Sonuca bakalım

Bazı şeyleri anlamak neden bu kadar zor oluyor, bilemiyorum.
Başbakan’ın grup konuşmasında Nevruz gösterileriyle ilgili söylediklerini dinlerken bunu düşündüm kara kara…
Erdoğan bize uzun uzun PKK’nın niyetlerini anlatıyor. “Siz safça bırakın yapsınlar bayramlarını diyorsunuz ama onların hain planlarını bilmiyorsunuz, bizim elimizde istihbarat var” diyor. Ne PKK’nın ne de BDP’nin niyetinin Nevruz kutlamak olmadığına, büyük şehirlerde gövde gösterisi yapmaya, ortalığı kan ve ateşe boğmak istediklerine “ikna etmeye” çalışıyor.

Oysa ne bu ikna çabalarına ihtiyaç var ne de terör örgütünün Nevruz’la ilgili niyet ve planlarını bilmek için özel istihbarata… PKK’nın Nevruz’u o malum “genel ayaklanma” hayalinin başlangıcını yapma sevdasında olduğunu anlamayan yok Türkiye’de. Kandil’den gelen Nevruz talimatlarını sağır sultan duydu. Bu amaçla aylardır oraya buraya depolanan patlayıcıları, bomba düzeneklerini de biliyoruz.

Gösteriler yasaklanmamalıydı, pazar günü yapılmasına izin verilmeliydi, hükümet yasakçı tutumu benimseyerek hata yaptı, diyorsak bütün bunları bilmemize rağmen diyoruz; PKK’nın niyetleri hakkında gaflet içinde olduğumuzdan değil…

PKK’nın niyeti ne olursa olsun

Benim bir vatandaş olarak, PKK gibi bir örgüte laf anlatacak halim yok. Onu “demokratik davranmaya” ikna etmek konusunda en ufak bir umudum, beklentim de yok. O yüzden de PKK’yı değil, beni yönetenleri muhatap alıyorum. Ona laf anlatmaya çalışıyor, ondan beklentilerimi söylüyorum.

Ve diyorum ki, PKK’nın niyeti ne olursa olsun, Diyarbakır’da, İstanbul’da Nevruz’u meydanlarda kutlamak isteyen milyonlarca Kürt var. Sen bu şehirlerin güvenliğini onların demokratik haklarını yok etmeden korumaya çalışmak zorundasın.

Nasıl bir hükümet, “kapkaç olaylarının önünü alamıyoruz, en iyisi kadınlar sokağa çıkmasın” diyemezse, nasıl “Başbakanla ilgili suikast ihbarları alıyoruz, başbakan hiçbir zaman halkın içine karışmasın” diye bir karar alamazsa, “PKK’nın Nevruz gösterilerini provoke etmesini kontrol edemiyoruz. O yüzden gösterileri yasaklıyoruz” da diyemez. Bu, ciddi bir aczin ifadesi olur. Olay çıkar, kan dökülür diye miting yasaklamak, demokratik hakların kullanımını PKK’ya endekslemek, inisiyasitifi PKK’ya kaptırmaktır ve PKK’nın istediği de zaten tam budur.

Olacak olan yine oldu

Şimdi olaya bir de sonuçtan giderek bakalım:

Mitinge izin verilmedi de ne oldu? Olaylar önlenebildi mi?

Korkulan yine oldu; PKK ortalığı yine karıştırdı; yine kaos yarattı, şehirleri tarumar etti, yaralanmalar ölümler yine engellenemedi. Şu farkla ki, yasak kararı yüzünden, PKK daha haklı bir zemin bulmuş, hükümet de siyaseten “yasakçı” pozisyona düşmüş oldu. Oysa istenen günde miting alanında her türlü önlem alınarak bayramın kutlanmasına izin verilseydi, PKK yine şiddete başvuracak; hem miting alanında hem de şehrin çeşitli yerlerinde terör estirecekti ama bu davranışıyla bugünkünden çok daha haksız bir zemine düşmüş olacak ve Kürt kitlelerden biraz daha tecrit olacaktı. Ve bütün bu sonuçları öngörmek için siyaset dehası olmaya da gerek yoktu.
Yazıma “bazı şeyleri anlamak neden bu kadar zor oluyor, bilemiyorum” diye başlamamın sebebi anlaşılmıştır umarım.

 

Bugün, 23.03.2012

Bu Yazıyı Paylaşın

BU YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZAR PROFİLİ

SON YAZILAR

bizi takip edin
sosyal medya hesaplarımız

0BeğenenlerBeğen
0TakipçilerTakip Et
1,714TakipçilerTakip Et