Alper Akalın – Türkiye’nin dış borcu yeni bir kriz yaratır mı?

Yunanistan’da başlayan dış borç krizi, ardından bu krizin Portekiz, İspanya, İtalya ve İzlanda’da belirme ihtimali, ister istemez akıllara “Türkiye’nin dış borç riski nedir” sorusunu getiriyor. Türkiye’de de benzer bir süreç söz konusu olabilir mi, yoksa Türkiye dış borç konusunda 1999 ve 2001 krizinden beri epey yol kat etti mi? Sıkça sorulan sorular bunlar olmakla birlikte, krizden önce de Türkiye’nin özellikle özel sektöre ait dış borcunun arttığı dile getiriliyor ve bunun ülkenin risk görünümünü yükselttiği iddia ediliyordu. 2008 krizinin ardından bir de komşuda yaşanan olumsuz gelişmeler, bu endişelerin yeniden artmasına neden olmadı değil. Bu bakımdan, Türkiye’nin dış borçluluğunun incelenmesi bugünlerde büyük bir önem arz ediyor.
 
Dış borç artış oranı
Türkiye’nin 2002–2009 döneminde kullandığı dış borç miktarı hızla artmıştır. AK Parti hükümetinin mali ve finans politikalarında liberal bir yol izlemesi, sadece kamu ekonomisinde değil, özel sektörde de dış kaynak kullanımını özendirmiş ve grafikte de görüleceği üzere özel sektördeki dış borç artış oranı kamu maliyesinin kullanımının çok daha üstünde olmuştur. 2002’den beri sürekli artan özel sektöre ait dış borçlar yıllık yüzde 22,1’lik bir büyüme hızı ile 43 milyar dolardan 174 milyar dolara ulaşmıştır. Kamu Borçları ise daha çok yatay bir seyir izlemiş, 8 yıllık dönem boyunca artış hızı sadece yüzde 1,6’larda kalarak 87 milyar dolardan 97 milyar dolara yükselmiştir. Toplam dış borç ise özel sektörün borçlarının etkisiyle yılda yüzde 11,1 hızla büyüyerek 130 milyar dolardan 271 milyara ulaşmıştır. Kamu dış borcunun toplam dış borç içindeki payı 2002 yılında yüzde 67 iken, bu oran 2009’da yüzde 36’lara kadar düşmüş, özel sektörün dış borç oranı 2009 yılı sonu itibariyle yüzde 33’ten yüzde 64’lere kadar fırlamıştır.

Yüksek risk var mı
Yalnız belirtmek gerekir ki dış borcun sadece niceliksel artışını vermek, dış borcun riskini ölçmek için katiyen yeterli değildir. Dış borçların artış oranını toplam milli gelir ve ihracat gelirlerindeki artış oranını baz alarak karşılaştırmak; dış borç riskliliğini ölçmek adına daha sağlıklı bir yol olacaktır. Tablo 1’de sunulduğu üzere, IMF ve Dünya Bankası gibi gelişmekte olan ülkelere uluslararası fon sağlayan kuruluşların; verdikleri borçların takibi için kullandıkları ve ülkelerin borçluluk seviyelerini ölçen birtakım göstergeler ve borç limitleri, Türkiye’deki dış borçların riskliliğini ölçmek konusunda faydalı olabilir. Türkiye’nin 2002 ve 2009 yılları arasında bu parametrelere göre dış borç analizini yapacak olursak,
Tablo 2’deki sonuçlar açığa çıkmaktadır.
 
Türkiye, Avrupa ülkelerine göre daha iyi ama hâlâ risk var
Tablo 2’den çıkan sonuçlar üzerine yapılabilecek tespitler sırasıyla şunlardır:
1 Türkiye, dış borçluluk açısından 2002’ye kıyasla 2009’da daha az riskli bir ülke konumundadır. Dış borç stoku ve dış borç servisini hem ihracata hem de milli gelire oranladığımızda, Türkiye’nin gittikçe daha az dış borç kullandığı görünmektedir.
2 Türkiye, şu an kriz yaşayan Avrupalı ülkelere kıyasla oldukça az bir dış borç oranına sahiptir. Dış borç/GSYH verilerine baktığımızda, 2009 itibariyle bu oran Yunanistan’da yüzde 175, İzlanda ve İrlanda’da yüzde 1000, Portekiz’de yüzde 240 ve İtalya’da yüzde 122 iken, Türkiye’de bu oran sadece yüzde 44’tür ve orta derece bir risk arz etmektedir.
3 Türkiye buna rağmen henüz az borçlu ülke konumunda değildir. Özellikle ihracatın dış borcu karşılama oranlarına baktığımızda, ülkenin büyüme potansiyeline rağmen, yeterince ihracat yapamadığını ve ihracattaki düşük gelirlerine kıyasla fazla dış borç kullanımına gittiğini göstermektedir.
4Her ne kadar 2002’den 2009’a doğru bir iyiye gidiş söz konusu olsa da 2008’den bu yana dış borçluluk oranlarında bir kötüleşmenin de yaşandığı dikkatlerden kaçmamaktadır. Tüm dış borç göstergelerinin, 2009 yılında 2008 yılına kıyasla daha yüksek değerlere ulaşması, küresel krizden küçülerek çıkan Türkiye’nin aynı zamanda daha da borçlu duruma geldiğini de ortaya koymaktadır.
 
Türkiye önlemlerini almalı
Türkiye, 2000’li yılların başında dış borçluluk durumunda epey riskli bir ülke iken, 2002 yılından itibaren bu risk bir düşüş trendine girmiş ve 2009 yılında Türkiye orta borçlu bir ülke konumuna gelmiştir. Fakat, 2008 krizinin ardından, dış borç göstergelerinde yaşanan olumsuzluğun da işaret ettiği gibi; Türkiye’nin, gerekli önlemleri almadığı takdirde yeniden çok borçlu bir ülke konumuna gelmesi çok da uzak bir ihtimal değildir. Özellikle, yüksek yatırım iştahına rağmen düşük ihracat oranlarından kaynaklanan yetersiz döviz geliri, ara malı ve enerji girdilerinden dolayı artan döviz ihtiyacı, ülkenin daha çok dış kaynağa ihtiyaç duymasında önemli rol oynamaktadır.
Yunanistan’ın bu aralar yaşamakta olduğu borç krizi ve yakın tarihte yaşanan Güneydoğu Asya Krizi, etkin bir borç yönetiminin özellikle gelişmekte olan ekonomiler için ne kadar gerekli olduğunu bir kez daha ortaya koymuştur. Politikacılar ve ekonomiden sorumlu bürokratlar, ulusal tasarrufları azaltıcı ve borçlanma ihtiyacını artıracak harcamalardan kaçınmalı ve sıkı maliye politikaları ile ülke içinde makro-ekonomiye bağlı risk görünümlerini asgari düzeye indirmelidir. Ülkenin yarattığı risk ve kırılganlıkların azaltılması, faiz oranlarını da olumlu yönde etkileyecek ve kamu ile özel sektörün daha düşük faiz oranlarıyla borçlanabilmesine ve daha sağlıklı bir dış borç görünümüne sahip olmaya olanak sağlayacaktır.
 
 05.05.2010, Referans
 
Borçluluk sınırı göstergeleri     Tablo 1:
(%) Az Borçlu Orta Borçlu Çok Borçlu
Dış Borç / GSYH < %30 %30 – %50 %50 >
Dış Borç / İhracat < %165 %165 – %275 %275>
Dış Borç Servisi / İhracat < %18 %18 – %30 %30 >
Dış Borç Faiz Servisi / İhracat < %12 %12 – %20 %20 >
Kısa Vadeli Dış Borç / Döviz Rezervleri < %100 %100 – %200 %200 >

 
 
Türkiye dış borç göstergeleri (2002-2009)     Tablo 2:
(%) 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009
Dış Borç / GSYH 56% 47% 41% 35% 39% 38% 37% 44%
Dış Borç / İhracat 359% 305% 255% 231% 243% 232% 210% 265%
Dış Borç Servisi / İhracat 80% 59% 48% 50% 47% 45% 40% 57%
Dış Borç Faiz Servisi / İhracat 18% 15% 11% 11% 11% 10% 9% 10%
Kısa Vadeli Dış Borç / Döviz Rezervleri 59% 65% 86% 73% 67% 56% 68% 70%

 
05.05.2010

Bu Yazıyı Paylaşın

BU YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZAR PROFİLİ

SON YAZILAR

bizi takip edin
sosyal medya hesaplarımız

0BeğenenlerBeğen
0TakipçilerTakip Et
1,714TakipçilerTakip Et