Küçük şeyler hayat kalitemizi düşürmeye devam ediyor. Büyük sorunlara toplu çözümler peşinde koşarken çoğu zaman bu problemlerin ne kadar önemli olduğunu, bizi nasıl etkilediğini, bize nasıl zarar verdiğini ya hiç fark etmiyor ya da farkında olsak bile umursamıyoruz. Yarattıkları sıkıntıları kolayca unutuyoruz. Yaza girmişken bu sorunlardan birine parmak basmak ve hem okuyucuların hem de kamu otoritelerinin dikkatini çekmek istiyorum.
Yaz gelince ağırlaşan veya hep var olmasına rağmen sıcaktan kaçmak için kapıyı pencereyi açtığımız için farkına yazın daha fazla vardığımız bir küçük-büyük problem var: Motosikletlerin yarattığı gürültü. Bu gürültü eziyetten zulme, bir tür anonim işkenceden maksatlı tacize kadar uzanıyor. Okuyucularım ben daha yazıya giriş yaparken onun ne olduğunu kötü anılarla hatırlamış olabilir, ama ben yine de bir tasvir edeyim.
Minik kitleleriyle ters oranlı gürültü çıkartan mobil araçlar var. Bunlara motosiklet diyoruz. Sayıları devamlı artan bu araçlar cüsselerinden beklenmeyecek kadar yüksek eksoz sesi çıkartarak etrafı rahatsız ediyor. Hepsi değil ama bazı kullanıcıları da hiç bir şeyi ve hiç kimseyi umursamaksızın, ortak hayatta başka insanlara karşı sorumluluklarının ve yükümlülüklerinin olduğuna aldırmaksızın gürültüyü büyütmeye ve sürekli kılmaya ortak oluyor.
Minicik bir motor bile geçtiği sokakları adeta terörize ediyor. Çıkardığı kasıtlı gürültüyle arkasında rahatsız edici ses dalgaları bırakarak gidiyor. Sürücüler etrafta hastalar, uyuyan bebekler, sınavlara hazırlanan veya ders çalışan öğrenciler, dinlenmekte olan çalışanlar vardır demeden gaza basıyor da basıyor. Hatta bazı edepsizler yaptırdıkları özel eksozlarla gürültüyü kat kat fazlalaştırıyor. Büyük haz alıyormuşçasına gaza basarak büyük bir gürültü kirliliği yaratıyor.
Meselâ oturduğumuz mahallede böyle bir ‘sapkın’ var. Yazları ortaya çıkıyor. Akşam üzeri üstüne atladığı motosikletiyle sokağımızda ve çevredeki diğer sokaklarda –ki bunlar ara sokalar- kulakları sağır eden, camları dahi titreten gürültülerle turlar atıyor. Civardaki binalarda yaşayan yüzlerce insan umurunda değil. Sanki babasının kırsal alandaki özel çiftliğinde ardında bıraktığı gürültüyle sadece tabiatı rahatsız ederek dolaşıyormuş gibi rahat.
Bu tiplere karşı ne yapılabilir?
Kamu otoritelerinin toplumsal hayatı regüle etmeye kalkışmasından hoşlanmam. Bunu çoğu zaman yanlış ve hatta zararlı bulurum. Gelgelim bu motosikletlerin gürültüsü toplumda kendiliğinden regüle edileceğe, düzeleceğe benzemiyor. Galiba burada bir kamu otoritesinin devreye girerek motor eksozlarına susturucu takılmasını mecburi kılması, buna uymayanların cezalandırması, ısrar etmeleri hâlinde de trafikten tamamen men etmesi lâzım.
Benim aklıma başka çözüm gelmedi. Ama işe yarar her çözüme ‘evet’ demek, destek vermek noktasındayım.
İlgililere ve yetkililere duyurmak isterim. Bu işe bir el atsalar, topluma, insanlığa yararlı bir iş yapmış olurlar.