Kutsal kitaplara göre ilk kanlı şiddetin, Hz. Adem ile Hz. Havva’nın çocuklarından Kabil’in, kardeşi Habil’i öldürmesiyle başladığı ve insanlık tarihinin ilk kardeş katilinin Kabil olduğu kabul edilir.
Kabil’den sonra insanlık şiddet konusunda çok yol aldı.
Küresel düzeyde ülkelerin şiddet ve şiddetin önlenmesi ile ilgili harcamalarının toplamı, küresel boyutlarda çok ciddi maliyetler oluşturuyor. Bu maliyet hesabının içine, askeri harcamalar, cinayetler, iç güvenlik, şiddet suçuyla mücadele, cezalandırma giderleri, özel güvenlik, çatışmaların neden olduğu milli hasıla kayıpları, iç ve dış çatışmalarda yaşanan ölüm olayları, korku, terörizm, mülteci ve sığınmacılar, Birleşmiş Milletler Barış Gücü dolayısıyla yapılan giderler giriyor. Tüm bu giderleri alt alta yazıp topladığınızda ve bu maliyetin çarpan etkisini de eklediğinizde 2012 yılı gerçekleşen rakamlarıyla;
– Şiddetin küresel maliyeti yıllık 9.46 trilyon dolar düzeyinde hesaplanıyor.
– Bu toplam maliyet aynı yılın küresel ekonomik hasılasının % 11’ine denk geliyor. Yani dünyada yılda üretilen tüm hasılanın % 11’i şiddetle ilgili giderlere harcanıyor.
– Küresel şiddetin bu toplam maliyeti, özellikle yoksul ülkelere yapılan yabancı ülke yardım harcamalarının yaklaşık 75 katı,
– Dünya tarımsal üretiminin 5.1 trilyon dolar olduğu düşünülürse söz konusu maliyet dünya yıllık tarımsal hasılasının neredeyse 2 katı.
– Bu maliyet toplamı dünya nüfusuna bölünse Dünyadaki her insan için 1300 doları ifade ediyor,
– Bu, yıllık toplam maliyet yaklaşık 2 trilyon dolar olan Dünya Turizm Sektörünün 5 katı, 711 milyar dolar olan dünya havayolu endüstrisinin 13 katı.
10 Ekim 2015’te Ankara’da ve 11 Mayıs 2013’te Reyhanlı, Hatay’da düzenlenen bombalı saldırılar Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en ölümcül 1. ve 2. Terör eylemleri olarak kayıtlara geçti.
Ülkemizdeki terör olaylarının ciddi boyutlardaki insani, siyasi, sosyal ve psikolojik maliyetlerini bir tarafa koyup sadece ekonomik maliyetlerine bile baksak olayın ne kadar vahim olduğunu görebiliyoruz. Terör, ülkenin savunma-güvenlik harcamalarını ve borç maliyetini arttırıyor, turizm gelirini düşürüyor, yabancı ve yerli yatırımları caydırıyor, büyükşehirlere göçle ilgili önemli maliyetler yüklüyor, istihdam sorununu körüklüyor, büyüme oranlarını da aşağı çekerek ülke ekonomisini mahvediyor.
Terörün Türkiye’ye doğrudan ve dolaylı maliyetleri 1986-2012 yılları arası 28 yılda 1,2 trilyon dolar civarında hesaplanıyor. Bu gerçekten ciddi bir rakam. Bu kadar parayı Türkiye halkına dağıtsaydık kişi başına 16 000 dolar refahımız artardı. Bu rakam dolar cinsinden bakıldığında;
– kabaca 2015 yılı devlet bütçesi kamu sağlık harcamalarının 41,5 katı, üniversiteler, yurtkur ve milli eğitim bakanlığı dahil tüm eğitim harcamalarının 38,5 katı, kamu sabit sermaye yatırımlarının ise 38 katı.
– Singapur, Hong Kong, İsrail, Malezya, Mısır gibi ülkelerin her birinin 2014 yılı yıllık milli hasılalarının kabaca 4 katı, Birleşik Arap Emirlikleri, İran, Tayland, Avusturya gibi ülkelerin 3 katı, Yunanistan’ın ise tam 5 katı.
– Gezegenin en zengin adamı Bill Gates’in 79 milyar dolarlık tüm servetinin 15 katı.
Bu rakam, ülkemizin, eğitiminden, araştırma geliştirmesinden, sağlığından, yatırım projelerinden, zenginliğinden ve insanlarımızın mutluluğundan çalınan yıllara işaret ediyor.
Yeni Yüzyıl, 10.11.2015