Antibiyotik kıyameti

İnsan cinsi en iyi zamanlarında yaşıyor. Ortalama ömür süresi bin yıl önce yaşamış olanların hayal edemeyeceği kadar uzadı. Bazı ülkelerde 90 yıla dayandı. Refah seviyemiz çok yüksek. Birkaç asır önce insanların temel gailesi karnını doyurmaktı.

Bugün açlık dar insan nüfuslarıyla sınırlanmış durumda. Yediğimizin kalitesi ne olursa olsun çoğumuz düzenli ve istikrarlı beslenme imkânına sahibiz. İletişim ve ulaşım ise bugünkü insanın aklının bile alamayacağı hıza ve hacme ulaştı.

Her an birileriyle çeşitli yollardan iletişim hâlindeyiz. Uzak topraklara seyahat eden, farklı hayat tarzlarını ve kültürleri yerinde müşahede eden milyarlar var. Merak edenler internetten günlük uçak seferleriyle ilgili ışıklı grafiklere baksalar, hayretler içinde kalabilirler…

Bütün bunlar içinde yaşadığımız hayat şartlarının kolay kazanıldığını, ne yaptığımızdan bağımsız biçimde ortaya çıktığını ve ne yaparsak yapalım kalıcı olduğunu sanmamıza yol açıyor. Yaklaşık üç asırlık kesintisiz gelişme ilerlemenin daima devam edeceği kanaatinin ve hissiyatının kafamıza, kalbimize yerleşmesine sebep oldu. Bu biz insanları bazen tedbirsizleştiriyor, hatta küstahlaştırıyor. Kainatın efendisi gibi konuşmaya ve davranmaya itiyor.

Oysa ne insan kainatın efendisi ne de bugün sahip olduğumuz hayat şartları ne yaparsak yapalım mutlak anlamda kalıcı. Tabiatın büyük afetleri karşısında hâlâ aciziz. Hepimiz ölümlüyüz. Diğer taraftan, hayat şartlarımız benimsenen ve uygulanan ekonomi politikalarıyla yakından bağlantılı. Daha kolay anlaşılması için şöyle anlatayım: Bugün dünyanın en zengin ülkesi ABD. Bunu askerî gücünden teknolojideki üstünlüğüne kadar her alanda gözlemliyoruz.

Ancak, yanlış ekonomi politikaları ABD’yi söz gelişi bir asır içinde nispeten geri, fakir bir ülke durumuna düşürebilir. Mahvoluşun, uygarlıktan barbarlığa geçişin reçetesi belli: Özel mülkiyeti ve serbest ticareti yasakla, bireysel özgürlükleri iptal et, insanı ve toplumu yeniden yaratmaya kalkış, kural egemenliğinin yerini güç egemenliğiyle kapla. Bunları yaparsak gerilemek ve felakete düşmek kaçınılmaz.

Bazı durumlarda felaket insanın amaçlanmamış davranışlarıyla da gelebilir. İnsan istemeden ve farkında olmadan kendi felaketine yol açabilir. Bugünlerde bu çizgide ikazlar antibiyotikler üzerinden geliyor.

Antibiyotiğin icadı insanlık tarihindeki en ileri adımlardan biriydi. Kelimenin gerçek anlamında bir hayat devrimiydi. Antibiyotik insanların hastalıklarla mücadelesini kolaylaştırdı. Eskiden insanların kitleler hâlinde ölümüne, sapır sapır toprağa dökülmesine sebep olan hastalıklar antibiyotik sayesinde basit tedbirlerle tedavi edilebilen hastalıklara dönüştü. Hatta bazı hastalıklar insan hayatından tamamen çıkmaya yüz tuttu.

Ne var ki, insanlık bu alanda yolun sonuna yaklaşıyor gibi. Antibiyotiklerin yerli yersiz, gelişigüzel ve sınırsızca kullanılması antibiyotiklerle mücadele ettiğimiz organizmaların evrimine sebep oluyor. İnsan vücuduna yerleşmiş veya yerleşme potansiyeline sahip bu organizmalar her organizma –meselâ insan- gibi beka mücadelesi veriyor. Bu çerçevede, kendini yeni şartlara adapte ediyor.

Değişen şartlar altında hayatta kalmayı öğreniyor, bunu sağlayacak direnç yolları, savunma mekanizmaları geliştiriyor. Dikkatsiz ve aşırı kullanılan antibiyotikler organizmaların evrimini ve mutasyonunu kolaylaştırıyor. Bu gidiş bizi antibiyotik kıyameti denebilecek bir duruma doğru götürüyor.

Antibiyotik kıyameti vuku bulursa insanlık antibiyotik öncesi duruma dönebilir. Bu bizi iki şeye zorlar: İlk olarak antibiyotiklerin daha yenilerini ve güçlülerini yapmaya çalışabiliriz. İkinci olarak antibiyotiklerin yerini alacak şeyler –ikameler- geliştirmeye çalışabiliriz.

Bunların her ikisi de zaman alacak ve yüksek maliyet getirecek yollar. Biri veya diğeri gerçekleşene kadar insanlık karanlık bir çağa girer. Sıradan hastalıklar felakete dönüşür. İnsan nüfusu hızla azalır. Bunun ekonomik ve sosyal hayatta dramatik yansımaları olur.

Umarım korktuğumuza uğramayız, en azından yakın gelecekte…

Yeni Yüzyıl, 20.12.2015

Bu Yazıyı Paylaşın

BU YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZAR PROFİLİ

SON YAZILAR

bizi takip edin
sosyal medya hesaplarımız

0BeğenenlerBeğen
0TakipçilerTakip Et
1,714TakipçilerTakip Et