Slogan ve özlü sözlerin arkasına gizlenmek hoşumuza gidiyor ne de olsa bunların gerçeklikle bir bağının olup olmaması çok önemli değil. Dert mana olmayınca manzara güzel oluyor.
Eğitimli-eğitimsiz, donanımlı-donanımsız hepimiz bu çarkın içinde T. Hobbes’un “İnsan insanın kurdudur” sözünü doğrulama derdindeyiz. Ahlak ise sadece bir maske…
Bir dostun Twitter’daki ironi amaçlı beğenisi beni derin düşüncelere sevk etti.
Beni üzen ise paylaşımın ardında yatan görünürdeki aşırı özgüvenin kâğıttan bir kaplana benzemesi idi. Aslında içten içe ne denli savunmasız olduğumuzu ifşa ediyordu… Dahası biz Müslümanların din adına din ile bağımızın sığlığına bir işaretti. Söylediklerimizi hayatla yüzleştirmekten korkan ve sloganların arkasına saklayan beyhude bir çaba…
Sağdan sola entelijansiyamızın (?) muzdarip olduğu bir araz. Öyle ki kendi kurduğumuz zindanlarda esir olduğumuzun bile farkında değiliz. Bu nedenle de hem gerçeklerden kopuk hem de düşünce dünyalarımızı ciddi bir tenkitten geçirmeye hazır ve razı değiliz. Hepimiz ülkemizi kendi mahallemiz görüp başkalarını salyangoz satmakla itham ediyoruz.
Anlamaya çalışmak, empati kurmak, fikir teatisi yapmak, ortak zemin bulmak ise hak getire…
***
Sıradan insanların bu tür kaygıları yok, gündelik hayatın keşmekeşi içinde beklentileri de oldukça basit ve başka dertleri var. Bu basitlik tercihlerini de kolaylaştırıyor. Fildişi kulelerinde yaşayanlara inat kendi yollarını çizdikleri için de kızıyoruz.
Yukarıdakilerin tüm kaşımalarına inat Alevi-Sünni, Türk-Kürt, laik-dindar bir arada yaşayıp, kavganın uzağında kalmaya çalışıyorlar.
Peki, habersizliklerinden mi?
Elbette değil ama kendilerince koydukları bir takım sınırlar var ve bu sınırlar içinde herkes kendince yaşayıp, gidiyor. Ve yukarıdakiler kaşımadığı sürece de bu sınırları kimse aşmıyor.
Mahir Kaynak ne demişti “Halklar düşman olmaz, onları devletler –ben aydınlar-kanaat önderleri diyeyim- düşman eder.”
***
Entelektüellerimizin (?) toplumda doğru düzgün bir karşılık görememesi biraz da bu yüzden. Sağdan sola herkes kazdıkları mevzileri koruma telaşında. Halk yaşama derdinde onlar ise çoğu kez “Büyük insanlık ideali!” peşindeler ve en kolay yolu seçip halkı suçluyorlar.
Kurosava’nın meşhur “7 Samuray”ındaki bir sahnede samuraylar köylülerin kendilerinden önce bazı samurayları öldürdüklerini öğrendiklerinde büyük bir öfkeye kapılırlar. Aslında kendisi de bir köylü olan sahte samuray ise onlara karşı çıkarak “Bunları bu hâle kim getirdi?” diye sorar ve “Siz getirdiniz!” diyerek gerçekle yüzleştirir…
Gelelim şu meşhur paylaşıma: “Kilise, Müslümanları Hristiyan yapamayacağını anlayınca, Hristiyan gibi yaşayan ‘Müslüman’ yetiştirmek için çalıştı. Artık Milyonlarca Müslüman onlar gibi yaşıyor, faiz yiyor, eğleniyor, giyiniyor. Müslüman mahallesinde doğuyor, orada ölüyor lakin ekranı, gazetesi, hayatı Hristiyan gibi.”
Bu paylaşımı görünce zihnimin derinliklerinden Mehmet Akif Ersoy’un o tefekkürle haşr olmuş beyitleri gelip, geçti.
Ve tam o an bir başka paylaşım gözüme çarptı ve gülümsedim.
“Hey sen! Müslüman,
Emrolunduğun gibi yaşa:
Yalan söyleme,
Dedikodu yapma,
Çalma, insanları kandırma,
Çevreyi kirletme, hayvana eziyet etme,
İnsan öldürme, fitne-fesat çıkarma,
Tembellik yapma,
Hakkın olmayan şeyi isteme,
Zorbalık etme, kimseyi incitme,
Kimsenin seni ezmesine de izin verme,
Haysiyetini koru, hımbıllık yapma,
Kimsenin onurunu da çiğneme,
Sağlıklı isen Ramazan ayında oruç tut, değilsen diyetini yoksullara öde.
Yeterince varlığın varsa ömründe bir kez Allah’ın evini ziyaret et, git hacca,
Allah’ı anmak ve kötülüklerden uzak durmak için namaz kıl….
Seni kötülüklerden alıkoymuyorsa yatıp-kalkma…
Sağa ve sola dönüp selam vermen de namaz sayılmaz sana.
Kendine iyi bak eşine ve çocuklarına da
Yanında çalışanlara da öyle, aile bireylerin gibidir onlar sana.
Allah’ın emanetidirler unutma…
Yoksullar, evsizler ve yolsuz kalanlar da senin yediklerinde, içtiklerinde ve hatta kazandıklarında bir pay var onlara,
Paylarını vermeyi unutma.
Muhtaçlara da yardım et.
Kamunun hakkı olan zekatını vermeyi sakın ha aksatma….
Böylece umulur ki Allah senden razı olur, peygamber gücenmez sana…
Selam ve dua ile…
Resulullah’a Armağan Olsun..”
Teşekkürler Eyyüp Ay hocam.
Karar, 21 Kasım 2018