Sahipsiz Köpeklere Yönelik Yeni Politika

Hayvanları koruma kanunu değişti. Muhalefetin ileri sürdüğünün aksine, kanun bütün sahipsiz köpeklerin toplanıp öldürülmesini gerektirmiyor. Yapılması gereken, Hayvanları Koruma Kanunu’nun ek 1. maddesi uyarınca sahipsiz köpekleri toplayıp bakımevlerine almak. Elbette ki kanun, 13. maddenin 2. fıkrasında, Ev Hayvanlarının Korunmasına Dair Avrupa Sözleşmesi’ne gönderme yaparak başıboş hayvan sayısının kontrol altına alınması amacıyla öldürme ve yakalama işlemlerinin yapılabileceğini hüküm altına alıyor, ki insan sağlığını korumak için gerekliyse bunlar yapılmalı. Fakat kanunun son haline göre bu bir zorunluluk değil. Belediyeler halk sağlığını sahipsiz köpekleri öldürmeden de koruyabilir. Bunu yapmak için bir an evvel barınak sayısının arttırılması ve sahipsiz köpeklerin toplanması için harekete geçilmesi gerekiyor. Kanun da bunu emrediyor.

Ancak Hayvanları Koruma Kanunu’nda yapılan değişikliğin Resmi Gazete’de yayımlanmasının üzerinden neredeyse üç hafta geçmiş olmasına rağmen belediyeler harekete geçmiş görünmüyor. Bunda muhtemelen barınak kapasitesinin yeterli olmaması etkili. Kanunun geçici 4. maddesi barınakların kurulması için 31.12.2028 tarihine kadar süre veriyor ve belli bir kaynağın belediye bütçesinden ayrılmasını emrediyor. Kanunun önceki halinde de bakımevleri için 31.12.2022’ye kadar süre verilmişti. Belediye görevlilerinin hali hazırda yeterli bakımevi olmadığını söylemelerine bakılırsa kanunun önceki hali uygulanmamış görünüyor. Bugün 2028’e kadar süre verilmesi ve bu süre içinde bakımevi yapılması hükmünün de uygulanması zor görünüyor. Elbette ki kanun, belediye bütçesinden gerekli miktarı ayırmayan belediye görevlilerine ceza vermeyi öngörüyor fakat yine de bu, insan sağlığına yönelik mevcut yüksek riski ortadan kaldırmak için yeterli değil. Çünkü barınakların yapılması için 3,5 yıllık bir süreç öngörülüyor. Sahipsiz sokak köpeklerinin sayısını ve insan sağlığına yönelik ortaya çıkan zararın artışını göz önünde bulundurduğumuzda bir sürece değil, acil müdahaleye ihtiyacımız var.

Bu sebeple Ak Parti’nin, meselenin çözümünü belediyelere bırakacak bir düzenleme getirmesini yanlış buluyorum. Bu, aslında işi çözmek için doğrudan bir girişimde bulunmak yerine sorumluluğu belediyelere atmak anlamına geliyor, ki belediyelerin çoğu muhalefette. Muhalefet ise halihazırda kanunu uygulamayacağını ilan etmiş durumda. Bu, elbette ki Erdoğan Yönetimi ve Ak Parti tarafından siyasi tartışmalara konu edilebilecek bir durum. Bunun üzerinden, daha önceki yazımda ifade ettiğim sınıfsal yarılmanın üzerine gidilebilir ya da muhalefet belediyelerinin başarısızlığı konusu işlenebilir. Sonuç olarak halk sağlığını doğrudan tehdit eden ve acil eylem gerektiren bir konunun çözülmesine uğraşmak yerine, Erdoğan Yönetimi suçlayacak bir merci elde etmiş oluyor. Muhalefet bu işin içinden ancak hızla barınak sayısını arttırma ve yoğun sahiplendirme kampanyaları yoluyla çıkabilir.

Yapılması gereken, en azından geçici bir dönem için, barınak yapımını ve sokak köpeklerinin bir an evvel toplanması işini merkezi yönetime, yani Tarım ve Orman Bakanlığı’na vermekti. Bakanlık, il-ilçe teşkilatı vasıtasıyla ve çeşitli ihalelerle bu işi çözme sorumluluğunu kendi üzerine almalıydı. Böylece acil eylem gerektiren bu iş, iktidar-muhalefet çekişmelerine daha az meydan verilerek çözülebilirdi.

Bu Yazıyı Paylaşın

BU YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZAR PROFİLİ

SON YAZILAR

bizi takip edin
sosyal medya hesaplarımız

0BeğenenlerBeğen
0TakipçilerTakip Et
1,714TakipçilerTakip Et