Türkiye’de Sivil Toplum, Ayrışmalar ve Sorunlar

1. Müşahede yerlerinde kısırlaştırılan, aşılanan ve rehabilite edilen hayvanların mikroçiple kayıt altına alındıktan sonra sahiplenmeleri esas olacak.”

Ama konu “doğrudan politik” olmayınca, bu konuda kartlar başka şekilde dağılıyor. Siyasi partiler de blok olarak bir tezi destekleyip diğerini karşılarına alamıyorlar. Çünkü hepsinin içinde bu konuda farklı düşünenler olabiliyor. Söz konusu kanun TBMM’de görüşülürken de öyle oldu. Bir AK Parti milletvekili önerge verdi ve tasarıya eklenen “hayvanların kullanıldığı kara ve su sirkleri ile yunus parklarının kurulması, işletilmesi ve gösteri yapılmasının yasak olduğuna” ilişkin düzenlemeden vazgeçildi. 

Ama tartışma bitmiş değil ve sivil toplumda bu konudaki farklılaşma devam ettikçe, hiçbir kanun bu tartışmaya son noktayı koymuş olmayacak. 

ÇEVREYİ NASIL KORUMALI?

Yaşadığımız bütün çevre sorunları kapitalizm yüzünden mi, yoksa sorunların  kaynağına ilişkin bu açıklama tamamen anlamsız ve yanlış mı? 

Siyasi yelpazenin sol tarafındakiler, genellikle sorunu “üretimin kapitalist örgütlenmesi” temelinde açıklıyorlar. Onlara göre kapitalizmin kâr hırsı doğayı mahvediyor ve küresel ısınma da bunun sonucu olarak ortaya çıkıyor. Çözüm de neo-liberal politikaların veya kapitalizmin tasfiyesinden veya en azından onun sınırlanmasından geçiyor.

Liberallere göre ise çevre sorunları kapitalizmin bir sonucu değil. Çevreyi birey hakları temelinde ve piyasa ekonomisini bozmadan korumak mümkün ve daha doğrusu çevre ancak gerçek anlamda böyle korunabilir. Küresel ısınma abartılarak, kapıdan kovulan devletçi politikalar bacadan içeri sokulmak isteniyor.

Devrimci Sosyalist İşçi Partisi’nden Şenol Karakaş’ın açıklamasıyla Liberal Düşünce Topluluğu’ndan Yusuf Şahin’in açıklaması, bu konuda sivil toplumdaki uzlaşmaz çelişkiyi iyi ifade eden iki örnek… 

KÜRESEL ISINMANIN SUÇLUSU KAPİTALİZM

“Biz, 2005 yılının Aralık ayında, onlarca ülkedeki aktivistle birlikte küresel ısınmaya karşı bir kampanya başlattık. Türkiye’de iklim değişimine karşı bir iklim aktivizmini örgütleyen, yaygınlaştıran, eylemler yapan, mitingler yapan, yaratıcı etkinlikler düzenleyen Küresel Eylem Grubu’nun örgütlenmesinde belirleyici bir rol oynadık. O zamanlar, küresel ısınmaya karşı kampanyalar yapmak için imzalar topladığımızda, ortalık, bunun emperyalizmin yeni bir icadı olduğunu söyleyen ve kendisini solcu sanan insanlardan geçilmiyordu. O günlere göre küçümsenemeyecek bir aşama kaydettik.

İklim değişimi, doğrudan kapitalizmin ürünü. Çevresel yıkım politikaları da öyle.”  

Hayvan hakları, çevre, kürtaj… Hangisi doğru? Belki de bunun kadar önemli başka bir soru da şu: Hangi görüş kazanacak? Kamu politikaları bu ikisinden hangisi doğrultusunda şekillenecek? Sirkler kalacak mı, yoksa kapatılacak mı? 

KÜRESEL ISINMANIN SUÇLUSU KAPİTALİZM DEĞİL!

“Küresel ısınmayı, başta kapitalizm olmak üzere mahkum etmek istediğimiz değer ve kurumları karalamak için bir ‘günah keçisi’ olarak kullanmaktan vazgeçmeliyiz. Küresel ısınma kaynaklı gördüğümüz pek çok sorunumuzun aslında, başka temel sorunlarımızın bir uzantısı olduğunu görmezden gelmemeliyiz. 

Küresel ısınma sorununun çözümü, devletin toplumsal hayata daha fazla müdahalesini talep ederek değil, mal ve hizmetlerin serbestçe dolaşımını mümkün kılacak ticaret özgürlüğü ile, fikirlerin serbestçe dolaşımını mümkün kılacak ifade özgürlüğü ile olacaktır. Piyasa merkezli çözümler üzerinde yoğunlaşmak, örneğin, su kaynaklarının özel sektör tarafından işletilmesi üzerinde kafa yormak gerekir.  

KÜRTAJ YASAKLANMALI MI?

Kürtaj meşru mudur, değil mi? Bu soruya da verilmiş en az iki cevap vardır. 

“Hayat yanlısı (“pro-life”) bir etik, onu cinayet olarak tanımlarken, “tercih yanlısı” (“pro-choice”) etik tercih hakkının bir yansıması olarak görür. 

Bu durumda biz hangisini temel almalıyız; kadının bedenini mi, yoksa cenini mi? 

KÜRTAJ CİNAYETTİR VE HARAMDIR

“Dindeki hükmü bakımından kürtaj, ananın veya bir başkasının maddî veya manevî müdahalesi ile cenînin rahimde veya dışarı çıkarılarak öldürülmesidir. 

Cenîn, hâmileliğin ilk gününden itibaren hâmile kadının rahmindeki çocuktur. Özellikle cerrahi tıbbın gelişmesinden önce ilkel yöntemlerle yapılan cenîn katli günümüzde, ameliyat ortamında ve -genellikle- doktorlar tarafından yapılmaktadır.” 

Cenini temel almak gerektiğini ve kürtajın ahlâk dışı olduğunu kabul etmek, her durumda kürtaja karşı çıkmayı mümkün kılar mı? Ya da bedeni temel almak ve kürtajın ahlâki olduğunu kabul etmek, başlamış bir yaşamı sonlandırmanın meşru ve yeterli gerekçesi olabilir mi?

KÜRTAJ CİNAYET DEĞİL, HAKTIR!

“Çocuk doğurmak ya da doğurmamak kadınların vereceği bir karardır. Kürtaj hakkına saldırmak, temelde, kadının kendi bedeni üzerindeki kontrol hakkını elinden almak; kadının görevini basitçe ‘çocuk doğurmak ve onu yetiştirmek’ olarak tanımlayarak ‘çekirdek aileyi’ koruma güdüsü taşıyor. 

Kalkınma adına, nüfus politikası adına, daha fazla işgücüne olan ihtiyacınız için kadın cinselliğini kontrol etme politikalarınız kabul edilemez.”  

SİVİL TOPLUM DOĞRU CEVABI GARANTİ EDER Mİ?

Hayvan hakları, çevre, kürtaj… Hangisi doğru? Belki de bunun kadar önemli başka bir soru da şu: Hangi görüş kazanacak? Kamu politikaları bu ikisinden hangisi doğrultusunda şekillenecek? Sirkler kalacak mı, yoksa kapatılacak mı? Küresel ısınma gerçek mi yoksa mit mi? Eğer böyle bir sorun gerçekten varsa, küresel ısınma kapitalizm yıkıldığında mı sona erecek, yoksa kapitalizm içinde mi? İnsan haklarını korumaya bebeğin yaşama hakkından mı başlayacağız annenin tercih hakkından mı?

Bu soruların cevabı, “iki görüş tartışacak ve hangi taraf diğerini ikna ederse onun söylediği egemen olacak” kadar basit değil. Tartışmada tarafların argümanlarının gücü belirleyici olacak elbette. Ama tartışmada kimin üstün olduğu sadece “bilimsel veriler”in kimi desteklediğine bağlı olmayacak. Hangi yaklaşımın egemen olacağı, bir dizi başka değişkenle ilgili olacak; tarafların siyasi ağırlıklarına, sayılarına, örgütlülük düzeylerine ve sonuçta toplamdaki etki güçlerine de bağlı olacak.

Kamuoyu, “varlığını etkin biçimde hissettiren kanaat” olarak tanımlanır. Burada her zaman sayı belirleyici değildir. Bazen sayısal olarak azınlıkta olanların sesinin daha fazla çıkması mümkündür. Bazen de sivil toplumda ırkçılık gibi yanlış zihniyet ve fikirler egemen olabilir. 

Bu anlamda sivil toplum, sorunlarımızın çözümünü garanti etmez ve o doğruya ulaşmak için yeterli koşul değildir. Ama hakikatin belirginleşmesi, en kolay ve sağlıklı biçimde, o konunun serbest bir müzakeresini gerekli kılar; ki demokratik sistemlerde sivil toplum bunun için gerekli bir koşulu ve en elverişli zemini oluşturur.

DİPNOTLAR

1. Ve aktivistlerin: “Bu saldırılar, bizim sirkleri ve havyan sömürüsünün uygulandığı diğer yerleri protesto etmemize engel olmayacak” şeklindeki açıklaması…https://www.facebook.com/permalink. php?id=234483890019384&story_fbid=478305755565627 (Erişim 6 Eylül 2014). 

2. Hayvanları Koruma Kanunu Tasarısı’nda yunus ve sirk hayvanları yine esir, http://yesilgazete.org/blog/2014/06/11/hayvanlari-koruma-kanunutasarisinda- yunus-ve-sirk-hayvanlari-yine-esir/ (Erişim, 7 Eylül 2014).

3. Önergenin gerekçesinde, “Bu parklar ülke ekonomisine katkı sağlamalarının ötesinde, çok önemli sosyal ve kültürel rol üstlenmektedir. Ücretsiz yürütülen sosyal sorumluluk projeleriyle, zihinsel ve bedensel engelli çocuklarımızın rehabilite edilmesine katkıda bulunulmaktadır” deniliyordu.http://www.milliyet.com.tr/yunusparklari-ve-sirkler-gundem-1895965/ (Erişim, 7 Eylül 2014). 

4. DSİP Eşsözcüsü Şenol Karakaş: Ne AKP neoliberalizmi ne CHP kemalizmi! Başka bir dünya mümkün! http://dsip.org.tr/index.php/destekledigimizyayinlar/marksstorg/312-dsp-esoezcuesue-enol-karakane- akp-neoliberalizmi-ne-chp-kemalizmi-baka-bir-duenya-muemkuen-(Erişim, 7 Eylül 2014). 

5. Yusuf Şahin,“Bir ‘Günah Keçisi’ Olarak Küresel Isınma,” Liberal Düşünce,Yaz-Sonbahar 2007,.5-12.

6 Hayrettin Karaman, “Kürtaj Cinayettir ve Haramdır,” http://www. yenisafak.com.tr/yazarlar/HayrettinKaraman/kurtaj-cinayettir-veharamdir/ 32627 (Erişim, 8 Eylül 2014).

7 Kürtaj Yasağına Hayır İnisiyatifi, http://kurtajhaktir.blogspot.com.tr/ (Erişim, 7 Eylül 2014).

Dernekler Dergisi, 13.05.2015

Bu Yazıyı Paylaşın

BU YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZAR PROFİLİ

SON YAZILAR

bizi takip edin
sosyal medya hesaplarımız

0BeğenenlerBeğen
0TakipçilerTakip Et
1,714TakipçilerTakip Et