İnsanlık tarihinde devamlı bir şekilde var olan İslam, insana saf Tevhit inancını tebliğ eden fıtrat dininin adıdır. Din olarak İslam, yol göstericidir. Ancak İslam’ın saf bir din olarak insana yol göstericiliğiyle yetinmeyen bazı anlayış biçimleri, onu farklı düşünce akımlarıyla birleştirerek ona farklı misyonlar verme arayışındadırlar. İslam ve solun birlikteliğinden daha adil ve eşitlikçi bir dünyanın yaratılacağını umanlar tarafından icat edilmeye çalışılan İslami Sol, sahte bir kurgu olduğu gibi tehlikeli bir yanılsamanın da ifadesidir.
İslam ve solun birlikteliğini icat etmek isteyenler, hem solu hem İslam’ı dejenere etmektedirler. Her şeyden önce İslam bir dindir, sol ise bir ideolojidir.
İslami Sol söylemi, İslam’ı din olmaktan çıkardığı gibi, solu da ideoloji olmaktan çıkarmaktadır. Başka bir ifade ile İslam’ın ideolojileşmesine karşılık sol ise dinselleşmektedir. İslami sol sonucunda ortada ne dinden ne ideolojiden eser kalmaktadır. İslami sol kurgusu, İslam’ı İslam’a yabancılaştırdığı gibi, solu da sola yabancılaştırmaktadır.
İslam’ın asıl misyon ve işlevi insanlığa vahiy çerçevesinde doğru yolu göstermektir. İslami Sol kurgusu, insanlara doğru yolu göstermeyi İslam’ın asli görevi ve işlevi olmaktan çıkarmaktadır. İslami Sol kurgusunda İslam, yol gösterici bir kılavuz olarak değil, yönetmek ve hükmetmek isteyen bir totaliter bir ideoloji olarak kurgulanmaktadır. İslam’ın bütün insan hayatına hükmetmek isteyen totaliter bir ideoloji kurgulanması, İslami solun İslam’a yaptığı en büyük kötülüktür.
Din olarak İslam ve ideoloji olarak sol, birbirleriyle doğal bir ilişkiye sahip değildirler. İslami sol söylemi, İslam’ın doğasından kaynaklanan İslami bir gereklilik olmadığı gibi, bu söylem solun kendi geleneğinden kaynaklanan solcu bir söylem de değildir. Ne solcu ne İslami olan ‘İslami solculuk’, hem İslam hem sol açısından doğal olanı değil arızi ve yapay bir durumu ifade etmektedir.
Yapay ve arızi bir birlikteliği savunan İslami sol yanlıları, aslında özgürlük, adalet ve barış değerlerini ortadan kaldıran kendi zihinlerinde tasarladıkları tehlikeli toplum ütopyalarını gerçekleştirmek için İslam ve solun birlikteliğini sahih ve olmazsa olmaz birliktelikmiş gibi sunmaktadırlar. Aslında Solun istediği İslami değil, sol bir ütopyadır. İslamcı solcuların istediği sol bir dünya değil, İslamist bir dünya tasarımıdır. Farklı ütopyaları istemelerine rağmen İslamcı ve solcuların ‘İslami sol’ şeklinde bir kurgu icat etmeleri şaşırtıcı görünebilir. Aslında her iki taraf da farklılıklarının farkında olmasına rağmen, karşılıklı olarak birbirinden yararlanmak ve birbirini kullanmayı istemektedir. Emek, adalet ve eşitlik kavramlarını istismar eden sloganlar üretmekten başka hiçbir somut siyasi ve sosyal önerisi olmayan Sol, marjinalleşmiş ve günümüz için anlamsızlaşmış klişelerini tekrar etmenin dışında insanla ve toplumla hiçbir şekilde iletişim yeteneğine sahip bulunmamaktadır. İslami solu savunan solcular, İslam üzerinden toplumla yeniden ilişkiye girme, sol söylemlerin İslam’la desteklenerek kitleleri etkilemesi ve bu söylemleri İslamileştirerek yeniden üretme arayışı içerisindedirler. İslami solu benimseyen İslamcılar ise, sol argümanlarla İslamcılıklarını destekleyerek İslam’ı dinden daha fazla bir şey yani total bir ideoloji konumuna yükselterek İslamizm olarak nitelenebilecek ideolojilerine çekicilik, yeterlilik ve meşruiyet sağlama arzusundadırlar.
İslami sol, sahici bir ihtiyaçtan ortaya çıkan, ciddi sosyal ve siyasi öneriler üretme yeteneğine sahip, bize anlamlı şeyler söyleyebilen bir birliktelik değildir. İslami sol, aslında solun ve İslam’ı din olmaktan çıkarıp onu seküler bir İslamizme indirgeyenlerin acizliğinin yeni bir kurgusu ve ifadesidir. Solun acizliğini, tarih ve hayat göstermiş bulunmaktadır. Sorun İslam’ın bu acizliğe ortak edilmeye çalışılmasıdır. İnsanlığa doğru yolu gösterme iddiasında olan İslam’ın, bir din olarak İslamizme ihtiyacı olmadığı gibi, İslami Sola da ihtiyacı yoktur.
İslamizmin, Sol’un ve İslami Sol’un acizliği, kendilerine özgü hiçbir şey söyleye-memelerinde ortaya çıkmaktadır. İslamizm, Sol ve İslami Sol söylemleri, vahşi kapitalizm edebiyatını tekrarlamaktan ve kapitalizm karşıtlığı üzerinden kendilerini tanımlamaktan başka muhtevasında hiçbir şeyi barındırmamaktadır. Form olarak İslami Sol, boş olduğu gibi, muhtevası da boştur. Aslında ortada İslamizm, Sol veya İslami Sol olmayı hak eden hiçbir şey yoktur. Sadece ve sadece klişe bir vahşi kapitalizm karşıtlığı vardır. Vahşi kapitalizm karşıtlığı üzerinden insanların duygu ve düşünce dünyaları, ahlaki ve vicdani hassasiyetleri iğfal edilmek istenmektedir. İslami sol miti, bireyleri özgürlüklerinden vazgeçirmek için insanların adalet ve özgürlük taleplerini eşitlik adı altında iğfal etmek isteyen vahşi bir sosyalizmden başka bir şey değildir.
Zaman, 20.03.2010