Aslında kadın cinayetlerini değil tüm cinayetleri nasıl azaltacağız diye sormak daha doğru. Ancak, kadın cinayetleri özel bir ilgi ve tepki çektiği için kadınlara yönelik saldırı ve cinayetler üzerinde bilhassa durmakta fayda var. Ayrıca, cinayete kurban giden kadınların sayısının azaltılması zaten toplam cinayet sayısında da hatırı sayılır bir azalma sağlayacaktır.
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun açıklamalarına göre kadın cinayetlerinde istikrarlı bir artış var. 2013’te 237, 2014’te 294 kadın cinayeti işlendi. Sayı 2015’te 303’e yükseldi. İstanbul cinayet sayısında 44 ile tüm iller arasında en başta. Öldürülen kadınların önemli bir bölümü hem evli hem de çocuk sahibi. Daha da umut kırıcı olanı, maktul kadınların 27’sinin devlet koruması altındayken öldürülmesi.
Bunların ürkütücü rakamlar olduğu açık. Ne yazık ki kadınlar çok erkeksi gerekçelerle, erkeklere nispetle daha kolayca ve hırsla öldürülüyor. Cinayetlerin çoğu kadınların yakınları, tanıdıkları tarafından işleniyor. Kimi öldürme fiilleri insanın kanını donduracak vahşette. Bazı cinayetler açık alanlarda, gözler önünde işleniyor ve etraftaki insanlar saldırgana müdahale etmeyip seyirci kalıyor. Hemen her cinayet ya yeni dramlara yol açıyor ya da zaten yaşanmakta olan dramların ortaya çıkmasına ve kamuya mal olmasına sebep oluyor.
Bu cinayetler nasıl önlenecek, azaltılacak? Bu konuda kafa yormak ve hassas olmak hepimizin görevi. İnsan hayatındandaha kutsal bir şey yok. Hiç kimse bir başkasının canını alma hakkına sahip değil. Ancak, ülkedeki erkek egemen kültürkadınların canının daha az değerli görülmesine sebep oluyor. Utanç verici bazı durumlarda kadınların öldürülmesi –aralarında kadınların da bulunduğu- başkaları tarafından onaylanıyor ve hatta takdir ediliyor.
Kabul etmek zorundayız ki kadın cinayetlerini önlemenin sihirli bir yolu bulunmuyor. Kamu otoriteleri gerek kendi hassasiyetleri gereği gerekse karşılaştıkları baskılar ve toplumsal talepler yüzünden yasal mevzuatı değiştirerek cezaları artırma yoluna gidiyor. Risk altındaki kadınlara yakın koruma sağlıyor. Bunların bir dereceye kadar tesirli olması beklenir ama kesin çözüm olmaları imkânsız. Bir cinayeti işlemeyi kafaya koyan, yani bir insanın hayatını elinden alma korkunç davranışını gerçekleştirmeyi kesin olarak isteyen biri verilecek cezayı da ne kadar ağır olursa olsun omuzlanmaya hazır olacaktır. Polisiye tedbirlerin artırılması ve cezaların ağırlaştırılması bu yüzden yeterince işe yaramıyor. Cinayet sayısındaki artış ve yirmi yedi kadının polis koruması altındayken öldürülmesi bunu kanıtlıyor.
Uzun vadede en önemlisi insanları, özellikle de zayıf ve savunmasız kadınları öldürmenin çirkin, haksız, yanlış ve ayrıca dinen günah olduğu bilincinin toplumda yaygınlaştırılması. Ataerkil kültürün geriletilmesi. Her insanın hayatının değerli olduğu ve ciddî ihtilâfa düşen, aralarında giderilemeyen anlaşmazlıklar bulunan çiftlerin ayrılıp kendi yollarına gitmesinin en iyisi olduğu toplumun gittikçe genişleyen kesimlerine benimsetilemezse kadın cinayetlerini durdurmada, azaltmada hepimizi mutlu edecek kadar mesafe almak çok zor.
Yeni Yüzyıl, 24.01.2016
http://www.gazeteyeniyuzyil.com/makale/kadin-cinayetlerini-nasil-azaltacagiz-1050