Ortaya çıkan kaset, Kürt sorununun çözümün en güçlü imkanını hala Ak Parti olduğunu gösteriyor. Yine kasetteki ifadeler Erdoğan’ın büyük riskler pahasına cesur adımlar atmaya kararlı bir lider olduğunu göstermektedir.
Türkiye’nin gündeminin belirlenmesinde internette yayınlanan kasetler, belirleyici olmaya devam ediyor. Baykal olayı, seçim öncesi internete düşen MHP’lilerin görüntüleri, emekli askerlere ait birçok ses kaydı birçok konunun tartışılmasına neden oldu. En son Işık Koşaner’e ait olan ses kaydı ordu konusunda eleştirel bir tavır geliştirmenin gerekliliğine dair kamuoyunda ciddi bir kanaatin oluşmasına katkı sağladı. Son olarak PKK-MİT arasında yürütülen görüşmelere dair bir kaset internette yayınlandı. Kamuoyu, uzun süreden beri MİT’ten bazı resmi yetkililerin örgüt temsilcileriyle görüşmeler yaptığını biliyordu. Aslında yayınlanan ses kaseti, malumun ilanı anlamına gelmektedir. Bu kasetle örgüt ve devletin değişik düzeylerde ilişkiye geçtiği belgelenmiş olmaktadır.
Örgüt ve devlet arasındaki ilişkilerin tarihi çok eskilere dayanmaktadır. MİT yetkilileri ve örgüt temsilcileri arasında yürütülen görüşme kayıtlarını sızdıranlar, birtakım siyasi ve sosyal sonuçlar elde etmeyi hedeflemektedirler. Görüşme kasetlerini sızdıranların hangi amacı gerçekleştirmeyi hedefledikleri ve kimleri oyun dışı bırakmak istedikleri üzerinde durulması gereken önemli sorular olarak karşımızda durmaktadır.
KASET, DEMOKRATİK AÇILIMIN DOĞRU OLDUĞUNU GÖSTERDİ
Hükümetin başlattığı açılım politikasının doğruluğu, bu kasetle bir kez daha tescillenmiş bulunmaktadır. Açılım karşıtları, başından beri bu girişimin başarısız olması için uğraştılar. Açılım girişimi, şiddet ve çatışma yanlısı kesimlerin panik ve korkuya kapılmasına neden olmuştur. Bu kaset, açılım karşıtlarının kendilerince ciddi bir hazırlık yaptığını ortaya koymaktadır.
MİT ve örgüt temsilcileri arasındaki görüşmelerin kaydedildiği kaset, her şeyden önce Başbakan Erdoğan’ın yalnızlaştırılmasını hedefleyen kesimler tarafından yayınlanmıştır. Ülke içinde ve dışında büyük bir sosyal desteğe sahip olan Erdoğan, İslam coğrafyasında da büyük bir popülarite ve sempati kazanmaktadır. Bu kaset, aslında Erdoğan’ın ulusal ve uluslar arası imajına darbe vurmayı amaçlamaktadır. Başka bir ifade ile kaseti kaydedenler ve yayınlayanlar Erdoğan’ın o çok meşhur karizmasını çizmeyi ummaktadırlar. Vizyoner, dinamik ve kararlı bir lider profili ortaya koyan Erdoğan, ulusal ve uluslar arası kamuoyunda bir örgüte teslim olmuş aciz ve zavallı bir lider konumuna düşürülmek istenmektedir. Bu kaseti yayınlayanlar, Erdoğan’ın zayıf, güvenilmez ve aciz bir kişi olduğuna dair bir algı yaratmaya çalışmaktadırlar. Erdoğan’ın sıradanlaştırılmak suretiyle zayıflatılması ve yalnızlaştırılması, kaseti yayınlayanların en büyük arzusudur.
Kaseti yayınlayanlar, karizmasını çizmek istedikleri Erdoğan’ın paniğe kapılmasını ve hata yapmasını şiddetle arzulamaktadırlar. Erdoğan’ın yalnızlaşmasını isteyenler, Erdoğan’dan kendi kendisini yalnızlaştırmasını dayatmaktadırlar. Kaseti yayınlayanlar Erdoğan’dan kurban istiyorlardı. Kurban olarak istenilen kişi MİT müsteşarı Hakan Fidan’dan başkası değildir. Başbakan’dan Fidan’ı harcamasını isteyenler, aslında eski rejimin MİT gibi kurumlarda tesis ettiği statükoyu aynen devam ettirme amacındadır. Aslında bu kasetin yayınlanmasını, sadece yeni MİT’e karşı olmanın ötesinde Türkiye’nin kendisini yenileme gücünü zayıflatma arzusunun bir tezahürü olarak okuyabiliriz.
Kasetin yayınlanmasından sonra ortaya çıkan tablo, kasetin akasındaki mihrakları hayal kırıklığına uğratmıştır, çünkü arka plandaki güçler kasetle kamuoyunda yaratmak istedikleri ölçüde büyük bir tepki, provokasyon ve infial oluşturamamışlardır. Kamuoyu, görüşme kaseti olayını çok sıradan bir olay olarak değerlendirmiş ve bu yayına rutin bir gelişme olmanın ötesinde bir değer atfetmemiştir. Toplumun bu sakin ve olgun tavrının altı özellikle çizilmelidir.
AK PARTİ ÇÖZÜM İSTİYOR
PKK-MİT arasındaki görüşmeleri içeren kaset, alışageldiğimiz birçok ezberi bozmamız gerektiğini öğretmiştir. Genellikle kamuoyunda örgüt yöneticilerinden Karasu, PKK’nın şahin kanadının temsilcisi olarak gösterilmektedir. Ancak görüşmelerde bu ismin yer alması, çok ilginçtir. Örgütün Ak Parti’yi en büyük düşman olarak gösterme stratejisi, örgütün bizzat kendisini büyük açmazların içine düşürmüştür. Örgüt, yeni Türkiye’nin dinamiklerini, Ak Parti’nin değişim ve yenilenmenin ana motoru olduğu gerçeğini kavramamış gözükmektedir. Örgüt, Ak Parti’ye gelip geçici bir siyasi aktör olarak bakmakla büyük hesaplama hataları yapmıştır. Kürt sorununun çözüm yoluna konma imkanını hala Ak Parti ve Erdoğan sunmaktadır. Kasette ifade edilen görüşmeler, Erdoğan’ın büyük riskler pahasına cesur adımlar atmaya kararlı bir lider olduğunu göstermektedir. Ancak örgüt temsilcileri, Ak Parti’ye ve Erdoğan’a şüpheyle, korkuyla ve ikili tavırla yaklaşmaktadırlar. Görüşme kayıtları, Erdoğan’ın devletin alışılagelen ezberlerini bozduğunu göstermektedir. Ancak örgütün kendi ezberlerini bozmada gösterdiği başarısızlık, açılım sürecinin ilerlemesinin önünde ciddi bir engel oluşturmuştur.
Yeni Şafak, 18.09.2011