Gezi parkı olayları en çok liberalleri bölmüş görünüyor. Eylem yapılabilirliği, polis şiddeti gibi konularda pek ihtilaf olmasa da, artık ne yapılmalı sorusu konusunda taban tabana zıt iki kutup oluştu. Meselenin bizzat kendisinin liberalizm ile doğrudan ilişkisi yok, belki bir nebze siyasi kültürle alakalı.

Son 10 yıl içinde liberaller AK Parti hükümetlerinin maruz kaldığı  “demokrasi dışı” müdahale/dayatmalar nedeniyle asıl itirazlarını hep saklı tutup hükümete “amasız lakinsiz” destek vermek zorunda kaldı. Bu demokrasi  dışı müdahalelerin nispeten azalmasıyla da yavaş yavaş itirazlarını dillendirmeye başladılar ki, tam bu noktada AK Parti-liberaller ittifakı/ilişkisi üzerine çeşitli tartışmalar hasıl olmuş, iki kesim arasında “kim kimi kullandı” tartışması yaşandı.

Aslında gezi parkı olayları liberallerin belki ilk defa, yerel sıkıntılardan münezzeh bir şekilde, tam da Batı’da olduğu gibi liberal değerler üzerinden yürütebilecekleri ve en hazırlıklı oldukları konuda piyasada ses getirebilecekleri bir fırsattı. Ama olmadı.

Zira eylemin hem kendi içinde bölünmesi (şiddete başvurmayanlar-sokakları kasıp kavuranlar) hem de eylemden istifade hükümete karşı bir operasyon başlatıldığı izlenimi uyandırmasıyla liberaller, operasyon karşı çıkanlar, eylemin meşru yönüne ve hükümetin tepkisine dikkat çekenler ve her ikisini birden yapanlar olarak 3’e bölündü.

inayyildiz@gmail.com

Yani kimileri için bu “bize özgü” yerel sıkıntılar, bazı eleştirilerin yeniden saklı tutularak hükümete destek verilmesini sağlarken bazı liberaller için, ‘yok, artık değil’ şeklinde karşılandı.

Oysa böyle olmayabilirdi.

Zira katılımcı demokrasi, liberalizm-demokrasi gerilimi, gösteri ve yürüyüş hakkının doğal ve pozitif hukuktaki yeri, Türkiye’de siyasetin kurumsallaşma düzeyi gibi konular liberallerin köşelerine pek sirayet edemedi. Bunun yerine asıl tartışma, uzlaşma, sağduyu, iktidarın otoriterleşmesi, eylemcilerin profili ve eylemlerin nasıl son bulacağı gibi, ilkesel olmayan, taban taban zıt görüşlerin hepsinin aynı anda haklı ve geçerli olabileceği, çoğu siyaseten doğrucu, ya da şiddet tehdidine karşı sarınılması gereken “çıkış yolu” konularından oluştu.

Açıkçası naçizane gözlemim şu ki, liberaller bu sefer “AK Parti’li ya da muhalif görünmek veya görünmemek” güdüsüyle analizlere giriştiler ve son yıllardaki en kötü performansı gösterdiler. Sokağa ve konuşmaya övgünün tavan yaptığı ortamda bazen muhalif olabilmenin susmaktan geçtiğini ıskaladılar. O hani, bu toprakların kadim mağduru olan ve öyle de kalan sessiz, vakur, sabırlı, işinde gücünde, mazbut kitlelerin sesi olmayı bu sefer başaramadılar. Konuyu kendi mecralarında, uzmanlık alanlarında ele almakta başarısız kaldılar.

Liberallerin “piyasa”daki başarılarını, piyasada gösteremedikleri kanaatindeyim.

Ne yapalım, sağlık olsun. Hani futbolcular sıklıkla derler ya, “önümüzdeki maçlara bakacağız artık”

Bu Yazıyı Paylaşın

BU YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZAR PROFİLİ

SON YAZILAR

bizi takip edin
sosyal medya hesaplarımız

0BeğenenlerBeğen
0TakipçilerTakip Et
1,714TakipçilerTakip Et