Başbakan Davutoğlu’nun sunduğu seçim bildirgesi içinde başkanlık sisteminin ne ölçüde yer alacağı, epeydir spekülasyonlara konu olan bir meseleydi.
Bence yeterince yer almış.
Bildirgede önce başkanlık sisteminin neden gerekli hale geldiği iki- üç maddede anlatıldıktan sonra, önerilen modelin esasları şöyle özetlenmiş:
– Yasama ve yürütmenin müstakil olarak etkin olduğu,
– Demokratik denge ve kontrol mekanizmalarının sağlandığı,
– Yürütme erkinin de yasama ve yargı erki gibi anayasal denetime açık olduğu,
– Etkin yönetim ve hesap verilebilirlik ilkeleri çerçevesinde yapılandırılmış bir başkanlık sistemi…
2023 vizyonuyla “Yeni Türkiye” perspektifi çizmeyi hedefleyen bir metinde AK Parti’nin başkanlık sistemi modelinin bundan daha ayrıntılı bir şekilde yer almasını bekleyemezdik.
Ama öte yandan, bu genel ifadelerin seçmenin başkanlık sistemi tercihi yapması için yeterli olmadığını da söylemek zorundayız.
Eğer AK Parti, bu seçimin ana temasını başkanlık sistemine geçiş olarak belirlediyse – ki öyle görünüyor – kafasındaki modeli seçmene enine boyuna anlatması gerekir. Belki aynı bir broşürle, ayrı bir deklarasyon şeklinde…
Düşünün ki, dünyanın 70 ülkesinde birbirinden çok farklı uygulamaları var bu sistemin. Dolayısıyla, eğer seçimler bir anlamda başkanlık sistemi referandumu haline gelecekse, insanlardan ne olduğu belirsiz bir modele oy vermeleri istenemez. “Başkanlık sistemine karşı mısın yoksa taraftar mısın” sorusu yanlış bir sorudur. Seçmene sorulacak doğru soru, “Şu model bir başkanlık sistemine taraftar mısın, karşı mısın?” sorusudur.
Bu tartışma başladığından bu yana bizim elimizde nasıl bir başkanlık sistemi sorusunun yanıtını arayabileceğimiz tek resmi metin AK Parti’nin Anayasa Komisyonu’na verdiği önerge oldu. Aksi söylenmediği sürece de eleştirilerimizi bu taslak üzerinden yapmak durumundayız. Oysa AK Parti kulislerinde, komisyona verilen taslağın esas alınmasının doğru olmadığı, yeni hazırlıklar olduğu konuşuluyor.
O zaman, hazırlanan bu modelin ne olduğunu bir an önce bilmemiz gerekmez mi?
“Savunduğumuz modelin esaslarını bildirgemizde ortaya koyduk, ayrıntılarını da seçimden sonra diğer partiler ve STK’larla birlikte geniş bir tartışma içinde belirlememiz daha katılımcı, daha demokratik bir tutum olur” diyenler var ki ben buna hiç katılmıyorum.
Özellikle de, başkanlık sistemiyle otoriter bir rejim getirileceği konusunda çok yaygın bir propaganda yapılıyorsa ve bu propaganda esas olarak Anayasa Komisyonu’na verilen teklif üzerine inşa ediliyorsa, modelin aslının tez elden ortaya konması ve seçime kadarki 7 hafta içinde iyice tanıtılması acil bir görev haline gelmiş demektir.
Akşam gazetesi, 16.04.2015