanları ve yeniyle tasfiye olacakları korkuturken, vaat ettikleriyle de umut yaratır. Yönsüzlük işte bu korkuyu arttırırken, umudu ortadan kaldırır. Böylece değişim ve yenilenme için ihtiyaç duyulan temel dinamikten, yani umuttan mahrum kalınır. Bu durumda korku ve umudun yarattığı makası karşı cephe için kullanabilecek değişim ve yenilenmeyi taşıyan aktör, cephede ters dönerek kendi makasının hedefi haline gelebilir. CHP ve Kemal Kılıçdaroğlu, böyle bir tehlikeyle karşı karşıya kalmış görünmektedir.

CHP’nin içine düştüğü derin kuyudan kemdi başına çıkması zor görünüyor. CHP kriz yerine işbirliğini seçer ve siyasi merkezin demokratik bir rol oynarsa değiştiğini kendi tabanına ve Türkiye’ye gösterebilir.

Yeni Yüzyıl, 17.11.2015

http://xn--yeniyzyl-b6a64c.com.tr/makale/chp-degisebilir-mi-124

Bu Yazıyı Paylaşın

Önceki İçerik
Sonraki İçerik

BU YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZAR PROFİLİ

SON YAZILAR

bizi takip edin
sosyal medya hesaplarımız

0BeğenenlerBeğen
0TakipçilerTakip Et
1,714TakipçilerTakip Et