Müslümanların Bankacılık Tarihine Katkısı

Yakın zamanda Atilla Yayla, Niall Ferguson’un son çalışmalarından biri olan Paranın Yükselişi adlı kitabıyla ilgili, 3 köşe yazısından oluşan bir değerlendirme yayınladı. Kitabı okumaya vakti olmayan herkese bu yazı dizisini okumasını tavsiye ederim.

İslam iktisadı yaklaşımında paranın tarihi ve parasal uygulamalar hakkında çalışma yapan bir akademisyen olarak, bu vesileyle Ferguson’un söz konusu çalışmasındaki bazı bulgularına kısaca katkıda bulunmak isterim.

İslam iktisat tarihinde az bilinen bazı şeyler vardır. Bunların başında da parasal uygulamalar gelir. Parasal uygulamalar dediğimizde kastettiğimiz şey, paranın ya da para benzeri varlıkların kullanıldığı iktisadî işlemlerdir. Mesela İslam tarihi konusuyla biraz ilgilenmiş olanlar İslam’ın erken dönemlerinde para olarak kullanılan bazı malların bulunduğunu bilirler. Bunlar altın, gümüş gibi madenlere ek olarak buğday, arpa, hurma ve tuz gibi mallardır. Yalnız aynı dönemlerde aslında bazı kâğıt para türlerinin de Araplar arasında kullanılmakta olduğunu bilen kişi sayısı pek azdır. Kendi tarihimizi bilmediğimizde bunu başkalarına da anlatamadığımız için Ferguson gibi tarihçiler de bunları bilmezler ki bu gayet normaldir.

Ferguson, Paranın Yükselişi adlı çalışmasında diğer pek çok iktisat tarihçisi gibi modern bankacılığın doğup gelişmesini 14. yüzyılın İtalyan şehir devletlerine ve başta Medici ailesi olmak üzere o dönemlerde bu işlerle meşgul olan bazı ailelere bağlamaktadır. Ne var ki İtalyanların bu işleri kimden ve nereden öğrendiğini araştırdığımızda Benedikt Koehler’in son çalışmasında tespit ettiği gibi yolumuz Arap yarımadasına çıkar. Evet, Arap yarımadasında, üstelik de Hz. Peygamber’in yaşadığı dönemlerde adına sak ve süftece denen bazı borç senetleri parasal amaçlarla üretilmekte ve kullanılmaktadır. Süftece, bir tür nama yazılı senet; sak ise hamiline yazılı senet türüdür. Süftece belgeleri tüccarlar tarafından emanet, havale ve ödeme emri işlemlerinde kullanılan güvenli bir servet transfer aracıdır. Sak belgeleri ise genel bir ödeme aracı olup kredi ve mevduat işlemleri dâhil, her türden alışverişe aracı edilen bir kâğıt para türüdür.

Bu belgeleri üreten ve alım satımını gerçekleştiren kişilerden en meşhuru, erken dönemde müslüman olduğu için cennetle müjdelenen (aşere-i mübeşşere) sahabelerden sayılan Zübeyir bin Avvam’dır. Onun dışında Hz. Peygamber’in amcası Abbas, onun oğlu Abdullah bin Abbas, Hz. Ali’nin oğlu Hasan bin Ali, ve Zübeyir’in oğlu Abdullah bin Zübeyir’in de kâğıt para keşide ettiği bilinmektedir. Hatta hadis kaynaklarında Hz. Peygamber’in, ihtiyaç sahiplerine zekât fonundan yardımda bulunmak üzere sak düzenlettiğine dair bir rivayet bile yer almaktadır.

Sak kullanımının, süftece belgelerinin aksine sadece tüccarlar arasında değil, sıradan insanlar arasında da yaygın olduğunu, Emeviler döneminde memur maaşlarının saklarla ödenmeye başlamasından anlıyoruz. Evet, kamu hazinesine dayalı sak üretimi, o dönemlerde cehbez denilen bir sarraf ekibi tarafından gerçekleştirilmekteydi. Cehbezler hazine ile vergi mükellefleri arasındaki muameleleri düzenleyen, gerektiğinde şahıslara olduğu gibi devlete de kredi veren, devletin talebi doğrultusunda daha çok veya daha az kâğıt para (sak) üreten, işin aslı bir tür erken dönem merkez bankası işlevi gören kişilerdi. Cengiz Kallek’in tespitine göre birkaç dirhemden milyonlarca dinara kadar geniş bir aralıkta değerlere sahip olan sak ve süftece belgeleri İslam’ın ilk asırlarından beri (7. yüzyıl ve sonrası) müslümanlar arasında tedavül etmekteydi.

İşte tüm bu parasal uygulamalar Ahmet Tabakoğlu’nun tahminine göre Haçlı seferleri esnasında Hristiyanlar tarafından görüldü, öğrenildi ve Avrupa’da taklit edildi. İspanya asıllı Amerikalı muteber bir iktisat tarihçisi olan Alexander Del Mar ise özel para üretimi dahil, tüm modern parasal kurumların birer Müslüman icadı olduğunu öne sürmektedir. Para ile ilgili Latinceden aldığımız ciro (giro), çek (check-sak), keşide (cash), kredi (credit-karz) gibi pek çok terimin de Arapça veya Farsça kökene sahip olması bu düşünceyi desteklemektedir.

Sonuç olarak İslam’ın erken dönemlerine dair parasal uygulamalar hakkında hem Müslüman, hem de gayrimüslim iktisat tarihçilerinin ciddi bir bilgi eksikliği bulunmaktadır. Bu bilgi eksikliğinin giderilmesi iktisat tarihi açısından olduğu kadar, Müslüman iktisadî düşüncesinin gelişmesi açısından da önem arz etmektedir.

Kaynaklar

– Niall Ferguson (2008), Paranın Yükselişi: Dünyanın Finansal Tarihi, Yapı Kredi Yayınları (2018).

– Ahmet Tabakoğlu (1984), “İslam’da Para Politikası Hakkında Bir Deneme”, Para, Faiz ve İslam, İSAV: Tartışmalı İlmi Toplantı, Ensar Neşriyat (2015), ss. 133-44.

– Benedikt Koehler (2014), İslam’ın Erken Döneminde Kapitalizmin Doğuşu, Liberte Yayınları (2016).

– Cengiz Kallek (1997), Asr-ı Saadet’te Yönetim-Piyasa İlişkisi, İz Yayıncılık.

– Alexander Del Mar (1895), History of Monetary Systems, Charles H. Kerr & Company.

Bu Yazıyı Paylaşın

Önceki İçerik
Sonraki İçerik

BU YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZAR PROFİLİ

SON YAZILAR

bizi takip edin
sosyal medya hesaplarımız

0BeğenenlerBeğen
0TakipçilerTakip Et
1,714TakipçilerTakip Et