Bu yazıyı Davutoğlu-Bahçeli görüşmesi bitmeden gazeteye yollamak zorundayım. Ama toplantıdan çıkacak sonuçları üç aşağı beş yukarı tahmin etmek zor olmadığı için bunun bir sakınca doğuracağını zannetmiyorum.
MHP toplantı öncesinde yaptığı açıklamada aynen CHP gibi, izlenecek yöntem olarak uzlaşma komisyonunun tıpkı eskisi gibi bütün partilerden eşit üye ile oluşmasını ve oybirliğiyle karar almasını şart koştu.
Bu komisyonla ilgili görüşümü geçen yazımda yazdım. Yeniden özetleyecek olursam, böyle bir komisyon hem demokratik değildir, hem de sonuç alması mümkün değildir.
Demokratik değildir, çünkü anayasa yapmak gibi en ciddi konuda bütün partileri eşitlemek yani anayasa yapımı konusunda eşit yetkili kılmak, sandıktan çıkan iradeyi “tashih” etmek anlamı taşır. Eğer siz anayasa yapmak gibi en önemli yasama görevinde bütün partilere eşit oy hakkı verecekseniz, bütün yasaların çıkarılması için de pekâlâ verebilirsiniz. O zaman seçimi niye yaptınız? Bölerdiniz 550’yi 4’e, her parti kendi içinden 137 milletvekili çıkarırdı, aynı hesaba gelirdi!
Sonuç alması mümkün değildir, çünkü hiçbir ülkenin parlamentosundan bütün partilerin oybirliği içinde sıfırdan yeni bir anayasa yapabildiği görülmemiştir. Şu an parlamentodaki dört partinin oybirliğiyle geçirebilecekleri konular ancak detay konular olabilir; nitekim iki yıllık çalışma sonucu ortaya çıkan 60 madde de böyledir.
Sonuç olarak ben bu turların nafile turlar olduğunu, komisyon çalışmaları için tanınan süre bitene kadarki zamanın kaybedileceğini; asıl anayasa çalışmalarının ise bu süre dolduktan sonra başlayacağını düşünüyorum.
Anladığım kadarıyla AK Parti bu kayıp zamanı başkanlık sistemine geçiş için kamuoyu oluşturma zamanı olarak değerlendirmek niyetinde. Eğer kendi tezini topluma iyi anlatabilirse, CHP ve MHP tabanlarını da bir ölçüde etkileyebileceğini ve parti tabanından yukarıya doğru bir baskı oluşturarak CHP ve MHP yönetimlerinin uzlaşmaz tutumlarını kırabileceğini; en azından partili cumhurbaşkanlığı noktasında pazarlığa oturtabileceğini düşünüyor.
Ki, bence de doğru bir yöntem…
Özellikle iletişim imkânlarının aşırı geliştiği günümüz dünyasında parlamento dışı güçler o kadar etkili ki, siyasetin pek azı meclislerde yapılıyor. Hatta bütün büyük meselelerin önce parlamento dışında pişirildiğini söyleyebiliriz. Önemli konular ancak STK’ların, medyanın, akademinin, yüksek bürokrasinin, kanaat önderlerinin ve siyasi parti lider kadrolarının aktif katıldığı ve geniş kamuoyu önünde cereyan eden yaygın tartışmalarla olgunlaşıp belli fikirler ağırlık kazandıktan sonra parlamentoya gelirse parlamentolar çözüm üretebilir hale geliyor.
Burada en önemli mesele, AK Parti’nin nasıl bir başkanlık modeliyle kamuoyu önüne çıkacağı… En büyük merak konusu da bu… Eğer AK Parti söylem düzeyinde savunduğu gibi, kuvvetler ayrılığını tahkim eden, kontrol ve denge mekanizmalarının iyi işlediği bir modelle ortaya çıkabilirse ve bu modelini iyi anlatabilirse, Başkanlık sistemine karşı çıkışını “diktatörlük- tek adam yönetimi” diye birkaç klişeye indirgemiş olan muhalefet partilerini gerçekten çok zor durumda bırakabilir.
Unutmayalım ki, içinden geçtiğimiz zor şartlar; uluslararası kuşatılmışlık hali, Ortadoğu’nun gün geçtikçe daha çok karışması ve PKK saldırılarının ülkenin bir bölümünü kan gölüne çevirmesi toplumda güvenlik ihtiyacını; istikrarlı yönetim ve güçlü liderlik talebini yükseltiyor. Buna paralel olarak başkanlık sistemine olan toplumsal desteğin de yükseldiğini görüyoruz.
Şimdi bütün mesele, AK Parti’nin bu desteği istismar etmeden; tam tersine mevcut endişeleri de giderecek bir modeli tartışmaya açması…
Bu tartışma çok şeyi değiştirebilir. Toplumda belli bir uzlaşma sağlanabilirse, özellikle toplum nezdinde güven ve itibar sahibi, her hangi bir partiye angaje olmadığı bilinen isimler kazanılabilirse, varılan konsensüs dalga dalga Meclis’i de etkisi altına alabilir ve muhalefet partilerinin uzlaşmaz tutumunu yumuşatabilir.
Bu arada, şu anda kurulan o acayip komisyonun görev süresi de bitmiş olursa, işte o zaman Davutoğlu da kolları sıvayıp tek tek partilerle gerçek müzakereleri başlatabilir.
Akşam, 05.01.2016
http://www.aksam.com.tr/yazarlar/gulay-gokturk/gercek-tartisma-baslayabilirse/haber-477945