Türkiye, farklı örgütlerin terör kampanyalarıyla karşı karşıya… Türkiye’nin demokratik hukuk devletini ve hatta bekasını koruyabilmek için, bu terör örgütleriyle mücadele etmesi şart. Bu mücadelenin farklı boyutları olmalı. Bunların başında güvenlik kuvvetlerinin ve istihbaratın mücadelesi geliyor. Türkiye bu anlamda geniş katılımla hazırlanmış bir güvenlik politikasına ihtiyaç duyuyor. Vesayet sisteminin ve paralel yapının tasfiyesi dolayısıyla güvenlik sektöründe bir zafiyet oluştuğu açık. Bir başka problem de, Türkiye’nin değişen tehdit algısına uygun bir güvenlik politikası ve yapılanması modeline geçememesidir.
Entegre Bir Mücadele Şart
Teröre karşı güvenlik tedbirlerinin alınması şart olmakla beraber, teröre karşı sadece güvenlik tedbirleriyle mücadele edilemez. Bu alanda siyasi, idari, sosyal, ekonomik ve dış politika ayakları da olan entegre sistematik bir mücadeleye ihtiyaç var. Bu meselenin sadece bürokrasiye bırakılmasından büyük bir yanlış yoktur. Güvenlik alanını bürokrasiye terk etmek, terörün kendisi kadar büyük bir tehlikedir. Bu tehlikenin bertaraf edilebilmesi için siyasi ve toplumsal aktörlerin, muhakkak surette terörle mücadele karşısında politika üretilmesine katılması elzem.
Terörle mücadelede, terk edilmemesi gereken temel yöntem ve alanlardan birisi siyasi mücadeledir. Terörün amacı, siyasi hedeflere ulaşabilmek için şiddet araçlarını kullanmaktır. Güvenlik tedbirleriyle bu şiddet kapasitesini ortadan kaldırırken, siyaseten bu siyasi amaçların şiddetle gerçekleşemeyeceğini göstermek gerekiyor. Terörün amaçlarından biri de, siyasetin bir seçenek olmaktan çıkarılması ve meselenin tamamen kriminalize edilmesidir.
Terör örgütleri, şiddet kullanmasını meşrulaştırmak için siyasetin anlamsız olduğunu göstermeye çalışırlar. Bu şekilde kendi hitap ettikleri çevrelerin siyaset kanalıyla meşru mecralara yönelmesini engellemek, iktidarın ise siyaset yoluyla ilgilendikleri problemi çözmek ve örgütün tabanını ikna edebilmek imkânlarını elinden almak istiyorlar. Bu bakımdan her şartta siyasetten vazgeçmemek terörle mücadeledeki prensiplerden biridir.
Terör kampanyasıyla devleti ve siyaseti sadece bir güvenlik alanına sıkıştırmak, diğer kamu hizmetlerini yerine getirmeyi engellemek ve kamusal siyasi alanı ortadan kaldırmak terör örgütünün hedefidir. Demokratik hukuk devletinden yana olanlar, devletin güvenlik alanı dışında kamu hizmetlerini devam ettirmesini ve kamusal siyasi alanı muhafaza etmeyi terörle mücadelenin temeli saymalılar.
Hedef: Demokratik Hukuk Devleti
Terörle siyasi alanda mücadele sadece iktidar partisinin değil, muhalefet partilerinin ve kamuoyunun da temel görevlerindendir. Meşruluk ilkelerine dikkat ederek, yani terörü, sokak hareketlerini ve gayrimeşru odakları tecrit ederek yapılacak siyasi mücadele ve belli konularda siyasetin mutabakat üretebilmesi, terörün zeminini zayıflatacaktır.
Teröre karşı siyasi mücadelenin önemli göstergelerinden biri de, terörle mücadelenin demokratik hukuk devleti prensipleri içinde yürümesini temin etmektir. İktidar partisi ve muhalefet bu konuda özgürlük / güvenlik dengesine, zaruret/ hukuk dengesine riayet ederek güvenlik kuvvetleri üzerindeki idari, hukuki ve siyasi denetimi elden bırakmamalıdır. Burada terörle mücadelenin amacı asla unutulmamalıdır: Demokratik hukuk devletini korumak. Bunu yaparken terör örgütünü kayırmamak, propagandasını yapmamak ve güvenlik kuvvetleri aleyhine yürütülen kampanyalara da alet olmamak hayati derecede önemlidir. Çünkü terör örgütlerinin amacı silahlı propaganda yoluyla siyasi iradeyi zayıflatmak ve güvenlik kuvvetlerini hareketsiz hale getirmektir. Siyaset bu hassas dengeye dikkat etmelidir.
Yeni Yüzyıl, 04.02.2016
http://www.gazeteyeniyuzyil.com/makale/terore-karsi-siyasi-mucadele-1171