Güne artık yeni bir darbe planının haberini öğrenerek başlamak, hayatımızın rutini haline gelmeye başladı.
Aslında öğrendiklerimiz darbe planı değil. Sanki her gün vahşet gezegeninden yeni bir kirli ve korkunç tehdit alıyoruz. Her gün yenisi ortaya çıkan vahşet planları, bizi artık hayrete düşürmüyor. Bu da düşünülür mü diye şoke oluyoruz.
Son yıllarda darbe planı adı altında ortaya çıkan belgeler, dil ve düşünce dünyamızda küçük bir literatür oluşturmaya başladı. Darbe günlükleri, Yakamoz, Sarıkız, Ayışığı, Eldiven, İrticayla mücadele planı, Lahikalar, Kafes planı ve en son ortaya çıkan Balyoz planı. Ortaya o kadar çok kirli plan çıktı ki, artık onları takip etmekte ve adlarını hatırlamakta zorlanıyoruz.
Daha Kafes planının şokunu atlatmadan ortaya Balyoz planı adı altında yeni bir cinayet projesi çıktı.
Koç müzesini ziyaret edecek ilkokul çocuklarına ölüm tuzağı kuran Kafes planı, hepimizin tüylerini diken diken etmişti. En az Kafes planı kadar korkunç olan Balyoz planı, insanlığın, vicdanın ve ahlakın öldüğünü ilan eden bir belge olarak karşımıza çıktı.
Balyoz planına göre Fatih Camisine bombalar konulacak, patlayan bombalarla yüzlerce insanın ölmesi sağlanacak. Ege”de bir savaş uçağı, planı hazırlayanlar tarafından düşürülecek ve bu uçağı Yunanistan”ın düşürdüğü süsü verilecek.
Yaratılan kaos ortamında kendilerinden yararlanılacak ve tutuklanacak gazetecilerin listeleri hazırlanmış. Darbe günü okunacak MGK bildirisinden ve hükümet listesine kadar her şey en ince detayına kadar düşünülmüş.
Camileri bombalayarak yüzlerce masum insanı öldürmeyi, Ege”de kendi savaş uçağımızı düşürmeyi, binlerce insanı tutuklamayı öngören Balyoz planı niçin hazırlandı?
Sırf Ak Parti”yi iktidardan indirmek ve militerleri daha da muktedir kılmak için. Bir iktidar mücadelesi uğruna insanlığı ve vicdanı hiçe sayan korkunç bir vahşet planıyla karşı karşıya bulunuyoruz.
Şimdiye kadar ortaya sayısız korkunç plan çıkmasına rağmen, bu planın arkasındaki güçler, vahşet planlarının arkasındaki zihniyetin deşifre olmaması için ellerinden geleni yaptılar.
Darbe günlükleri ortaya çıktığında, o günlükleri hazırlayan Oramiral inkar etti. Daha sonra günlüklerin onun kişisel bilgisayarından çıktığı ispatlandı. Ama kamuoyu günlerce o günlüklerin muhtevasını değil, o günlüklerin ona ait olup olmadığını tartıştı.
Bir Albay”ın imzasıyla hazırlanan Ak Parti ve Gülen Cemaati”ne karşı komplo kuran İrticayla mücadele planı ortaya çıktı. Günlerce imzanın Dursun Çiçek”e ait olup olmadığını tartıştık. O belgedeki imzanın Dursun Çiçek”e ait olduğu yapılan laboratuar çalışmaları sonucunda ortaya çıktı.
En son olarak Balyoz planı adı altında beş bin sayfa civarında belgeden oluşan bir vahşet projesinden haberimiz oldu. Balyoz planını hazırlayanlar, o planı inkar etmemekte, ancak onu önemsiz ve sıradan göstermeye çalışmaktadırlar. Onlara göre, Balyoz planı olarak yayınlanan belgeler ve bilgiler, askerin rutin bir seminer çalışmasından ve herhangi bir kaos ortamında nasıl davranılacağını belirleyecek bir zihin jimnastiğinden başka bir şey değil. Başka bir ifadeyle, balyoz planını hazırlayanlar, camilerde yüzlerce insanın öldürülmesini sağlamak, Ege”de kendi savaş uçağımızı düşürmek ve binlerce insanı tutuklamak gibi korkunç şeyleri içeren bir planı önemsemememizi ve onların dediğine güvenmemizi bizden istememekte, bize emretmektedirler.
Yayınlanan belgeler ve bilgiler hakkında teknik tartışmaları merkeze alıp, planların muhtevasındaki ruhu ve ideolojiyi önemsiz göstermeye çalışmak, bu planların korkunçluğunu idrak etmemize engel olmaktadır. Ortaya çıkan Balyoz Planında bu toplumda yaşayan herkese karşı derin bir düşmanlık ve nefret vardır. Yüz yıldır bu ülkede muktedir konumunda olanlar, milletten yani hepimizden nefret etmişlerdir ve bütün toplumu düşman olarak konumlandırmışlardır. Bu bağlamda İsmet İnönü”nün şu sözünü her zaman hatırlamakta yarar vardır.
İnönü savaşları sırasında Bursa”dan dönen subaylara İsmet İnönü şöyle demiştir: “İçinde bulunduğunuz vaziyeti bilesiniz. Padişah düşmanınızdır. Yedi düvel düşmanınızdır. Bana bakın, kimse işitmesin, millet düşmanınızdır” (Taner Timur, Türk Devrimi ve Sonrası, Ankara : Doğan Yayınevi, 1971, s. 26.)İsmet İnönü”nün “millet düşmanınızdır” sözünü, o günden beri bütün muktedirler duydu ve hep milleti düşman konsepti içerisinde değerlendirdiler. Balyoz planı, toplumu düşman olarak gören ve ondan nefret eden bir vahşet planından başka bir şey değildir.
stratejikboyut.com