Basın toplantısında Baykal, hiç de özel hayatı deşifre edilmekten dolayı mağdur edilmiş, yaşadığı özel ilişkiden dolayı utangaçlık duyan bir portre çizmedi. Bilakis o, kararlı ve kendinden emin bir imaj vermeye çalıştı.Siyasete yeni atılan biri kadar arzulu, cesur ve alnı açık bir görüntü vermek için çabaladı. Yaşadığı ilişki konusunda hiçbir şey söylemedi ve en önemlisi hiçbir inkarda bulunmadı. Baykal, yaşadığı ilişkinin kendisi için sorun olmadığını, bu işin kendisi için kapandığını, ancak yaşanılanların kendisini aşan boyutları olduğuna herkesi ikna etme havası içerisindeydi.
Baykal, yaşadığı ilişkiden dolayı hiç kimseden özür dilemedi, hiç kimseden bu konuda yargılama yerine anlayış bekleyen sahici bir insan gibi konuşmadı. Ancak Baykal, daha ilginç bir şey yaptı. Yaşadığı ilişkinin deşifre edilmesinin ahlaksızlığını, vicdansızlığını ve seviyesizliğini dini bir terminoloji kullanarak kınadı. Evlilik dışı bir ilişkinin deşifresinin dini temelde eleştirilmesi çok ilginçtir. Baykal, dini bir terminoloji kullanmakla toplumun dindar kesimleri nezdinde kişisel itibarını koruyacağını düşünmüş olabilir.
Yaşanan olayın ağırlığını üzerinden atmaya çalışan Baykal, esas stratejisini bu noktadan sonra kurgulamaktadır. Baykal, ilk önce yayınlanan kasetin parti içi muhalefetin bir komplosu olmadığına toplumu ikna etmeye çalışmaktadır. Ayrıca Baykal, Fethullah Gülen Hoca Efendi’nin olaydan duyduğu üzüntüyü ifade etmesini samimiyet olarak değerlendirdiğini özellikle ifade etmiştir. Böylece Baykal, kaset olayını cemaatin bir komplosu olarak sunan çevrelere itibar etmediğini ortaya koymuştur. Kaset olayını parti içi ya da cemaat komplosu olarak görmeyen Baykal, bütün süreci bir AKP komplosuna indirgeme konusunda çok kararlıdır. Baykal’ın istifasının arkasındaki derin strateji, olayın bir AKP komplosuna indirgenmesine dayanmaktadır.
Olayı bir AKP komplosuna indirgemek suretiyle Baykal, muhalifler dahil bütün CHP örgütünü ve tabanını gayri resmi lider olarak kendi etrafında bütünleştirmeyi hedeflediği gibi, toplumun dindar kesimleriyle diyalog kurmaya hazır sempatik lider görüntüsü vermeye çalışmaktadır. Bu istifayla, CHP teşkilat ve tabanına Baykal’sız bir CHP’nin varoluşunun zor olduğu hatırlatılmakta, Baykal’a sahip çıkılmaması durumunda pusuda bekleyen AKP gibi düşmanların sadece Baykal’ı değil bütün CHP’yi mahvedeceği izlenimi verilerek bütün parti örgütü canlı ve dinamik tutulmaya çalışılmaktadır.
Baykal, basın toplantısında kaset olayını kendi özel ilişkisinin deşifresi olarak değil, CHP’ye ve bütün Cumhuriyet kazanımlarına bir komplo olarak sunmuştur. Baykal, bu zor zamanda Baykal’ın yanında olmanın gerçek CHP’li olmak ve Cumhuriyet değerlerini savunmak olduğu mesajını vermiştir. Baykal’ın sadece kendisinin ve bir bayan milletvekilinin tarafı olduğu özel bir ilişkinin sergilenmesini, kolektifleştirmesi, yani CHPlileştirmeye ve Cumhuriyetleştirmeye çalışması, Türk siyasi hayatında liderlerin kendi kişiliklerine verdikleri abartılı değere son bir örnek olarak değerlendirebiliriz. CHP ve Cumhuriyeti öne sürmesine rağmen Baykal’ın asıl vurgulamak istediği gerçekte kendi önem ve değeridir.
Baykal, sözde istifasını bir teslim olma değil bir meydan okuma olarak takdim etmiştir. Meydan okunan AKP ve Cumhuriyet düşmanlarıdır. Yılmaz Cumhuriyet savaşçısı rolüyle mücadeleye devam edeceğini ifade eden Baykal, aslında istifa etmemiş, kendisini CHP’nin doğal genel başkanı olarak ilan etmiştir. İstifa etmesine rağmen, partiye hakim güçlü genel başkan rolünü oynamaya, Baykal bir süreliğine arzulu gözükmektedir. Geçecek süre içinde Baykal, hem kendisini yöneltilecek eleştirilerden korumayı, hem de Gül’den sonra Cumhurbaşkanlığını garanti edecek bürokratik ve toplumsal desteği alacağını hesaplamaktadır.
Son kaset olayıyla başlayan süreçte Baykal, kurmaylarıyla çok ince bir stratejiyi uygulamaya koymuş gözükmektedir. İstifa kararıyla ilgili farklı yorum ve görüşlerde bulunmak mümkün olmasına rağmen, şu an itibariyle kesinlik derecesinde söylenecek şey şudur: Bu istifa, hiçbir şekilde Baykal’ın CHP’den vazgeçtiği anlamına gelmemektedir, bilakis istifa hamlesi, Baykal’ın CHP için vazgeçilmezliğini ortaya koymak için yapılmıştır diyebiliriz.
11.05.2010