Kılıçdaroğlu’nun Seçim Söylemini Erdoğan Belirlemiş Oldu!

13. Cumhurbaşkanlığı seçiminde Erdoğan ile Kılıçdaroğlu’nun çalışmalarında “teröristlerle iş birliği” söylemi ağırlıklı bir yer aldı. Her biri diğerinin teröristlerle işbirliği yaptığını ifade etti.

Kılıçdaroğlu’nun öncülüğünde Millet İttifakı HDP’den yeni adıyla YSP’den destek almıştır. KCK-PKK yöneticileri seçimlere dahil olmuş ve Kılıçdaroğlu’nun desteklenmesini istemiştir. Bu durum Kılıçdaroğlu’nun terör örgütü tarafından desteklendiği görüşünün çürütülmesini zorlaştırmış ve görüşün taraftar bulmasını kolaylaştırmıştır. Nitekim HDP isim değiştirmiş olmasına rağmen politikalarını değiştirmemiş ve PKK ile arasına mesafe koymaya yanaşmamıştır. Diğer taraftan, bildiğim kadarıyla ilk defa, KCK-PKK yöneticileri Türkiye’de seçimlere doğrudan dahil olup yayınladıkları açıklamalar ile Kılıçdaroğlu için destek istemiştir.

Metropoll isimli araştırma şirketinin sahibi Özer Sencar artıgerçek haber sitesinde Alin Özinian ile yaptığı röportajda, Erdoğan’ın bir seçim kazanma makinesi olduğunu, muhalefetin çok dikkat etmesi gerektiğini ifade etmiştir. Bu seçimde Erdoğan’ın seçim stratejisi onun gerçekten bir seçim kazanma makinesi olduğunu ispatlamıştır. Erdoğan gibi usta bir siyasetçi Millet İttifakı-Kılıçdaroğlu’nun YSP ile ilişkisini ve PKK’nın seçime dahil olmasını göz ardı edemezdi. Nihayetinde Erdoğan’ın seçim stratejisinde Kılıçdaroğlu ve Millet İttifakı’nın teröristlerle iş birliği yaptığı, Kandil’den emir aldıkları, PKK tarafından desteklendikleri ve saire söylemler büyük bir yer almıştır. Kılıçdaroğlu da bu stratejiye uymak zorunda kalmış ve kendi söylemlerini buna uyarlamak zorunda kalmıştır.

Yaşanan hayat pahalılığı, yolsuzluk ve hukuksuzluk iddiaları, liyakatsiz atamalar, büyük bir deprem felaketinin olmuş olması esasen hiçbir şey olmasa bile iktidarda kalmanın verdiği yorgunluk gibi birçok sorunla boğuşan Erdoğan parasını verse rakibini böyle bir çıkmazın, bir pozisyonun içine koymayı başaramazdı. Erdoğan’ın bu güçlü ve gerçekçi olduğu ispatlanabilinen söylemi karşısında Millet İttifakı ve Kılıçdaroğlu sessiz kalarak geçiştiremezlerdi. Onlar da seçim çalışmasında bu söylemler karşısında çeşitli argümanlar geliştirmek zorunda kaldılar.

Bu argümanlar her halükârda Erdoğan’ın lehine olmak zorundaydı. Öncelikle Erdoğan’ın söylemleri gerçekçi, acımasız ve saldırgandı. Bu durumda Kılıçdaroğlu ve Millet İttifakı kendi seçim argümanlarını bırakıp Erdoğan’ın seçim argümanlarına cevap vermek ve kendilerini savunmak zorunda kaldı. Sonuç olarak Erdoğan rakiplerinin seçim propagandasını büyük ölçüde belirlemiş oldu. Miting, TV programları ve sosyal medya gibi alanlarda Kılıçdaroğlu ile arkadaşları söz haklarını Erdoğan’ın saldırılarını savuşturmakla geçirdiler. Bunu Erdoğan için bir başarı olarak okumak mümkündür. Çünkü bütün dezavantajlarına rağmen rakibinin söylemini belirleyebilmek bir başarıdır. Rakipleri kendi seçim stratejilerine bağlı kalamadılar, Erdoğan’ın belirlediği bir çerçevede söylem geliştirmek zorunda kaldılar. Ve bu söylemler Erdoğan’ın söylemleri karşısında güçsüz kaldı. Kamuoyu Kılıçdaroğlu veya başka bir destekçisini dinlediğinde büyük ölçüde Erdoğan’ın söylemlerine cevap vermek zorunda kaldıklarını gördü. Onlara yakın medya organları bu söylemlere cevap vermekle uğraştı.

Diğer taraftan geliştirilen söylemler veya argümanlar ise Erdoğan’ın lehine olmuştur. Kılıçdaroğlu ve Millet İttifakı’nın açıklamalarına bakıldığında Erdoğan’ın saldırılarını savuşturmak için birkaç söylemin ortaya çıktığı anlaşılmaktadır. Bunları özetleyecek olursak:

  • HDP’nin mecliste yer alan meşru bir parti olduğu,
  • Kılıçdaroğlu’nun HDP’ye bir söz vermediği,
  • PKK ve HDP ile Erdoğan’ın daha çok görüştüğü,
  • PKK’nın aslında Erdoğan’a çalıştığı ve Erdoğan’ın Öcalan ile görüştüğü.
  • Erdoğan’ın Hizbullahçı bir terör örgütünü meclise taşıdığı.

Kılıçdaroğlu ve onun için oy isteyen isimlerin bu argümanları Erdoğan’ın söylemlerini çürütmeye yetmedi. Çünkü bu argümanların hiçbirisi gerçekçi değildi.

HDP’nin mecliste yer almış olması ve HDP-YSP’ye bir söz verilmediği söylemleri bir gerçeği değiştirmiyor. O da YSP ile KCK-PKK ilişkisinin varlığıdır. YSP bu ilişkiyi hiçbir zaman reddetmedi, aksine ilişkisini her fırsatta kabul etti. YSP kurmayları ise Kılıçdaroğlu’nu yalanlarcasına Öcalan’ın serbest kalacağı, ceza evlerindeki arkadaşlarına af çıkartılacağı gibi beyanlarda bulundular.

HDP meşru bir parti söylemi yeterli olmayınca Erdoğan ve Öcalan’ın görüştüğü iddia edildi. Bu argüman en başta hatalı idi. Öcalan ile Erdoğan görüşmesinden beklenen HDP ve Kandil’in Erdoğan’ı desteklemesidir. Ancak HDP ve Kandil Kılıçdaroğlu’nu destekliyorken “Erdoğan teröristlerle görüştü” söylemi inandırıcılığını yitirmeye mahkûm oldu.

Çözüm sürecinde gerçekleşen görüşmeler üzerinden Erdoğan’ın teröristlerle görüştüğünü ifade ederek Erdoğan’ın kıskacından çıkmak da çözüm olmadığı gibi HDP’li kimi seçmeni de rahatsız ettiği görüldü. Çözüm sürecinde gerçekleşen görüşmeler PKK’nın silah bırakmasına dayalı idi. Silahların bırakılmayacağı anlaşılınca görüşmeler bitirilmişti. 2015 yılından sonra da KCK ve onun bürosu gibi çalışan HDP Erdoğan düşmanlığına yöneldi.

Hüda-Par üzerinden terör örgütü tartışmalarına girişmek özellikle iki açıdan sorunlu idi. Birincisi HDP gibi terör ile arasına mesafe koymaya yanaşmayan bir partiden destek isteyip onu meşru görmek, ancak diğer taraftan Hüda-Par gibi terör ile arasına mesafe koyan bir parti üzerinden teröristlerle iş birliği tanımlaması yapmak doğası gereği bir fiyaskodur. HDP’yi meşru gören bir partinin Hüda-Par’ı meşru görmemesi ise bir başka soruna ışık tutmuş; yani CHP’nin Kürtler ve Müslümanlara yönelik geçmiş alışkanlıklarını hatırlatmış olması Kürt seçmeninin Kılıçdaroğlu’na daha mesafeli durmuş olma ihtimalini yükseltmiştir.

Bu argümanlara dayanan söylemlerin hiçbirisi Erdoğan’ın onların teröristlerle iş birliği yaptığı söylemini çürütmeye yetmedi. Ve Erdoğan’ın iddialarına inandırıcı cevaplar geliştiremediler. Bu argümanlar işe yaramayınca yeni bir söylem geliştirildi. O da Kandil’deki yöneticilerin Kılıçdaroğlu’nu desteklediği açıklamalarının esasen Erdoğan’a yaradığı söylemi oldu.

Bu yaklaşıma göre Kandil’deki örgüt yöneticilerinin Kılıçdaroğlu’nu destekleyen açıklamalar yapmış olması Kılıçdaroğlu’nu zor durumda bırakmak içindir. Bu nedenle esasen Kandil’in açıklamaları Erdoğan’a yaramaktadır. Kılıçdaroğlu ve arkadaşları bu söylemi birçok sefer dile getirdiler. Bu söylem diğerlerine göre daha fazla ikna edici görülmekteydi. Kandil’deki yöneticilerin açıklamaları Kılıçdaroğlu’nun üzerindeki baskıyı artıracağına göre, o zaman bu açıklamalar neden Kılıçdaroğlu’nun lehine olsun idi. Kılıçdaroğlu katıldığı bir programda “bir olay kimin işine yarıyorsa faili odur” ilkesiyle bu saldırıyı savuşturmaya çalıştı.

Peki, gerçekten KCK yöneticileri neden Kılıçdaroğlu’nu destekleyen açıklamalar yaptılar? Bu açıklamaların Kılıçdaroğlu’na zarar vereceğini bilmek zor mudur? Ve ikinci tura kalan seçim sürecinde benzer açıklamalar yapmaya neden devam ediyorlar? Kılıçdaroğlu’nun kazanmasını istemiyorlar mı?

Kandil’in Kılıçdaroğlu’nun kazanmasını en az Kılıçdaroğlu kadar istediği görüşündeyim. Bir önceki yazıda ifade ettiğim gibi KCK için önemli olan Kılıçdaroğlu’nun Suriye politikasıdır. Bu politika başkaca her hangi bir sebebe gerek kalmaksızın KCK açısından Kılıçdaroğlu’nun desteklenmesine yeterlidir. Nihayetinde Suriye politikaları yüzünden Erdoğan ile anlaşamadılar. Ancak problem Kılıçdaroğlu için HDP seçmeninin nasıl konsolide edileceğidir.

Kılıçdaroğlu Kürt Meselesi’nde elle tutulur bir açıklamaya sahip değil, CHP Kürt meselesinin esas sebebidir: Kürtleri ve Kürt dilini yok saymıştır, Erdoğan’ın Kürtçe üzerindeki yasakları kaldırma sürecinde çözümden yana bir tutum sergilememiştir, çözüm sürecinde Erdoğan’ı teröristlerle iş birliği yapmakla suçlamıştır, yakın siyasi tarih içindeki CHP ve Kılıçdaroğlu’nun tutumu ve CHP’nin Kürtlerin hafızasındaki yeri Kılıçdaroğlu’nu ikna etmekte kendi başına kolay değilken, HDP içinde birilerinin de bunu eleştirmesi HDP oylarında bir bölünmeye sebep olabilirdi. Kılıçdaroğlu’nun HDP seçmeninden en az kayıp ile destek alması gerekiyor. HDP yönetiminde bir çatırdama veya farklı bir ses HDP seçmeninde kırılmalara sebep olabilir.

HDP’li figürler üzerinde en etkili kesim ise KCK’dir. Kılıçdaroğlu’nun desteklenmesi KCK açısından HDP’lilerin “kısır tartışmalarına” bırakılacak kadar önemsiz değil. Hiç kimse bu desteği sorgulamamalıdır. KCK yöneticileri Kılıçdaroğlu’nun lehine konuşmasa idi, HDP yönetim ve kurmayları, Kürt seçmen açısından önemli görünen kimi HDP’li kurmaylar Kılıçdaroğlu’nu desteklememesi veya bunu tartışmaya açması muhtemel idi. Akşener’in açıklamaları, Kılıçdaroğlu’nun muğlak açıklamaları bir kesim HDP’liyi rahatsız ediyor ve ikna etmiyordu. Bu durumda HDP’nın kamuoyunda sevilen figürleri arasındaki çatışma ve ayrılıklar doğal olarak HDP’li seçmeni bölebilirdi. Daha önce HDP kontenjanlarında Türk-solu diye anılan bir takım insanların milletvekili adayı gösterilmesi önce HDP’li kimi figürlerin eleştirisine maruz kalmış ve sonuçta HDP tabanında bu isimlere yönelik eleştiriler güç kazanmıştır.

KCK’nın Kılıçdaroğlu için açıklamaları HDP’de farklı sesleri kesmeyi başardı. Hasip Kaplan gibi HDP seçmeni arasında sevilen bir isim ilk başta “Mansur Yavaş hayal kurmasın” gibi açıklamalar yapmış olsa da bu eleştiriler ileriye gitmemekle birlikte, Mansur Yavaş’ın cumhurbaşkanlığı yardımcılığına ve İyi Partili kurmayların açıklamalarına herhangi bir itiraz gelişmedi. Buna rağmen 2018 yılı milletvekili seçimlerinde yüzde 11,7 oy oranı ve 67 milletvekili ile Mecliste yer alan HDP, bu seçimde ise 8,8 oy alıp 62 milletvekili ile mecliste yer aldı. KCK ve HDP’lilerin bütün baskı ve algı yönetimlerine rağmen HDP seçmeni yaklaşık olarak yüzde 3’lük bir seçmen kaybına uğradı. Muhtemelen KCK Kılıçdaroğlu lehine HDP’ye böylesi bir baskı yapmasa ve HDP içinde herhangi bir tartışma HDP seçmeninde daha yüksek bir kırılmaya sebep olabilir ve aslında Erdoğan ilk turda seçilebilirdi. Sonuç olarak Kandil’deki yöneticilerin Kılıçdaroğlu lehine açıklamalar yapmış olmasının esasen Kılıçdaroğlu’nun lehine olduğu görülmektedir.

Bu Yazıyı Paylaşın

BU YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZAR PROFİLİ

SON YAZILAR

bizi takip edin
sosyal medya hesaplarımız

0BeğenenlerBeğen
0TakipçilerTakip Et
1,714TakipçilerTakip Et