Hükümetlerin ekonomik etkinlik, adalet/hakkaniyet, sağlık ve güvenlik gibi gerekçelerle özel teşebbüs faaliyetleri üzerine getirdiği kontroller ya da kurallar regülasyon diye bilinir. İktisadi hayatta oldukça yaygın olan regülasyonların uzunca bir geçmişi vardır.
Regülasyonların bir gerekçesi piyasa başarısızlıklarıyla mücadele etmektir. Piyasa mekanizmasındaki eksiklikler nedeniyle ekonomik etkinliğe ulaşılamadığı zaman, hükümet düzenlemelerine ihtiyaç duyulduğu söylenir. Diğeri kirlilik gibi faaliyetlerden kaynaklanan dışsallıkları önlemektir. Bazı üreticilerin yarattığı kirliliğin önüne regülasyonlarla geçilebileceği belirtilir.
Doğal Tekeller
Doğal tekeller regülasyonlar için bir başka gerekçedir. Doğal tekel durumunda üretici sosyal çıkar yerine kendi çıkarını düşünür ve az üretmek ister. Bu açmazı gidermek için regülasyona gerek olduğu söylenir.
Regülasyonlara gerekçe oluşturan bu iddialara karşı her geçen gün yeni ve güçlü deliller sunulmaktadır.
Bir defa piyasa başarısızlığı denilen şeyin aslında hükümetlerin mülkiyet haklarını uygulamadaki başarısızlıklarla ilişkili olduğu tespit edilmiştir. Chicago iktisatçılarının gösterdiği üzere kirlilik dâhil pek çok sorun, devletin kıt kaynaklar üzerindeki mülkiyet haklarını açık ve kesin biçimde belirleyememesinden kaynaklanmaktadır. Örneğin bir fabrikanın etraftaki bir nehri kirletmesi ancak nehrin kimin sahipliğinde olduğunun belli olmaması halinde mümkündür. Değilse ilgililer dava açarak kirlenmeyi önleyebilir ya da tazminat talep edebilir.
Regülasyonlar
Regülasyonlar bireylere ya da firmalara uyum maliyetleri getirir. Kaynaklar regülasyonların gerektirdiği yükümlülükleri karşılamak için sarf edilir. İş kurmak zorlaşır. Bir yığın yükümlülüğü yerine getirme mecburiyeti yatırımları olumsuz etkilediği gibi, kayıt dışılığı da teşvik eder. ABD’de yapılan bir anket, katılımcı firmaların yüzde 88’inin federal regülasyonları kendi firmalarına bir tehdit olarak gördüğünü ortaya koymuştur.
İktisatçı Richard Posner regülasyonları halkın menfaatleri yerine, çıkar gruplarının özel menfaatlerini gözetmekle eleştirir. Uzun dönemde regülasyon birimlerinin ilgili firmalar tarafından kuşatılma tehlikesine dikkat çekilir.
Regülasyonlar, kötü dizayn edildiğinde etkinsizliğe yol açarlar. Eğer katı şekilde belirlenmiş iseler bu kez yeni gelişmelere engel olabilirler.
Öte yandan regülasyonlar bizatihi bir maliyet unsurudur. Çünkü regülasyon birimleri belirli bir maliyetle çalışırlar.
Regülasyonların maliyetlerinin en iyi belirlenebildiği yerlerden biri olan ABD’ye bakalım. 2002’de Başkan Bush, şirket skandallarından sonra gelen kapsamlı bir regülasyon programını onayladı. ABD’de şirketler için maliyetli bürokratik kurallar getirildi. Yapılan çalışmalar, regülasyonların şirketlere ciddi uyum maliyetleri getirdiğini ortaya koydu. 2005 yılında halka açık şirketlerin toplam uyum maliyeti 6,1 milyar dolar olarak hesaplandı.
Competitive Enterprise Institute raporu ABD’de federal regülasyon ve müdahalelerin maliyetini –düşük ekonomik verimlilik ve daha yüksek fiyatlar olarak- 2014 yılı itibariyle 1,88 trilyon dolar olarak tahmin etmiştir. Tek başına regülasyonları uygulamak bile hükümete 59,5 milyar dolara mal olmaktadır. Tabii, tüm bu maliyetlere doğrudan değil, genellikle dolaylı biçimde katlanılmakta ve dolayısıyla onlar açık biçimde hissedilmemektedir. Öte yandan düzenlemelerin küçük işletmeler üzerindeki etkilerinin daha da büyük olduğuna dair bulgular da mevcuttur.
Yeni Yüzyıl, 11.12.2015
http://xn--yeniyzyl-b6a64c.com.tr/makale/regulasyonlar-tartisilmalidir-402