Türkiye’nin Hükümet Sistemi ve Afrin Operasyonu

Türkiye’nin gündemini uzun süredir meşgul eden, hazırlıkları aylardır süren Afrin operasyonu 18 Ocak Cumartesi günü akşam saatlerinde başladı. Afrin’e yönelik askerî bir müdahalenin “gerekli, yararlı”  olup olmaması ayrı bir tartışma konusudur. Bu tartışmaya girmeden Türkiye’nin hükümet sistemi ve Afrin operasyonunun değerlendirilmesi gerekiyor. Bu tür adımlarda ülkelerin yönetim yapısı harekât hazırlığı, karar verilmesi ve tatbik edilmesi açısından son derece önemlidir. Hükümet sisteminin yapısı, hükümetin temsil gücü, parlamento çoğunluğu gibi faktörler operasyonların kaderini, kısaca ülkenin kaderini belirler. Hükümet sistemlerinin çok parçalı, bürokrasinin güçlü olduğu siyasal sistemlerde karar alınması, uygulanması çoğu zaman mümkün olmamaktadır.

Afrin’e yönelik icra edilen askerî müdahalenin “mutlak yapılabileceği” kabul ediliyor. Yani yönetim yapısı, iktidarın biçimi (tek başına hükümet, koalisyon vb.) etkisiz faktörler olarak kabul ediliyor. Oysa yaşadığımız tarih bunun hiç de böyle olmadığını bize anlatıyor. Çok uzağa gitmeye gerek yok. 1974 Kıbrıs Barış Harekâtını incelemek yeterlidir. İktidarda Cumhuriyet Halk Partisi, (Başbakan Bülent Ecevit) ile Milli Selamet Partisi (Necmettin Erbakan liderliğinde)  bir koalisyon hükümeti bulunuyordu. Cumhurbaşkanlığında ise, Fahri Korutürk yer almaktaydı. Böyle bir siyasal denklemde harekât kararı kolay verilememiştir. Bu atmosferde, aynı zamanda iki rakip parti siyasal kazanımlarını düşünerek stratejiler belirlemektedirler. Böyle zayıf ve çok başlı yönetim sadece siyasî partiler açısından dezavantaj oluşturmamaktadır. Aynı zamanda bürokraside iş savsaklama, siyasî taraf tutma ve buna göre pozisyon belirleme gibi ölümcül problemler ortaya çıkarmaktadır. Nitekim, 17 Temmuz 1974 günü yapılan MGK toplantısında harekâtın yapılacağı gün kesinleşmişti. Bu toplantıda Başbakan Bülent Ecevit her üç kuvvet komutanına da “Ayın 20’sine hazır mısınız?” diye sordu. Hava K.K. ve Deniz K.K. hazır olduklarını Kara K.K. ise 20 gün zamana ihtiyaçları olduğunu söyledi. Başbakan bu zamanı veremeyeceklerini, acele etmeleri gerektiğini söyledi. Yapılan tartışmalar sonucu harekât günü olarak 20 Temmuz 1974 tarihi belirlendi” (Tarakçı, Kıbrıs Barış Harekâtı, Hiperlink Yayınevi, 2010, s. 106).

Neredeyse 10 yıldır ülke gündemini meşgul eden can kayıplarının yaşandığı olayları engellemek için yapılması planlanan müdahale için Kara Kuvvetleri Komutanlığı “hazır değiliz” diyor. Zayıf, etkisiz bir siyasal iktidarın varlığı bu tür operasyonlara karar verilmesini güçleştirmekte, teknik hazırlıkların yetersiz olmasına yol açmaktadır. Kıbrıs barış harekâtında çıkarma sırasında büyük can kaybı yaşanmıştır. Yine,  yanlışlıkla kendi uçaklarımız kendi gemimizi vurarak batırılması gibi elim olaylara neden olmuştur. Harekâtın amacına kısmen de olsa ulaşması yine zayıf hükümet sisteminin çözülmesine neden olmaktadır. Ecevit, harekâtın yarattığı siyasi kazanımları toplayabilmek için seçim kararı almıştır.

Gelelim Afrin operasyonuna, bir an için Haziran 2015 seçimlerinin sonuçlarına göre CHP ve Ak Parti koalisyonunun iş başında olduğunu varsayalım. Afrin operasyonuna kalkışabilir miydik? Siyasal pozisyonları, dünya görüşleri birbirine taban tabana zıt bu iki parti kolay karar veremezdi. Müttefiklerini ikna edemez, düşmanlarını “izleme” pozisyonuna itemezdi. Her iki parti ile siyasete çok meraklı TSK unsurları arasında gizli-açık çatışmalar çıkardı. TSK, geleneksel olarak CHP tarafında yer alır, olası operasyonun başarısızlıkla sonuçlanması için çaba sarf ederdi. İktidar ortakları olaylardan kendisine kazanım, diğer ortağına zarar yazması için türlü türlü girişimlerde bulunurdu. Askerî ve sivil bürokrasi gerekli teknik hazırlığı hakkıyla yapmaz; bir şekilde büyük zararlara yol açabilirdi.

Bütün bu senaryolardan şunu çıkarabiliriz. Yönetim tek parçalı olmalı, Başkanlık sistemi sanırım bize bunu sağlayacak. Afrin operasyonunun zor da olsa yapılıyor olması fiilî başkanlık sistemine ve güçlü siyasete borçluyuz. Bu olaylar halk oylaması sonucu kabul edilen yeni hükümet sisteminin ne kadar elzem olduğunu bir kez daha göstermiştir. Koalisyon vb. zayıf hükümet sistemleri Türkiye’nin sorunlarını çözemeyecek, bilakis yeni sorunlar ortaya çıkartacaktır.

Bu Yazıyı Paylaşın

BU YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZAR PROFİLİ

SON YAZILAR

bizi takip edin
sosyal medya hesaplarımız

0BeğenenlerBeğen
0TakipçilerTakip Et
1,714TakipçilerTakip Et