Çocukları korumak

Ensar Vakfı’nda geçici süreyle gönüllü görev yapmış birinin çocukları cinsel olarak istismar ettiğinin ortaya çıkması toplumun çoğu zaman omerta sessizliğiyle boğulan veya olduğundan çok daha küçük boyutlarda algılanan vahim bir problemini yüzümüze çarptı. Maalesef her ülkede olduğu gibi bu ülkede de bir çocukların cinsel istismarı sorunu var. Müslüman, “çağdaş”, şanlı bir tarihe sahip olmak vs. bu sorunun boy göstermesini engellemiyor.

Çocuklar en çok korunması gereken insanlar. Hem akil baliğ olmadıkları için yaptıkları şeylerin ve maruz bırakıldıkları muamelelerin ne anlama geldiğini idrak edemiyorlar hem de isteseler bile kendilerini cinsel istismara karşı koruma gücünden mahrumlar. Bu yüzden, iyi toplum çocuklarına sahip çıkan ve onların başına gelen kötülükleri asgariye indirmek için azamî gayreti sarf eden toplumdur.

Miniklerin himayesi sadece çocukların korunması değil aynı zamanda toplumun geleceğinin teminat altına alınması açısından da önemli. Çocukların ülkenin ve toplumun geleceği olduğu yolundaki sözler asla abartılı olamaz. Her aile çocuğuna elinden gelenin en iyisini sağlamaya çalışırken toplumun beka ve gelişme mücadelesine de katkıda bulunur.

İnsanlar melek de değil şeytan da. Hem melekçe hem de maalesef şeytanca davranışlar içine girme potansiyeline sahip. Ne yazık ki melek sanılan insanlar şeytana dönüşebildiği gibi insanların alnında onları ilk görüşte ne olduklarını anlamamızı sağlayacak işaretler de yer almıyor.

Kötülüklerin farkına vardığımız zamansa iş işten geçmiş olabiliyor. Çocuklar büyük zarar görüyor ve tek yaptığımız buna sebep olanları cezalandırmak oluyor. Ancak, hiçbir cezalandırma çocuklarda yaratılan manevî, ruhî tahribatı telafi edemiyor.

Önemli bir mesele bu hassas konuların siyasete alet edilmemesi. Maalesef son vakada bu bakımdan başarılı bir sınav verilemedi. Seküler kesimde yer alan bazıları bu hadiseyi tüm dindarları ve dindarların toplandığı kuruluşları topluca suçlu ilân etmek için kullanmak istedi. Bu çerçevede çok ayıp şeyler yapıldı, yazıldı ve söylendi. Bazıları bunun için ısrarlı bir kampanya yürüttü. Böylece istismar edilmiş çocukları kendi siyasî iyilikleri için araçsallaştırdı.

Bu vahim davranışın dinle ve ideolojiyle değil daha ziyade insan tabiatıyla ilişkisi var. Dolayısıyla, şu veya bu dine, ideolojiye, toplum kesimine mensup insanlar bu yanlışı işleyebilir. Bu tür vakaların kayıtları incelense, toplumun her alanında, her tabakasında vuku bulmuş acı olaylarla karşılaşılır. Zamanla unutulmaları onların hiç olmadığını göstermez. Bu yüzden bir çocuk istismarı olduğu zaman toptancı davranıp koca kitleleri karalamak ve mahkûm etmek yerine suçun bireyselliği ilkesine göre hareket etmek, yazmak, konuşmak daha uygun.

Diğer taraftan, vakalardan toplumun haberdar olmasının önünü kesmek doğru olmaz. Bu yüzden, yayın yasakları koymada çekingen davranmakta ve ille de konulacaksa yasağı sınırlı tutmakta fayda var. Elbette yayınlarda çocukların isimleri ve fotoğrafları teşhir edilememeli. Onların mahremiyetlerinin korunması, psikolojilerinin bozulmaması her şeyden daha önemli ve değerli.

Ancak, toplumun olaylardan genel hatlarıyla haberdar olması anne babaların, sivil toplum unsularının ve kamu otoritelerinin her daim uyanık ve dikkatli olması için de gerekli. Ayrıca, bu çağda yayın yasaklarının çok işe yaramadığı da unutulmamalı. Klasik medya yayın yapmasa bile insanlar sosyal medya üzerinden haber yayabilir. Sosyal medyada kötü niyetliler çoğu zaman yalan yanlış, manipüle edilmiş haberler ve dedikodular yayıyor, dezenformasyon faaliyetleri gerçekleştirmeye çalışıyor.

Klasik medyanın engellenmesi bu tezviratı engellemeyi ve dengelemeyi de zorlaştırır.

Çocuklara zarar vermek hiçbir şekilde mazur görülemez. Onları cinsel olarak istismar edenlerin en ağır şekilde cezalandırılması gerekir.

Yeni Yüzyıl, 28.03.2016

http://www.gazeteyeniyuzyil.com/makale/cocuklari-korumak-1811

Bu Yazıyı Paylaşın

BU YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZAR PROFİLİ

SON YAZILAR

bizi takip edin
sosyal medya hesaplarımız

0BeğenenlerBeğen
0TakipçilerTakip Et
1,714TakipçilerTakip Et