Mevcut eğitim sisteminin, yapısal, fonksiyonel önemli problemleri olduğunu kabul ediyoruz. Sahici bir eğitim reformu konusunda büyük bir görüş birliği mevcut. Bununla beraber nasıl bir eğitim sistemi olması gerektiği konusunda zihinler bulanık. Ben bu noktada liberal eğitim önerisini tartışmaya açmakta yarar görüyorum. “Liberal eğitim de nerden çıktı?” diye soranları duyar gibi oluyorum. Yeni anayasamızın liberal olmasını kabul edilir/ arzu edilir buluyorsak, demokrasimizin “liberal demokrasi” ile taçlanmasını istiyorsak, kısaca özgür toplum hedefimizde samimiysek, liberal kurumlara, liberal değerlere, liberal piyasa sistemine ulaşmak dışında seçenek yoktur. Kaldı ki; özgür toplumun değerleri, kurumsal yapılarla (tarafsız yargı, rekabete dayalı piyasa ekonomisi, sınırlı devlet, birey hak ve özgürlükleri, vb.) desteklenmediği takdirde tesis edilemez ve sürdürülemez.
Liberal Eğitim
Liberal eğitimin amaçlarının neler olduğunu; Mont Pelerin Topluluğu 1992-1994 dönemi başkanlığını yürüten Prof. Dr. R.Max Hartwell’in cemiyetin dönem çalışmalarının başlangıcı dolayısıyla Fransa’nın Cannes şehrinde 25 Eylül’de yaptığı harikulade açış konuşmasından yola çıkarak değerlendirebiliriz. Hartwell, liberalizmin daha popüler birçok konusu olmakla birlikte “Bir Liberalin Eğitimi”* konusunu ele alarak eğitimde olup bitenlerin ne kadar önemli olduğunu göstermek istemektedir. Hartwell’in ilk olarak öne sürdüğü husus, “çocukların ailelerine ait” olduğu gerçeğini hatırlatmaktır. Eğitimin devletin işi olduğu inancı, çocukları ailelerinin değil, devletin mülkiyetine geçirmek olarak tezahür etmektedir. Klasik eğitim içeriğini belirleyen “bir meslek ve iş kazandırma ve devlete bağlı yurttaş yetiştirme” görevini reddeden Hartwell “Ben, liberal bir ebeveyn olarak, bundan daha fazlasını istiyorum. Ben, iyi davranışların kabul gördüğü ve takdir edildiği; doğru yanlış hakkında genel bir anlayışın olduğu; nezaket, sempati, kibarlık, terbiye, doğruluk ve dürüstlük erdemlerine değer verilen bir dünya istiyorum” diyerek, liberal eğitimin temel yapısının ne olması gerektiğini açık seçik ifade etmiştir. Sıralanan bireysel erdemlere hangimiz, hangi gerekçeyle karşı koyabiliriz. Doğruluk, kibarlık, terbiye gibi insani hasletler gözümüzün önünde yok olup gidiyor. Türkiye’de de eğitim sistemi, insani değer ve erdemleri yok etmek/başkalaştırmak ile görevli gibi görünüyor.
Liberal Eğitimin İçeriği
Demokratik özgür bir toplum idealine sahip, bir dünya arayışında bireylerin pozisyonu çok önemidir. Liberaller için toplum, somut bireye göre daha afaki bir konum teşkil eder. Nihayetinde toplumun birer üyesi olan bireylerin özgür iradeleri sonucunda seçimleri, tutumları ve eylemleri “toplumu” belirler. Bu nedenle bireysel eğitim çok kritik bir yere sahiptir. Ailenin karar verici olduğu (çocuk istismarı vb. durumlar dışında) liberal eğitim beş temel değer üzerinde temayüz eder. Hartwell bu beş değeri şöyle sıralamaktadır:
Terbiye: Temelde terbiye, insanlara saygı ve sempati duymak, onları anlamak, onlarla ilgilenirken sabır, nezaket göstermek, yüz yüze ilişkilerde düşünceli hareket etmek ve kibar olmak demektir.
Ahlâkilik: “Bir ahlâk sistemi” Hayek’in yazdığı gibi, “varsaydığı uygarlık vasıtalarını muhafaza etme kapasitesine sahip işlevsel bir düzen yaratmalıdır.” Böyle bir sistem, terbiyenin yanında, doğruluk, dürüstlük ve insanlarla ilgilenirken insaflılığı da kapsar ve böylece istikrarlı bir ahlâkî düzen ve diğer insanların da davranışlarında aynı şekilde hareket etme yükümlülüğü altında olduğu beklentisini yaratır.
Nesnellik: Nesnellik olguların ve sorunların hasbi ve eleştirel olarak incelenmesine inanmak; hangi kaynaktan gelirse gelsin delillere saygı duymaya ve onları anlamaya çalışmak; bir önerinin doğru veya yanlış olduğuna veya bir şeyin gerçek olup olmadığına inanmak; geçerliğin dayandığı nedenleri dikkate almak; kin ve önyargının tutsağı olmadan gerçeği aramayı arzulamak; ve otoritelerin, argümanları geçerli olduğu ölçüde otorite sahibi olduklarını bilmektir.
Özgürlük: Özgürlük düşüncesinin esasında, hayat tercihleri yapmaya ve çeşitli alternatifler arasından hedefler seçmeye muktedir otonom birey kavramı vardır. Liberal eğitim, bireyin kişisel olarak otonom olmak için şart olan bilgi ve anlayış ile donatılması işlemidir. Özgürlüğe inananlar bireye saygı duyarlar, otoriteye kuşkuyla bakarlar, bağımsızlığı ve inançlarla davranışların zorla kabul ettirilmesine itiraz etmeyi teşvik ederler.
Yaratıcılık: Liberal düşünce septik ve yaratıcıdır. Septisizm, insan bilgisinin sınırlarının ve beşeri kurumların karmaşıklığının tanınmasından kaynaklanır. Liberal, bilgi ve anlayışın gelişmesinin zor ve yavaş olduğunu ve bunun sadece olguları biraraya getirme meselesi değil, yaratıcı bir şekilde olguların yaratıcı ve tasavvurcu bir şekilde ötesine geçmek meselesi olduğunu bilir. Liberal, yarardan çok zarar verdiklerine inandığı için ütopyacı düşünüşü, dünya ve sonuna ait umutları ve devrimsel uygulamayı” kabul etmez ve ayrıca makro ölçekli planlar yapmayı ve “insanın mükemmelliği” inancını reddeder.
Liberal eğitimin ortak değerler olarak sunulan ögelerine ne kadar uzak olduğumuzu açıkça gözlemlemek mümkündür. Eğitim sistemimizden –tornasından- geçen, nezaketsiz, saygısız, gayri ahlâkî, gerçekleri ters yüz eden, kindar ve önyargılı, “inanmak için araştıran değil, inancının mutlak doğruluğunu göstermek için araştıran” yaratıcılık yerine yerinde sayan, sorumsuz, üretme becerisi olmayan haylaz ve daha bir sürü nahoş meziyetlerle şişirilmiş -eğitilmiş- bireyler ile karşı karşıyayız.
Liberal Eğitim Müfredatı
Liberal değerler olarak ifade ettiğimiz beş temel amaca ulaşmak, liberal eğitimin değerlerini benimsetmek de bireylere öğretmek de saymaktan daha zordur. En önemli sorun belki de sözünü ettiğimiz değerleri yaşatmak, bireyin yaşamının birer parçası haline getirmek olacaktır. “Bir erdemi anlatmak onu edinmekten daha kolaydır” der, Hartwell. Liberal eğitimin realize edilmesinde en önemli ve güvenebileceğimiz kurum ailedir. Aileler, çocuklarına karşı eşi benzeri olmayan derin bir sevgi ve şefkat duygusu beslerler. Buradan çocukların ailelerin himayesinde olduğunu kabul ile işe başlayabiliriz. Çocukların ilk çocukluk yıllarından itibaren aileden kazanacakları değerler sanıldığından fazla kalıcıdır. Genç beyinlerin fikirleri, dünyayı algılamaları, “en iyi yaşam” biçiminin ne olduğu inancı değişebilir. Böyle olmakla birlikte düzgün kazandırılmış “insani değerler” bireyin bünyesinde kalmaya devam eder. Ailenin doğal olarak kazandıracağı informel eğitimin dışında formel eğitim/öğretiminde gerekli olduğu kabul edilmektedir. Hartwell’a göre liberal eğitimin müfredatı şu disiplinleri bireye öğretmeye çalışmalı: Beşeri bilimlerde öğrenim yani eğitim almak uygarlaştırıcı bir süreci beraberinde getirir. Bu açıdan beşeri bilimler içinde şu disiplinler yer almalıdır: edebiyat, geniş edebi geçmişten kalan yaratıcı ve hayal gücünün mirası olarak; diller, diğer kültürleri anlamaya kapı açan yaşam biçimlerini genişleten olarak; felsefe, aklı eğitip, bilginin eleştirel incelenmesini sağlayan delileri sonuçları inceleme yetisi olarak ve tarih, geçmiş ile bugün arasında sağlıklı bir ilişki kurmak, daha da önemlisi devletlerin insanlara baskı kurarak hayatı biçimlendirmek için tasarlanmış kurumları öğrenmek için…
Liberal eğitimin değer ve yapısına ilişkin daha çok şeyler ifade edilebilir. Liberal eğitim doğası ve yapısı gereği, inşacı, planlamacı, kurtuluş reçetecisi, mutlakiyetçi değildir. Liberal eğitim; bireye saygıyı esas alır, çeşitliliği değerli görür. Formel yapılara, devletin bireyin alanına müdahalesini hoş görmez. Serbestlikten, insan yaratıcılığının sınırlardan uzak kalması gerektiğini vurgular. Bu açılardan liberal eğitim, seçenekli, zorunlu olmayan, bireysel, ailenin kurumsal desteğindeki eğitim yapılarına güvenir. Liberal eğitime nasıl geçileceği sorusuna: “şimdi yapılanların tam tersini uygulayarak” şeklinde bir cevap verebiliriz. Somutlaştırmak gerekirse; ailenin söz sahibi olması, evde eğitim serbestliği, okulların (özel okul) açılmasındaki engellerin kaldırılması, devletin sektörden tedrici çekilmesi, eğitim vergisine son verilmesi olarak sıralayabiliriz.
* “Bir Liberalin Eğitimi”, R. Max Hartwell, Liberal Düşünce, Sayı: 1: Kış 1996, ss. 49-56, Çev. Sema Coşaroğlu.