Devletin olduğu yerde kapitalizm
Güncel siyaset içerisinde çokça duyarsınız: “Dünyaya “Batı” hükmetmektedir ve Batı da kapitalisttir. Dolayısıyla, dünyada hâkim ekonomi politikası kapitalizmdir. Başka bir ifade ile Batı’nın uyguladığı güç ile dünyanın tamamına yakını kapitalistleşmiştir. Ülkelerin ekonomi politikalarında kapitalizm dışında bir politika oluşturmaları imkânsızlaşmıştır. Global köye dönen dünyada kapitalizm her yeri sarmıştır. Dünün komünist Çin’i bile kapitalist reformlarla ekonomisini geliştirmeye devam etmektedir. Kapitalizm başka bir seçenek bırakmadığından ülkelerin çoğu kapitalist olmuştur. ABD zaten kapitalizmin kalesidir. ABD aynı zamanda kapitalizmi diğer ülkelere yaymaktadır…”
Kapitalizmin dünyada seveninin çok olmadığını kolaylıkla söyleyebiliriz. Fakat kapitalizmin dünyayı sardığını ve Batı’nın hükmettiği dünyada tek hâkim ekonomi politikası olduğunu söyleyebilir misiniz? Söylerseniz, söyledikleriniz doğru ve rasyonel olur mu? Devletler siyasetin en önemli aktörleriyken kapitalizmin mutlak hâkim ekonomi politikası olduğunu söylerseniz yanılırsınız. Devletler müdahale edebildikleri her siyasal olgu gibi ekonomiye de el atarlar. Ekonomiyi istedikleri şekillere getirebilmek için -devlete göre gerekli- ekonomiye müdahalelerde bulunurlar. Devletin, özellikle ekonomiye karışması doğasında vardır. Devlet tanımı itibarı ile ekonomiyi kendi haline bırakmaz veya bırakmakta zorlanır.
Herhangi bir devleti kendinize örnek olarak alın ve düşünün. Bu devlet ne kadar siyasal işleyişe müdahaleci? Devleti siyasalın her alanında görüyorsanız, yanılmıyorsunuz demektir. Merkez bankaları aracılığı ile paranın kontrolünü nasıl tuttuğunu, çıkardığı yasalar ve yönetmeliklerle ekonomik aktörlerin -özellikle vergiler aracılığı ile- işleyişlerini nasıl kontrol ettiğini düşünün. Böyle bir ekonomi nasıl kapitalist olur? Kapitalist ekonominin en önemli özelliği, devlet kontrolü ve müdahaleciliğinden olabildiğince uzak olmaktır. Her yerde devlet varken kapitalizmin de her yerde olduğu nasıl iddia edilebilir? İddia şöyle edilebilir: Eğer siz gözü kararmış bir sosyalistseniz, etrafınızın kötü amaçlı kapitalistlerce sarıldığını düşünebilirsiniz.
Ekonomiye sosyalist müdahaleler
ABD’de devlet silahlanmaya pay ayırıyor, kocaman bir orduyu oluşturuyor, vergileri herkesin cebinden alıp herkes için harcadığını iddia ediyor, devlet harcamaları ile bürokrasinin ihtiyaçlarını gideriyor, devlet okulları açıp bu okullarda öğrencileri eğitiyor, hastahanelerde devlet sağlık ihtiyaçlarını karşılıyor, yollar devlet tarafından yapılıp “işletiliyor”, gündem sürekli devlet ve devletin işleyişi ile işgal ediliyor. ABD örneğini özellikle kullandım. Dünyanın en büyük ve en önemli kapitalist ülkesi olduğu iddia edilen ülke. Bu ülkenin devletçi işleyişini bir paragrafta birkaç cümle içinde bile anlatan durumu nasıl oluyor da kapitalizmi yansıtıyor?
Uluslararası ilişkilerde tüm askerî yapılar devletin elinde. Silahların en büyük alıcısı devletler. Ulusaşırı topraklarda devletlerin askerleri. “Ekonomistlerin” her gün ağızlarının içine baktığı ulusal veya uluslararası merkez bankaları. Devletlerin para birimleri. Devletin veya ulusüstü devlet yapılanmasının -AB- para birimlerinin geçerli olduğu uluslararası ticaret. Bireyin ülkeler arasında dolaşmasını engelleyen devletin vize sistemi. İster güncel siyasette ister akademik perspektifte uluslararası siyasetin baş aktörü haline getirilen devlet. Devletlerarası ekonomik anlaşmalar yapan devlet. Bir başka ülkeye hangi sağlık ürün ve hizmetinin sağlanacağına karar veren devlet… Bu kadar çok alanda devlet varken kapitalizmin olması bana pek mümkün görünmüyor. Liberal-liberteryen perspektiflerde dünyaya bakanların da mümkün görmemesi gerekir.
Sosyalizmin başarısızlıklarının ve yanlışlıklarının hepsi kapitalizmin üzerine yükleniyor. “Dünyaya hükmeden” Batı’nın bütün sosyalist yanları kapitalizm olarak anlatılıyor. Belki birçok insan da buna inanıyor. Birçok politika bu doğrultuda şekillendiriliyor. Kapitalizm ne kriz zamanlarında işletmeleri-şirketleri kurtarmak için ekonomiye müdahale eder, ne çoğunluğun “iyiliği” için anlamsız vergiler çıkartır. Kapitalizmde birey siyaseti kendisi için şekillendirir, ekonomik kararlarını kendisi alır. Kapitalizm insanlara devletin dayattığı ekonomide edilgen bir pozisyonu dikte etmez. Kapitalist ekonomide birey devlet “işletmeleri” ve hizmetleri ile yarışmak zorunda kalmaz. Birey, devlet regülasyonlarının “birilerinin” çıkarları için kullanıldığı bir ortamda yer almak zorunda olmaz. Kapitalizm negatif özgürlüklerin ekonomi politikasıdır. Devletin her türlü sosyalist eylemlerde bulunduğu yerde kapitalizm var olamaz. Olana kapitalizm demek vicdana sığmaz!