Zeytin, Ekmek ve Türkiye’nin Tarım-Gıda-Hayvancılık Politikaları Üzerine

Augustine, bir vaazında bu ekmeğin öyküsü sizin öykünüzdür” demiş, bir buğday tohumunun ekmeğe dönüş hikâyesini anlatmıştı.

İlyada’da bir zeytin ağacı Homeros’a “Ben herkese aidim ve kimseye ait değilim, sen gelmeden önce de buradaydım, sen gittikten sonra da burada olacağım” diyerek ölümsüzlüğünü ifade etmişti. Yine Nur Suresi 35. ayette zeytin ağacı için “doğuya ve batıya ait olmayan” nitelendirilmesi yapılarak adeta bu kutsal ağacın bağımsızlığına vurgu yapılmıştır.

Zeytin ve ekmek…

Sanırım, sadece kaliteli ve lezzetli bir ekmek ile kaliteli ve lezzetli zeytin veya zeytinyağı yiyerek hayatımı sürdürmek benim için pek de sorun olmazdı. Çünkü bu iki lezzet bana yaratıcının insanoğluna verdiği hediyeler gibi geliyor ve tadı yakaladığımda kendimi gerçekten mutlu hissedebiliyorum. Abarttığımı düşünenler olabilir, belki. Ancak abartmıyorum. Bu iki besin benim hayatımda pek çok anıyı tetikleyen, uzun muhabbetlerin eşlikçisi yiyeceklerdir. Bu yönüyle beni ayrıca etkiliyor olsa da bu iki lezzet oldukça besleyici, lezzetli, şifalı ve hatta mistik lezzetlerdir. Nitekim pek çok kutsal metinde bu lezzetler anılır, övülür ve hatta kutsanır.  Örneğin Kuran’da Tin Suresinde “zeytin” üzerine yemin edilir. Nur süresinde ise zeytin ağacından saçılan ışık Allah’ın nuruna benzetilir:

“Onun nûrunun misali, içinde kandil bulunan bir kandilliktir. Kandil bir cam içindedir, cam inciyi andıran bir yıldızdır; (bu kandil) doğuya da batıya da ait olmayan, yağı neredeyse ateş dokunmasa bile ışık veren mübarek bir zeytin ağacından yakılır. Nûr üstüne nûr. Allah nûruna dilediğini kavuşturur.” Nur, 35

Benzer şekilde ekmek de pek çok kutsal metinde kendine yer bulmuştur. Örneğin Eski Ahit’te Samuel’de şu ifadeler geçmektedir:

“Bunun üzerine kâhin ona kutsanmış ekmek verdi; çünkü orada huzura konan ekmekten başka ekmek yoktu. Bu ekmek Rabbin huzurundan alındığı gün yerine sıcak ekmek konurdu” Samuel, 21

Yine Hz. Muhammet’in “Ekmeğe hürmet ediniz. Ona hürmet edene Allah da ikramda bulunur” dediği rivayet edilir.  Pek çok metinde kutsal olan ve hatta günümüzde birtakım dini ritüellerde dahi kullanılan bu yiyeceklerle alâkalı bu kısa yazıyı yazma sebebim ise beni üzen bazı konulara değinebilmektir. Bu konuları şu şekilde açıklamak istiyorum:

Geçtiğimiz günlerde EVOO World Ranking’in açıkladığı en kaliteli 100 zeytinyağı markasını inceledim. Ne yazık ki ülkemizden ilk 100’e girebilen yalnızca 14 marka bulunmakta. Ne yazık ki diyorum çünkü Türkiye’nin iklimi, ağaçlarının geçmişi, üretim kapasitesi kaliteli zeytin ve zeytinyağı için çok müsait. Dolayısıyla kaliteli markalarımızın sayısının daha fazla olması gerekirdi. Yine de ilk 100’de yer alan ancak zincir marketlerde -Asiltane, Hermes ve Nermin Hanım dışındakileri pek görmedim- kendilerine yer bulamayan markaları ve özellikle 4. olan -yediğinizde gerçekten zeytinyağını hissettiğiniz- NovaVera’yı tebrik etmek gerekiyor. (1)

Diğer yandan ne yazık ki Türkiye’de zeytinyağı üretimi kapasitesi iyi olsa da halkımız zeytinyağı tüketememektedir. Ülkemizde tüketilen yağ oranının %85’i ayçiçek yağı olup bu durumun değişmesi için birtakım önlemlerin alınması ve teşviklerin gündeme getirilmesi gerekmektedir. Çünkü zeytinyağı sağlıktır. (2)

Yine aynı şekilde dünyada ekmeği en çok tüketen milletlerden biri olan halkımız ne yazık ki ekmek olarak beyaz ekmek yemektedir. Oysa ülkemiz, tahıllar açısından zengin ve kapasiteli bir ülkedir. Hele ki siyez tohumu gibi 6000 yıllık, genetiği değiştirilmemiş, hazine gibi bir buğday türüne sahipken beyaz ekmeğin bu kadar yaygınlaştırılmasının kanıksanması fazlasıyla üzücüdür. Bu konuyla alâkalı, sürekli lanetlediğimiz Hitler rejimi dahi, Wagner vasıtasıyla beyaz ekmek tüketimini düşürmek ve  tahıllı ekmek tüketimini artırmak amacıyla 1939 yılında “Reich Tam Tahıllı Ekmek Komitesi” kurmuş, kısa süre sonra da beyaz ekmek tüketimi önemli ölçüde azalmıştır. Zararları saymakla bitmeyen beyaz ekmeğin, kutsal metinlerde övülür veya yüceltilir bir yanı da bulunmamaktadır. (3)

Geldiğimiz noktada, gittikçe kötüleşen ekonomi, azalan alım gücü, üretimdeki standartların ve kalitenin fazlasıyla düşmesi nedeniyle halkın kaliteli besine erişimi azılmış bu da halkın zihinsel, bedensel kapasitesini olumsuz etkilemeye başlamıştır. Her geçen gün artan hasta sayısı, tansiyon, şeker, kanser vb. pek çok hastalığın küçük yaşlarda dahi görülmesi hiç şüphesiz hekimlerimizin söylediği gibi beslenme ve gıda güvenliği ile de ilişkilidir.

Bu hususta yazının bağlamını da düşünerek, en önemli değerlerimiz arasında sayılabilecek olan zeytinyağı ve siyez buğdayının tüketimini artırmak için iç piyasaya ve iç satışa teşviklerin verilmesi, belki kamu spotlarının çekilmesi, sosyal medya gönderilerinin artırılması gibi basit birkaç adımla başlanabileceği önerisini sunmuş olmayı isterim ancak en önemli husus ve atılacak en önemli adım hiç şüphesiz gıda tarım ve hayvancılık politikalarının düzenlenmesi, gıda güvenliğinin sağlanması olacaktır. Bunun için de Türkiye’nin ihtiyacı olan ilk yapısal reform kesinlikle gıda güvenliği, tarım ve hayvancılık politikaları üzerine yapılmalı, halkımız ihtiyacı olan zihinsel ve bedensel gücü sağlıklı beslenerek elde edebilmelidir.

Bu konuya ilişkin siyasilerin geliştirdiği politikalar ise oldukça cılız, soyut ve hatta manasızdır. Örneğin ana muhalefet partisinin seçim döneminde bu sorunlara çözüm önerilerine baktığımızda geri ödemesiz kredi gibi faydasız önerilerin yanı sıra iktidar partisi de dahil olmak üzere tüm partilerin ortak şekilde vurguladığı “tarımsal alanların artırılması, ihracat odaklı anlayışın getirilmesi, hayvancılığın geliştirilmesi” gibi genel geçer maddelerin yer aldığı görülecektir. Oysa günümüzde yapay zeka ile desteklenen çiftlik otomasyonlarının kullanıldığı, endüstri 4.0 ile insansız tarım uygulamalarının yaygınlaştığı, hayvanların daha değerli daha iyi ve daha sıhhatli şartlarda yetiştirildiği, temiz, ilaçsız hayvancılığın yaygınlaştırıldığı politikalar öne çıkmaktadır. (4)

Bu noktada Bianet haber sitesinin 2002 tarihli bir haberinde yer alan partilerin tarım-hayvancılık politikalarından dikkatimi çeken bazı örneklere burada yer vermek istiyorum: (5)

“En kısa zamanda yasal alt yapı oluşturularak tarımsal arazilerin amaç dışı kullanımı engellenecektir” (Saadet Partisi)

 “Ekolojik tarım ve yüksek kaliteli tohum üretimi özendirilecektir.” (Ak Parti)

 “Canlı hayvan borsaları yeniden yapılandırılacak ve vadeli işlemler yapabilecek hale dönüştürülecektir.” (Ak Parti)

 “Tarımın yapısal sorunlar korunarak gelişmesi mümkün olamayacağından, öngörülen gelişme yapısal dönüşüm süreciyle, eş zamanlı olarak gerçekleştirilecektir.” (Cumhuriyet Halk Partisi)

 “Toprak düzenlenmesi kapsamında, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da gerçekçi bir toprak reformu yapılacaktır.” (Cumhuriyet Halk Partisi)

 Bu politikalara olan ihtiyacın halen daha varlığını sürdürdüğü acı bir gerçek olup geri kalmışlığın bir göstergesidir.

Öte yandan ülkemiz tarım-hayvancılık politikalarında geri kalmışlığın yanı sıra; gıda güvenliğinde de oldukça kötü durumdadır. Örneğin ülkemizde AB’de yasak olan ancak Türkiye’de yasaklanmayan pek çok ürün-madde mevcuttur. Hatta, ne yazık ki ülkemizde satışa sunulan pek çok ürünün paketi, markası aynı iken AB ülkelerinde içeriği farklıdır ve çok daha temizdir. Yazık ki bu konularda adım atmak bir yana bu meseleler ülkemizin gündemine bile girememektedir. Oysa tarım, hayvancılık politikaları ve gıda ile gıda güvenliği konusu öncelikli olarak ele almamız gereken konulardandır.

Köylerin modernizasyonu, yapay zeka destekli çiftlik otomasyon sistemlerinin kurulması, büyük veri ve blokzincir teknolojisi kullanılarak kayıt işlemlerinin yapılması, hassas tarım uygulamalarına geçilmesi, tarım robotlarının ve droneların kullanılması (6), tarım hayvancılık konusunda meslek liseleri ve enstitülerin açılması-artırılması, gıda güvenliği konusunda bilinçlendirme çalışmaları ve denetim mekanizmalarının artırılması hususunda çalışmalar yapılması; mevzuatın bir an evvel güncellenmesi –en son yönetmelik 2011 yılına aittir-, gıda güvenliği konusunda sivil toplum örgütlerine birtakım teşvikler verilmesi, fahri müfettişlik uygulanmasının getirilmesinin tartışılması gibi bazı öneriler bu yazıda sıralayacağım basit birkaç öneridir. Beyaz ekmek tüketimi ve üretiminin azaltılıp dönüştürülmesi ve zeytinyağının iç pazarda daha uygun fiyatlarla halka sunulması ise bu yazı bağlamında önereceğim iki husustur. Yazımı, Beyaz Zambaklar Ülkesinde adlı eserde geçen ve mottomuz olan şu ifadelerle bitirmek istiyorum:

“Güçlü Düşünce, Yüksek İşler, Yüce Girişimler, Sağlıklı Hayvancılık, En İyi Tarım, Kaliteli Kumaş, Temiz Vicdan, Yeni Fikirler, Mekanik Başarı, Müreffeh Millet!”

Av. Haldun Barış

Sonnotlar:

  1. Söz konusu araştırma pek çok haber sitesinde bulunmakla beraber listeye giren Türk firma isimleri Ekşi Şeyler sayfasından rahatça öğrenilebilir. Ayrıca zeytinyağı alırken lütfen asitlik oranına, polifenol seviyesine üretim hızına soğuk sıkım olmasına ve ışık azaltıcı şişelerde satılıyor olmasına dikkat ediniz. Chef Advocate olarak bir de tarif vereyim, bu tarifi sabahları, birkaç lokma siyez ekmekle yer güne öyle başlarım: Zeytinyağına limon, zerdeçal, az karabiber ve kekik karıştırıp yiyebilirsiniz. Geceden hazırlarsanız tatlar daha da yoğun hissedilebilir.
  2. İlgili veriler, bir haber sitesinden alınmış olup 2018 yılına aittir. Verilere erişmek için bknz: https://www.yeniasya.com.tr/gundem/turkiye-nin-yillik-yag-tuketimi-1-5-milyon-ton_472411
  3. Bu komisyona ilişkin Utku Özmakas’ın kaleme aldığı, org‘ta yayınlanan blog yazısını tavsiye ederim. Bknz: https://vesaire.org/nasyonal-sosyalist-neden-tam-tahilli-ekmek-yer/
  4. Partilerin politikaları için bknz:https://www.dunya.com/ekonomi/tarimda-genel-politika-kendine-yeterlilige-odaklandi-haberi-417431
    https://chp.org.tr/haberler/chp-lideri-kilicdaroglu-insanimizin-temel-gidadan-mahrum-kalmasina-asla-musaade-etmeyecegim

5. https://bianet.org/haber/partilerin-tarim-politikalari-12778

  1. Tarım konusunda teknolojiye lütfen bakınız Top 13 Innovations in Agriculture/Farming in 2023, https://www.jiva.ag/blog/top-13-innovations-in-agriculture-farming#:~:text=AI%2FML%20%26%20Data%20Science%20in%20Agriculture%20Technology&text=Through%20AI%2FML%20%26%20data%20science,to%20optimize%20their%20growing%20methods

Ayrıca bknz:

Gıda Güvenliği Nedir? Türkiye’de Gıda Güvenliği Nasıldır?, https://evrimagaci.org/gida-guvenligi-nedir-turkiyede-gida-guvenligi-nasildir-7841

Gıda Mevzuatı ve Gıda Güvenliği, https://tesk.org.tr/view/mevzuat/goster.php?Guid=80b81e70-1a76-11ea-9eaf-000c29b32a85

https://acikerisim.nku.edu.tr/xmlui/bitstream/handle/20.500.11776/4397/692594.pdf?sequence=1&isAllowed=y

Bu Yazıyı Paylaşın

BU YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZAR PROFİLİ

SON YAZILAR

bizi takip edin
sosyal medya hesaplarımız

0BeğenenlerBeğen
0TakipçilerTakip Et
1,714TakipçilerTakip Et