Yeniden reform dönemi mi?

1 Kasım seçimleriyle tesis edilen siyasi istikrarın, ekonomik büyümeyi ve siyasi reformları devam ettireceği yönünde güçlü bir umut dalgası oluştu. Yeni hükümet programı, bu umudu teyit eder nitelikte.

Suriye’deki belirsizlik, Rusya ile yaşanan uçak krizi ve PKK’nın yeniden teröre başlaması dahi Türkiye’nin reform umudunu kıramadı. Başbakan Davutoğlu şimdi seçimde ve hükümet programında vaat ettikleri reformları hayata geçirebilmek için muhalefet partileriyle görüşmeye başladı.

Başbakan Davutoğlu’nun reformlara muhalefet partileriyle görüşerek başlaması dikkat çekici. Çünkü reformların çatısının yeni anayasa olabilmesi için muhalefetin anayasa değişikliğine katkı vermesi gerekiyor. Reformların mevzuat kısmında da TBMM’nin çalışmasının hızlanmasına, bunun için de TBMM iç tüzüğünün değişmesine ihtiyaç var.

HDP Reformlara Karşı

CHP ve MHP’nin reform süreci karşısındaki tavırları, Başbakan Davutoğlu ile liderlerin görüşmesinde ortaya çıkacak… HDP ise PKK şiddetini destekleyerek “hak ve özgürlükler yerine, statü” anlayışını tercih ederek reformlara karşı olduğunu açıklamış oldu. HDP adına konuşan Sırrı Süreyya Önder’in Başbakana yönelik “kaçak çay içer gider” tavrı, HDP için müzakerenin PKK’nın taleplerinin kabul edilmesinden ibaret olduğunu gösterdi. Çatışma ve tartışmaların üzerine 26-27 Aralık’ta toplanan DTK’nin özerklik bildirgesi ve bu kongrede Demirtaş’ın yaptığı Kürdistan ve bağımsızlık vurgulu konuşma, HDP’nin pozisyonunu netleştirdi.

HDP arttık PKK’ya statü ve egemenlik vermeyen Türkiyeli, demokratik ve siyasi bir projenin içinde olmayacaktır.

Bu durumda HDP dışındaki partilerin Türkiye’nin demokratik hukuk devleti standartlarının yükseltilmesi, hak ve özgürlüklerin geliştirilmesi için bir mutabakat zeminini oluşturarak HDP/PKK hattının merkez-kaç eğilimini zayıflatacak bir performans gösterebilmeleri ehemmiyet kazanıyor.

HDP/PKK hattının Türkiye’nin egemenlik hakkına karşı bir siyaset belirlemeleri karşısında, reformlar, bundan sonra Türkiye’nin bekası bakımından hayati bir değer kazanıyor.

Demokrasi, Kimlik, Devlet

Türkiye müşterek milli kimlik ve buna bağlı bir vatandaşlık anlayışı, demokratik yönetimin güçlendirilmesi ve devlet kapasitesinin geliştirilmesini sağlayacak bir reform hamlesine ihtiyaç duyuyor. Terör örgütleri ise reform sürecini engellemek, hatta geriletmek istiyorlar.

Çünkü ancak bu üç konuda hata yapılır ve reform süreci akamete uğrarsa, HDP/PKK hattı ve DEAŞ güç kazanabilir. Aksi halde Türkiye değiştikçe PKK değişmek veya zayıflamak seçenekleri arasına sıkışacak.

Bugün itibarıyla Suriye’deki muğlaklık ve sosyal problemler dolayısıyla PKK’nın seferber edilebildiği tabanın küçülmesinin, siyasi reformlar ve ekonomik büyümeyle mümkün olabileceğinin PKK da farkında.

AK Parti hükümeti muhalefetin tavrı ne olursa olsun müşterek milli kimlik, demokratik yönetim ve devlet kapasitesinin geliştirilmesi istikametinde kararlı bir politika sergilemek zorunda. Jeopolitik risklere ve PKK ile DEAŞ terör örgütlerine verilebilecek en iyi cevap evin içinin temizlenmesi ve düzeltilmesidir.

Bu vadide AK Parti hükümeti, muhalefet katkı sunmasa dahi elindeki her imkanı kullanarak siyasi reformlara ve ekonomik büyümeye yönelik politik kararlığını hayata geçirmesi önem kazanıyor.

CHP ve MHP ise AK Parti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan ile siyasi anlaşmazlıklarını kendi mecralarında tutarak Türkiye’nin merkezini güçlendirecek demokratik bir ortak paydada buluşup buluşamayacağı temel tartışma noktası olarak öne çıkıyor.

Bu yapılabildiği ölçüde şiddet ve iç savaş tehdidiyle siyasi sonuç almanın mümkün olmadığı çok kısa bir zamanda görülecektir.

Yeni Yüzyıl, 31.12.2015

http://xn--yeniyzyl-b6a64c.com.tr/makale/yeniden-reform-donemi-mi-721

 

Bu Yazıyı Paylaşın

BU YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZAR PROFİLİ

SON YAZILAR

bizi takip edin
sosyal medya hesaplarımız

0BeğenenlerBeğen
0TakipçilerTakip Et
1,714TakipçilerTakip Et