Sakarya Üniversitesi bünyesindeki Diaspora Araştırmaları Merkezi (DİAM) Federal Almanya’daki Türkiye kökenlilerin yaşadığı hak ihlâllerine ilişkin bir rapor açıkladı. Doç. Dr. Bünyamin Bezci öncülüğünde hazırlanan raporda vurgulanan bazı noktaları özetleyelim:
Merkez’e göre Almanya’da yerliler için güvence altına alınmış haklardan yabancıların da yararlanması bazen mümkün olmamakta. Etnik ve dinî ayrımcılığın ülkede yaygın biçimde görülmesi insan hakkı ihlâlleri konusunda denetimi zorunlu kılmakta.
Almanya’da kişi hak ve özgürlüklerinin anayasal çerçevesinin iyi çizilmiş olmasına rağmen uygulamada ayrımcılıklar yaşanmakta. Gözaltına alınan yabancılara şiddet uygulanabildiği görülmekte. Hapishanelerde kültürel olarak farklı yabancıların hassasiyetlerine (korunaklı duş ve buzlanmış tuvalet alanları gibi) dikkat edilmemekte. 1998-2013 arasında Alman hapishanelerinde 2 bin 740 tutuklu hayatını kaybetti. Bu ölümlerden 1183’ünü intihar. Yargısız infazlar gerçekleştiren hava araçlarına Almanya’daki askeri üslerin ev sahipliği yaptığı da görmezden gelinmekte.
Yabancıların yaşadığı hak ihlâllerinin bir kısmı vatandaşlık, vize işlemleri ve aile birleşmeleriyle ilgili. Almanya AB üyesi ülkelere tanıdığı çifte vatandaşlık hakkını Türkiye kökenli göçmenlere vermemekte. Aile birleşiminin önündeki engelleri genel bir hukuk düzenlemesiyle kaldırmamakta. Her ailenin zorlu hukuksal labirentleri aşmasını beklemekte.
Müslüman kadınların başörtüsüyle çalışma hakkı tam olarak tesis edilemedi. İlk ve orta öğretim kurumlarındaki din dersi sorunu henüz çözüme kavuşmadı. Müslümanların din dersinin çerçevesinde uzlaşmalarını beklemek yerine farklı Protestan Kiliselerinin çerçevede anlaşamaması üzerine bulunan çareye benzer şekilde bir kültür dersinde anlaşılması mümkün gözükmekte.
Helal gıdada uygulama sorunları var. Hayvanların uyutulmadan kesilmesi suretiyle et üretilmesi Alman toplumu tarafından kültürel olarak kabullenilemedi. Küçük yaşlarda sünnet hukuksal olarak çözülmüş olsa da henüz toplumsal kabul görmedi. Dinî haklar alanındaki en büyük sorun Cami inşa etmenin zorluğu ve Camilere yönelik saldırılar. Her Cami inşa süreci yorucu bir süreç gerektirmekte. Yükselen ırkçılıktan beslenen Cami saldırıları da endişe verici sayılara ulaştı.
Almanya vatandaşı olmayan oturma hakkı sahiplerine kendilerini doğrudan ilgilendiren yerel seçimlerde dahi oy verme hakkı tanımıyor. Aşırı sağın yabancı -özellikle İslâm- düşmanı gösteriler yapmasına izin verilirken antisemitik gösteriler yasaklanmakta. Yabancıların kurduğu derneklere ilâve yükümlülükler bindirilmekte
Eğitim hayatındaki en önemli ayrımcılık tavsiye sisteminden kaynaklanmakta. Öğretmenlerin farklı kültürlere hassasiyeti zayıf. Özellikle meslek eğitimine kabulde ve işe yerleşmede yaşanan ayrımcılık herkesçe biliniyor. Çok sayıda Türk ailenin çocukları kasıtlı olarak bedensel ve zihinsel engelli muamelesine tabi tutuluyor. Çocuk bakım evlerindeki Türk çocukları tecavüze uğruyor.
Rakamlar Almanya’da hak ihlâllerinin gitgide sistematikleştiğini göstermekte. Otuz yıl önce nadiren karşılaşılan camilerin, yabancıların evlerinin, mülteci kamplarının yakılması olaylarının çok artması sistematikleşmenin en önemli işareti. Bürokrasi, eğitim sistemi ve iş hayatında ayrımcılık iddiaları devamlı artmakta.
Bu raporun hazırlanması çok iyi bir gelişme. Bu sayede bize sık sık insan hakları dersi vermeye kalkan Almanya’nın insan hakları karnesini görme imkânı bulduk.
Sakarya Üniversitesi’ni, DİAM’ı ve meslektaşım Bünyamin Bezci’yi tebrik ediyorum. Umarım Merkez bu çalışmayı kalıcı kılar ve ilerde Almanya’daki insan hakkı ihlâllerini sadece yabancılar değil ülkede yaşayan herkes üzerinden takip eder.
Yeni Yüzyıl, 29.01.2016
http://www.gazeteyeniyuzyil.com/makale/almanyada-insan-hakki-ihllleri-1102