Pandoranın kutusu

Pandora’nın kutusu Yunan mitolojisinde Zeus tarafından Pandora’ya düğün hediyesi olarak gönderilen kapalı toprak kaba modern zamanlarda verilen isimdir. Bu kutu hiç açılmamalıdır. Açıldığı takdirde tüm kötülükler dünyaya yayılacaktır. Bir anlatılışa göre Pandora merakını yenemez ve kutuyu açar ve içindeki tüm kötülükler dünyaya yayılmaya başlar. Ancak durumu son anda fark eden Pandora kutuyu kapatmayı başarır. Diğer bir anlatılışa göre ise Pandora kutuyu açtığında dünyaya kötülük hâkim olur ve Pandora kutuyu kapatmaya çalışırken kutu onu da esir alır.

Günümüz Ortadoğu coğrafyası Pandora’nın kutusu gibi. Kapağı açılmış ve son yüzyıldır içine yerleştirilen tüm kötülükler ortaya yayılmış durumda.

On dokuzuncu yüzyıl kolonyal sömürgecilik anlayışı, Birinci Dünya Savaşı, savaş sonrası çizilen Ortadoğu haritası, İkinci Dünya Savaşı, 50’ler sonrası Soğuk Savaş Ortadoğu’ya haddinden fazla kötülük yüklemiş durumda. Olumsuz gelişmelerin hepsinden etkilenen ama olumlu gelişme yaşamayan bir coğrafya Ortadoğu.

Artık Ortadoğu’nun temizlenmeye, arınmaya, kötülüklerden uzaklaşmaya ihtiyacı var. Ama bu temizlik nasıl ve kim tarafından yapılacak? Dünyanın büyük güçlerinin öncelikleri bölgenin temizlenmesi değil, kendi çıkarlarının maksimize edildiği bir durumun inşası. Bu nedenle, bölge ancak bölgedeki güçlerin ortak iradesi ile bir barış ve huzur havzasına dönüşebilir.

Gelin görün ki, bölge devletleri de başka hesaplar içinde. Siyasi ihtiraslar ve bölge hâkimiyeti düşleri devletlerin gözünü döndürmüş halde. Mezhepsel ve etnik farklılıklar çatışmaların arkasındaki dar çıkarları ve siyasi ihtirasları örtmek için kullanılıyor. Bırakın kötülükleri temizlemeyi yenileri ekleniyor kutuya.

Dört ülkeye yayılmış haliyle Kürtler bölgede önemli bir nüfusu oluşturuyor. Kuzey Irak’ta bir eyalet yönetimi bu bölge Kürtlerine siyasi bir statü kazandırmış durumda. PKK ve PYD güçleri ise Türkiye, Irak, Suriye ve İran’da varlık gösteriyor.

Ortadoğu’nun girdiği yoldan nasıl çıkılacağı müphemliğini korumaya devam ediyor. Sorunları yok edecek mucizevi bir araç mevcut değil. Ama ne yapılmazsa durumun daha da kötüleşmeyeceğini ve umutların diri kalacağını söyleyebiliriz.

Ortadoğu’nun barışa kavuşmasının yerli aktörlerinden biri kuşkusuz Kürtler. Kürtler elbette kendi haklarını korumaya ve bölgeye tehdit oluşturan illegal oluşumlarla mücadele etmeye yönelebilirler. Ancak kalıcı, kabul edilebilir, barış içinde bir gelecek için bölge halkları vekil değil asil sıfatıyla hareket etmelidir. Başta Rusya olmak üzere bölge dışı güçlerin bölge hâkimiyeti için verecekleri bir mücadelenin aracı haline gelmek Kürtler için hem kendi içlerinde ayrışma ve çatışma alanları oluşturacak hem de Türkiye, Irak ve Suriye içindeki muhalif güçler ile uzun dönemli, giderilmesi güç sorunların ortaya çıkmasına neden olacaktır.

Rusya’nın Ortadoğu politikası genel bir dış politik stratejinin parçasıdır. Rusya, bu genel strateji içinde belli bir coğrafya üzerinde doğrudan ya da dolaylı bir kontrolü askeri yöntemlerle kurmayı hedeflemiştir. Bu coğrafya Doğu Avrupa’dan Yemen’e kadar çizilecek bir hattın doğu kısmını oluşturuyor. Rusya bu hattın oluşmasında İran’la da stratejik bir ortaklık kurmuş gözüküyor. Böyle bir genel siyasetin vekilliğine soyunan her oluşumun bölge hâkimiyeti için girişilecek tüm vahşi yöntemlere, olası mezhep savaşlarına ve uzlaşıya yer tanımayan sertlik politikalarına onay vermesi zorunludur.

Kürtler ve tüm bölge güçleri Pandora’nın kapağını örtmeye gayret gösterebilir. Ama kutunun esiri olmak da var işin içinde.

Yeni Yüzyıl, 23.02.2016

http://www.gazeteyeniyuzyil.com/makale/pandoranin-kutusu-1422

Bu Yazıyı Paylaşın

BU YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZAR PROFİLİ

SON YAZILAR

bizi takip edin
sosyal medya hesaplarımız

0BeğenenlerBeğen
0TakipçilerTakip Et
1,714TakipçilerTakip Et