Biliyorsunuz ya da belki de bilmiyorsunuz ya da belki de bu kadar yoğun siyasî tartışmalar arasında önemli görmüyorsunuz ama 687 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile Özel Öğretim Kurumları Kanunu’nda yapılan değişiklikler ile “Öğrenci Etüt Merkezleri” kapatılıyor. İlgili kararnameye göre etüt merkezlerine kanunda gösterilen gerekli koşulları sağlayıp özel eğitim kurumlarına dönüşmesi hakkı verilmektedir. 687 Sayılı KHK’nin 5. maddesine göre Özel Öğretim Kurumları Kanunu’nda geçen “öğrenci etüt eğitim merkezleri” yerine “sosyal etkinlik merkezleri” ibaresi getirildi. Aynı maddeye göre Sosyal etkinlik merkezi, İl millî eğitim müdürlükleri ile belediyeler arasında yapılan ve Bakanlıkça onaylanan ortak işbirliği protokolleri çerçevesinde, Bakanlığın verdiği işyeri açma ve çalışma ruhsatı ile belediyelerce açılan ve işletilen, ilköğretim ve/veya ortaöğretim öğrencilerinin ödev ve projelerine ilişkin araştırmalar yaptığı, öğrencilerin ilgi, istek ve yetenekleri doğrultusunda sosyal, kültürel, sanatsal ve sportif faaliyetlerin yürütüldüğü özel öğretim kurumlarını tanımlamaktadır. Bu tanımlama ile etüt merkezi kurma ve işletme tekeli belediyelere verilmekte ve aynı zamanda mevcut özel etüt merkezlerinin sosyal etkinlik merkezleri adı altında aynı faaliyetlerde bulunma ihtimalini ortadan kaldırmıştır. Böyle faaliyetleri olan belediyelere ise aynı faaliyetleri sosyal etkinlik merkezi adı altında yapabilme hakkı veya yükümlülüğü vermektedir.
Belediyelerin açabileceği bu kurslar birtakım şartları sağlamak zorundadır. Yani kursu verecek olan belediyeler olsa da bu kursların verileceği bina, personel yönetimi ve şartları, kursun müfredatı, sınıf maksimum öğrenci sayısı gibi bir takım koşullara tabi olmaları ve bu hizmetten faydalanan vatandaşlardan ücret almamaları gerekiyor.
Bu kararname birçok tartışmayı ve sorunu da beraberinde getirmekte veya getirecektir.
Bu sorunları OHAL’in gerekçesi ile bu merkezlerin kapatılması arasındaki ilişkinin zayıflığı, belediyelerin kaynak yetersizliği, kaynak sorunu giderilse dahi bu hizmette tekel oluşturmanın yaratacağı kalite, etkinlik ve verimlilik sorunları olarak sıralamak mümkün.
Öncelikle OHAL ile çıkarılan KHK’nin OHAL’in ilan gerekçesine uygun olması anayasal bir gerekliliktir. Bu nedenle Etüt Merkezlerinin kapatılmasının gerekçeleri ile OHAL’in gerekçesi arasında bir illiyet bağı olmalı. Böyle bir gerekçenin olmaması yasal olarak hem sorunlu hale getiriyor hem de OHAL’in gerekçesi olan terör ve darbeciler ile mücadeleye zarar veriyor.
Mahallî müşterek ihtiyaçları karşılamak amacıyla kurulan belediyelerin en büyük sorunlarından birinin kaynakları yetersiz olduğundan aslı temel müşterek ihtiyaçlarını bile yerine getirememesi olduğu biliniyorken ekstradan yeni yükümlülükler yüklemek bir taraftan gerçekçi değildir; diğer taraftan belediyelerin özerkliğine aykırıdır. Gerçekçi değildir; çünkü yapılan bazı araştırmalara göre belediyelerde karşılaşılan en büyük sorunlar nitelikli personel ve kaynaktır. Ücretsiz olması gereken bu hizmetlerin yerine getirilebilmesi için belediyelerde yeni bir idari birimin kurulması, yapıların kurulması ve işletilmesi belediyelere ekstradan maliyetler yükleyecektir. Ücretsiz olan bu merkezlerde kaynak sorunu olan belediyeler protokolün belirlediği binaların yapımı, kiralanması veya merkezlerde üretecekleri hizmetlerin personel, materyal ve bina giderlerini karşılamada zorluk yaşayacakları ya da bu hizmeti yerine getiremeyecekleri açıktır. Hizmeti verecek olan belediyelerin milli eğitim bakanlığının uygun bulacağı ya da belirleyeceği müfredata, personel yönetimine tabi olması belediyelerin hem idari hem mali özerkliklerini zedelemektedir. Hizmeti belediyeler yürütecek ve maliyetleri belediyeler karşılayacaksa belediyelerin bu hizmetlerinin ücretsiz olması veya ücretli olması gerekliliğinin kararını, bu hizmetleri verebilecek olan profesyonel şirketlerden hizmet satın alabilme haklarının, merkezlerin yönetim ve müfredatları gibi konularda kendi karar organlarının yetkili olması gerekmektedir.
Bu merkezlerin kurulması ve işletilmesi yetkisi belediyelerde olacak ve belediyeler bu görevlerini başkasına veremeyecekler. Bunun bir diğer adı etüt merkezi alanında tekel kurmaktır. Bu tekel yukarıda bahsedilen ya da bahsedilmeyen muhtemel başka problemlerden daha büyük bir problem olan hizmetin kalitesi, niteliği ve etkinliği sorununu ortaya getirecektir. Örneğin belediyelerin kaynakları yeterli olsa ya da kaynak sorunu giderilse dahi ilgili kaynakları ile bu hizmetleri birbirleri ile rekabet eden özel kurumlardan daha nitelikli, etkin ve verimli veremeyecektir. Özü itibari ile etüt merkezleri tek başına çocukları için hizmet satın almaya gücü yetmeyen insanların bu hizmeti birbirleri ile rekabet halindeki profesyonel aracı kurumlar ile alabilmektir. Tek başına özel ders alamayan misal yirmi öğrencinin kurum aracılığı ile bir öğretmenden ders alması gibi… Rekabet eden özel kuruluşlardan hizmet satın almak hem vatandaşlar açısından hem öğrenciler açısından hem de devlet kurumları açısından bir bakıma eğitimciler açısından da tekel durumuna göre daha faydalıdır. Bunu bilebilmenin en basit yolu etüt merkezi talebinin oluşmasıdır. Bu ihtiyacın ortaya çıkmasının altında yatan en önemli sebep verimli ve nitelikli bir hizmetin alınamıyor olmasıdır. Devlet okullarının yetersizliği bunu bir ihtiyaç haline getirmişken bu hizmeti vermede, üstelik milli eğitimin vesayeti altında, belediyeleri tek yetkili kılmanın bu ihtiyacı gideremeyeceği açıktır.
Bir bakıma eğitim faaliyetlerinin yerellere devredilmesi olumludur. Ancak buradaki mevzu böyle bir şey değil ve amaç böyle bir şey olsa bile bunun tekelci bir anlayış oluşturarak olmaması gerekiyor. Yerel müşterek ihtiyaçları gidermek olarak tanımlanıyorsa belediyeler o zaman yerel ihtiyaçların nasıl giderileceğine de kendileri karar vermeleri gerekiyor.