Rusya ile kriz vesilesiyle Rusların vaktiyle Ermeni Komitacıları üzerinden Ermeni meselesinde oynadığı tahrip edici rolü hatırlamak isabetli olacaktır. Komitacılar daha sonra, Rusya’ya karşı Türkiye ile işbirliği yolları dahi arayacaklardır.
CHP arşivinde yer alan bir istihbarat raporu dikkat çekicidir. Raporda, Ermenilerin mühim siyasi hareketlerinden biri olan Taşnaksutyun Cemiyetinin Rusya’ya karşı Türkiye ile işbirliği teklifini içeriyor. Rapor “Ermeni sorunu” dışında Cumhuriyet rejiminin Rusya’ya ilişkin duyarlılığını da yansıtmaktadır. İlgilenenler için raporun arşiv bilgisini de vereyim:(BCA, 490.01/607.103.3.) Rapor, üç ayrı kâğıttan oluşmaktadır. İlk kâğıtta Mısır’da “Taşnaksutyun’un ehemmiyetli reislerinden” ve “büyük memuriyet” almış ismi okunmayan bir kişinin teklifleri aktarılmaktadır:
Taşnaklar Rusya’ya Karşı Türkiye ile İttifak İstiyorlar
“1- “Bir gün olur da Bolşevikler sahneden çekilirlerse Ermenistan’da Nasyonalist [Milliyetçi] bir hükümetin iktidar mevkiine geçmesine mümanaat edilmemesi. [engel olunmaması]
2- Bolşevikler aleyhinde çalışan İstiklal komitelerinin ahiren Paris’te yaptıkları birliğe Ermenilerin dâhil olmasına mumaşat gösterilmesi “Halk Fırkası ile ve ya hususî teşekküller ile temasa geçmek istiyoruz [kırmızı kalemle altı çizilmiş]. Buna mukabil aleyhimizdeki faaliyete nihayet [nihayet kurşun kalemle ilâve edilmiş] vermeyi ve icap eden yerlerde Türkiye lehinde çalışmayı taahhüt ediyor.”
Taşnaksutyun liderlerinden olan kişiyle yapılan görüşme notu bu kadar. Rapora ekli ikinci kâğıtta dağınık bir değerlendirme notu yer alıyor “amelî faydamız yoktur. Bilâkis kendileri için çok istifade var. İstismar ederler. Rusluk ilah” Rapora ekli üçüncü kâğıtta yer alan notlar ise şöyledir:
Türkiye Teklifle İlgilenmiyor
“Teşkilata
1- Taşnaklar âdemi merkeziyetçi her hangi ferdî [bir] teşebbüsün önüne geçemez.
2- Bugünkü faaliyette aleyhtle [aleyhteki] propagandayı tahdit imkânı yoktur.
3- Taşnaklar haricinde Hınçaklar, reforme Hınçaklar var onlara müessir olamazlar.
4- Kara liste nesli aliye emanettir.” (Buradaki kara liste ile ne kastediliyor, anlaşılmıyor)
Ruslardan Çekiniliyor
Raporun ilk kâğıdında yer alan “Ruslar tarafından bir yoklama şüphesi” notu, Cumhuriyet rejiminin Rusya ile ilişkilerine verdiği önemle beraber, güvensizliği de yansıtıyor. Şimdi bu belgeyi nasıl yorumlamalıyız? Ne gibi dersler çıkarmalıyız? Sadece bu teklifin varlığı bile, Ermeni meselesinin Ermeni Komitacılar tarafından bile Cumhuriyetin ilk yıllarında günümüzdeki kadar katı bir şekilde algılanmadığını gösteriyor. Zaman içinde tedavi edilmeyen her yara gibi bu da kangrenleşmeye başlamış… Her şeyden evvel Ermeni meselesinin Cumhuriyetin kurulmasından sonra unutulmaya terkedilmesinin, çözüm istikametinde gayret sarf edilmemesinin büyük bir yanlış olduğu bugün ortaya çıkıyor. Türkiye 1945’e kadar, Sovyetleri kızdırmamak endişesiyle diasporadaki Sovyet aleyhtarı gruplardan uzak durmuştur. Ancak buna karşılık, Sovyetler Birliği marifetiyle Ermenistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyetiyle yakın ilişkiler kurarak bu meselenin çözümü ve acı çeken iki ülke insanlarının rehabilitasyonu için sahip olduğu ciddi imkânları kullanmamıştır. Bunun ötesinde Türkiye, Sovyetlerin dışında kalan diaspora içindeki gruplarla Sovyetleri de kızdırmadan meseleyi daha mutedil bir şekilde ele alabilecek bir diyaloğu da kurmamıştır. Türkiye’nin Batı ittifakının içinde yer almaya karar verdiği 1945’den sonraki dönemi de kullanmaması meseleyi kökleştirmiştir. Muhtemelen buraya aktardığım belge dışında, Ermenilerin benzer başka teşebbüsleri de olmuştur. Bunların bir an önce arşivlerden çıkarılarak açıklanması, Türkiye’de, bilhassa Ermenistan’da ve Ermeni diasporasında, meselenin, vaktiyle doğru teşebbüsler yapılsaydı, şimdi çözülmüş olacağı düşüncesini akla getirecektir. Bu düşünce, fevkalade faydalı ve yaratıcı bir düşünce şeklidir. Çünkü bugün kemikleşmiş görüşlerin yumuşamasına yol açacaktır. Görüldüğü gibi eğer iyi niyetle bakılırsa, çözüme hizmet edecek birçok belge bulunabilir. Meğerki özgür ve akademik perspektifle meseleye bakabilelim.
Tek Yönlü Tarihçilikle Olmaz
“20.yüzyılın gerek Türk, gerek Ermeni tarihçiliğinde belirgin bir tekyönlülük hüküm sürmüştür. Bu tekyönlülük, bugün artık yerini daha dengeli, daha ussal, daha gerçekçi bir tutuma bırakmalıdır. Türk tarihçiliği genelde Osmanlı İmparatorluğu’nu Ermeniler için bir dünyevi cennet görünümünde takdim etmeyi adeta bir görev bilmiştir. Aslında hiçbir devlet için böyle bir takdirde bulunulmayacağı açıktır. Buna karşılık 20.yüzyılın Ermeni tarihçiliği de, yaşanan travmatik şokun etkisiyle, Osmanlı’nın Ermeni ulusuna sunduğu imkânları unutabilmiş ya da bilinçaltına itelemiştir. Toplumlar düzeyinde koşullanmalardan ve hissi tutumlardan arınıp, tarihsel araştırmaları da bunlardan arındırmakta geç kalınmış olsa bile, çalışmaya koyulmak için hiç de geç değildir.”
(Boğos Levon Zekiyan, Ermeniler ve Modernite, Aras yayınları, 2002,ss.9-10)
Yeni Yüzyıl, 21.02.2016
http://www.gazeteyeniyuzyil.com/makale/rusya-ermeni-meselesi-ve-tasnak-komitesinin-teklifi-1395