Alevi açılımı ve Dersim özrü gibi adımlarla –doğal olarak- Ak Parti Alevilerin oy verme alışkanlıklarını da değiştirmeyi ummuştu ancak devamı getirilemeyip bir de üst üste kritik hatalar yapılınca Alevilerin çoğunluğunun CHP’de toplanmasına sebep oldu. Alevilerle Ak Parti arasındaki ilişkiyi başka bir yazıya bırakarak CHP ile olan ilişkiye bakalım.
***
80 öncesi, Aleviler sağ-muhafazakâr-milliyetçi siyasetin dışlayıcılığı nedeniyle sosyalist hareketlere yönelirken, Birlik Partisi deneyimi hariç inançsal hiçbir talep geliştir(e)medi. Darbe sonrası SODEP-SHP çizgisine kayılırken 90’lı yılların laik-antilaik cepheleşmesi, siyasi cinayetler ve Madımak Katliamı sürecinde Aleviler CHP ve DSP etrafında toplandı. Yine bu süreçte Aleviler köklerine dönme arayışı içine girdi.
Ancak hem Ecevit hem de Baykal, Alevileri parti için açık bir tehdit olarak gördükleri için Alevileri mümkün mertebe etkin mevkilerden uzak tuttu. Bunun birçok sebebi olabilir, ancak temel sebep partilerinin bir Alevi partisi haline gelmesini ve yine muhtemeldir ki Aleviler arasındaki sosyalist damarın parti politikalarına etki etmesini engellemekti. Bu politika uzun süre başarı ile sürdürüldü.
***
Aleviler ile CHP arasında giderek zayıflayan bağlar Kılıçdaroğlu’nun CHP Genel Başkanı olması ile tekrar canlandı.
Bu değişim pek çok kişiye partinin en azından SHP çizgisine dönebileceğini düşündürdü, ancak Kılıçdaroğlu kritik hiçbir dönemeçte partiyi dönüştürecek adımları -ulusalcıların tasfiyesi dışında- at(a)madı ve ümitler boşa çıktı.
Yıllarca CHP seçkinlerince partinin arka bahçesi olarak görülen Aleviler bu kez de “Genel Başkan sizden, bu size yeter!” engellemesi ile karşılaşınca Aleviler bu tutumu, bu kez affetmedi ve Kılıçdaroğlu’ndan bağımsız olarak isyan bayrağını sessizce çektiler.
***
Seçimler sonrası parti teşkilatlarının yenilenmesini ve Kılıçdaroğlu ile girilen son seçimler öncesinde de milletvekili ve parti kadroları için yapılan seçim ve tercihlerde delege tercihlerinin ön plana çıkarılmasını fırsata çevirerek bundan böyle partide ‘çaycılık ya da odacılık’la yetinmeyeceklerini ilan ederek tüm kadrolara talip oldular.
Bu gelişme kamuoyunda “CHP, Alevi Partisi mi oluyor!” tepkilerine yol açsa da çok da anlamlı değil. Bugün AKP’nin Sünni eğilime sahip olması nasıl farklı kesimlerden oy almasını engellemiyorsa aynı şey Alevi-sol eğilimli bir CHP için de geçerli olabilir.
Buradaki temel sorun; Alevilerin CHP’ye nasıl bir amaç ve vizyon yükleyecekleri.
Ancak, ilk işaretler çok da sağlıklı değil, Aleviler eski CHP’nin tüm defolarını sahiplenirken, yeni politikalar üretmek yerine işi Erdoğan karşıtlığı üzerinden sürdürme eğiliminde.
***
Hâlbuki Alevilerin CHP’yi Avrupa’daki sosyal demokrat partiler gibi yerel değerlerle barışık; sorunlara evrensel ve demokratik çözümler sunan bir zemine taşımaları ve yeni anayasa sürecinde daha aktif rol üstlenmeye zorlaması gerekiyor. Ancak böyle bir CHP halk için umut olabilir ve AKP’yi de daha dikkatli davranmaya zorlayarak ülkemizin demokratikleşmesine katkıda bulunabilir.
Bugüne kadar Alevilerin sorunları konusundaki kaçak tutumu, Kürt sorununu çok iyi bilmesine rağmen bilmezden gelmesi vd. politikaları ile Kılıçdaroğlu’nun böyle bir dönüşüme liderlik yap(a)mayacağı görülüyor. Peki, Aleviler bu yönde bir irade sergileyebilirler mi? Bekleyip göreceğiz.
Dost acı söylermiş, Aleviler böyle bir iradeyi göstermedikleri takdirde CHP barajı geçen ama hiçbir zaman iktidar alternatifi olamayacak bir parti olarak küçük bir zümre partisi olarak kalacaktır ve bunda Aleviler için pek de hayır yoktur.
Karar, 30.03.2016
http://www.karar.com/yazarlar/senol-kaluc/chp-ve-aleviler-681