14 Mayıs’tan 28 Mayıs’a ve Önümüzdeki Süreç

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın % 49.52, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun % 44.88 aldığı ilk turun sonucunda muhalefet sonuçları hazmedemeyerek depremzedelere hakaret, keskin ideolojik değişim ve kendisine oy vermeyen seçmene karşı ötekileştirme girişiminde bulundu. Bu hakaretler seçmende bir karşılık bulmadı ve Erdoğan ikinci turun sonunda tekrar Cumhurbaşkanı seçildi.

Muhalefet 14 günlük süreç içerisinde birçok hata yaptı. Keskin ideolojik değişimler halk nezdinde samimi bulunmadığı gibi ilk turda Kılıçdaroğlu’na oy veren bir kesimin de sandığa gitmemesine yol açtı. Tabiî bu da Kılıçdaroğlu – Ümit Özdağ ittifakının da Güneydoğu ve Doğu Anadolu’da çok hoş karşılanmadığı yorumunu da beraberinde getiriyor. Elbette masaya son anda katılan Özdağ isminin ötesinde ittifak içerisinde herkesin öncelikli alacağı makamın deklare edilmesi de samimiyetten uzak ve bu birlikteliğin bir “çıkar birlikteliği” olduğunu gösteriyordu. Altılı masa paydaşlarının en büyük çıkarı ise kendi tabirleri ile “Erdoğan’ı devirmek” idi. Günün sonunda bu gerçekleşmedi.

Ama seçim  akşamı  Kılıçdaroğlu’nun  konuşmasına baktığımızda %48’i bir başarı olarak görüyor ve başarısızlığı kabul etmiyor iken İYİ Parti lideri Akşener daha itidalli ve sonuçları kabul etmiş bir şekilde konuşma gerçekleştirdi. Gelinen süreçte şu sorulmalıdır: Hedef parlamenter sistemdi, olmadı. Hedef, “Erdoğan’ı göndermekti”, olmadı. O zaman altılı masa hangi motivasyon ile birarada kalacaktır?  Önümüzdeki yerel seçimler mi hedefleniyor? Kamuoyuna yansıyan bilgilerden  anlaşılıyor  ki  Kılıçdaroğlu’nun  hedefi  yerel seçimler. Büyük ihtimalle Kılıçdaroğlu, bu motivasyon  ile  hem  kendi koltuğunu korumaya çalışacak hem de altılı masayı birarada tutmaya çalışacak.  Görünen o ki parti içerisinde delege yapısına baktığımızda Kılıçdaroğlu eğer isterse CHP Genel Başkanlığını koruyacaktır. Çünkü seçim gecesi muhalif  kesime baktığımızda Kılıçdaroğlu’nu  eleştirmek yerine verdiği mücadelen dolayı teşekkür edildi. Bunun yanında ise 14 Mayıs seçimlerinden sonra olduğu gibi Erdoğan’a oy veren seçmeni aşağılama ve ötekileştirme girişiminde bulunuldu. Demokrasilerde halkın verdiği kararı  kabul etmezseniz ve verilen mesajı anlamak istemezseniz  bir sonraki seçimlerde daha ağır bir şekilde cezalandırılırsınız. Halk çok açık bir şekilde “Kılıçdaroğlu’na iktidar vermem” derken, bu direniş CHP ve masanın diğer ortaklarına zarar olarak geri dönecektir.

Muhalefet bloku ilk tur seçimleri öncesinde de sosyal medyaya fazla kulak kabartarak gerçeklerden uzaklaştı. Bunun sonucunda ise 14 Mayıs yenilgisini yaşadıklarını bir önceki yazımda yazmıştım. Yine aslında kısa süre içerisinde popülist söylemler ve sosyal medyada seçim kazanılacağını  düşünmüşlerdi ki  bu gerçek olmadı. Bundan sonra muhalefet ve iktidarı bekleyen yol ayrımları var. Öncelikle iktidar kendisine duyulan güveni boşa çıkarmamak için ekonomide ciddi  adımlar atarak halkın alım gücünü ve refah seviyesini yükseltmeyi hedefleyecek. Muhalefet ise kurdukları sistemin halkta ne kadar karşılık bulduğunu ve birarada durmalarının zarar mı yoksa yarar mı getiriyor olacağına bakacak. Bunun yanında CHP artık kendi içerisinde bir karar vermeli. Kılıçdaroğlu ile yola devam etmeleri ne kadar doğru? Önümüzde yerel seçim olduğunu düşündüğümüz zaman iki tarafın yapacağı hamleler şimdiden önemli yapı taşları olacak ve seçmenin davranışlarını etkileyecektir.

Bu Yazıyı Paylaşın

BU YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZAR PROFİLİ

SON YAZILAR

bizi takip edin
sosyal medya hesaplarımız

0BeğenenlerBeğen
0TakipçilerTakip Et
1,714TakipçilerTakip Et