AK Parti bugüne kadar hiçbir hükümetin dokunmaya cesaret edemediği iki temel meseleye (Kürt ve Alevi) el attı. Sadece bu sebeple bile olsa AK Parti övgüyü hak ediyor. Bu hak ediş bu süreçte birçok hata yapıldığı gerçeğini elbette değiştirmiyor ancak tüm git-gel’lere rağmen bugün Kürt sorununda umut verici bir noktaya gelinmişse, bu AK Partinin eseri
Demokratikleşme paketi ile atılan adımların bazı çok demokratlarca küçümsenmeye çalışılması bence yine AK Parti’nin başarısıdır. Bundan 3-5 yıl öncesine kadar hayal bile edilemeyen adımlar atılmış olmasına rağmen bu toplum tarafından yetersiz bulunmaktadır. Paketi eleştiren çevrelerin çoğunun daha önce bu haklar varmış gibi davranması ise sadece ayıptır. Bu durum bizim ne kadar unutkan bir toplum olduğumuzu gösteriyor. Kürt dediği, üç harfi kullandığı, anadilde eğitim istediği için insanların hapse atıldığı, gazetelerin kapatıldığı bir Türkiye çok çabuk unutulmuş.
Paket elbette eleştiriden azade değil. Benim de eleştirdiğim pek çok eksik var ancak tüm eksiklere rağmen Türk Demokrasi tarihi için küçük ama önemli adımlar var. Örneğin özel okullarda bile olsa ana dilde eğitimin önünün açılması çok önemli ancak bu önemli adımın her türlü eğitimin önünü açması gerekiyor. Ana dilde eğitim dışında dini (dedelik ve zakirlik okulları gibi), laik, bilimsel, Atatürkçü, sosyalist, milliyetçi, liberal her türlü eğitim anlayışı şiddet ve nefret içermedikçe serbest bırakılmalı ve ailelerin tercihine bırakılmalıdır. İşin özel okullarla sınırlı tutulması elbette bir eksiklik ancak bu konuda AK Partinin geçmişte özel okulları destekleyen kanununu iptal ettiren muhalefet partilerinin vebali daha büyük. Eğer o kanun iptal olmasaydı bu iş sadece zengin çocuklarına yarıyor çıkışı yapılamayacak ve fakir çocukları da bal gibi bu okullarda ana dilde ve başka şekillerde eğitim alabileceklerdi.
CHP’NİN ALEVİ POLİTİKASI YOK
Paket Kürt sorununda adımlar atarken Alevilik konusunda suskun kaldı. Her ne kadar bu konuda çalışmalarımız var dense de Aleviler büyük hayal kırıklığına uğradı. Muhalefet iktidarı bu noktadan vurma fırsatını kaçırmadı. İşin ilginci Alevileri çok seviyor görünen partilerin özelliklede CHP’nin Alevi sorunu ile ilgili edebiyatı dışında somut bir politikasının olmaması ilginç. CHP sadece karnından konuşuyor. Paket, Alevi talepleri konusunda suskun ancak yukarıda belirttiğim gibi eğer özel okul yönetmeliği özel okullara geniş bir hareket alanı bırakırsa Alevilerinde çocuklarına inançsal eğitim vermelerinin yolu açılabilir. Nitekim Alevilerin dedelik ve zakirlik okulları açılması yönünde talepleri var.
Alevilerin en önemli talebi Cemevlerinin ibadethane olarak tanınması. Hükümeti en çok zorlayanı da bu çünkü iktidar erkinin eli iki yönden bağlı. Birincisi Aleviliğe bakış açıları, ikincisi devrim kanunlarının varlığı. İkincisi yasal sorunun bizzat kendisini oluştururken birincisi psikolojik bariyer durumunda.
Cemevleri tarih boyunca İslam dünyasında varolmuş tekke, zaviye, hangah gibi tasavvufi ekollerin eğitim ve öğretim yaptığı aynı zamanda dini ritüellerini gerçekleştirdikleri mekânların modern versiyonu. Aleviler kendi inançlarını yaşamak ve yaşatmak için bugün Cemevlerine ihtiyaç duyuyor çünkü dergâhları yasal olarak kapatılmış.
Cemevlerinin kuruluşu üzerine bir çok spekülasyon yapılabilir ancak Cemevlerinin bugün ne anlam ifade ettiği çok daha önemli. Bugün Cemevleri ya Aleviliğin yeniden doğduğu ve kendisini yeniden ürettiği mekânlar olacak ya da Alevilerin radikalleşmelerini ve sekülerleşmelerini hızlandıran kurumlar haline gelecektir.
SOL-MARKSİST ÖRGÜTLER CEMEVLERİNİ ELE GEÇİREBİLİR Mİ?
Hükümetin ve bazı muhafazakâr çevrelerin ‘Cemevleri ibadethane olarak tanınırsa İslam bölünür, Camiye bir alternatif olur’ bakışı değişmezse uzun vadede Alevilerin İslam’dan tamamen kopmalarına ve Avrupa’da olduğu gibi ‘Alevilik ayrı bir dindir’ iddiasındaki çevrelerin güçlenmesine yol açar. Daha büyük tehlike ise uzun süredir Cemevlerini örgütlerine adam devşirme alanı olarak gören aşırı Sol-Marksist örgütlerin Cemevlerini tamamen ele geçirmeleri ihtimalidir.
Bugün Cemevlerinde fiilen ikili bir yapı mevcuttur. Bir yanda samimi bir şekilde inancının gereklerini yerine getirmeye çalışan Aleviler varken –bunlar genel toplumun % 80’nini oluşturur – diğer tarafta ise militanca bir takım modern ideolojileri savunan ve Cemevlerini yuvalanma ve örgütlenme merkezi gören, Aleviliği bir amaç olmaktan çok araç olarak gören bir kitle var. Bu nedenle Cemevlerinin ibadethane olarak tanınması konusundaki direniş sadece ve sadece bu ikinci kesime yarar.
Son bir yıl içinde yaşanan olaylar dikkatle incelendiğinde AK Partiye karşı direnen tek güç konumuna Alevilerin getirilmeye çalışıldığı görülüyor. Alevilerin özgürlükleri adına güya eski Türkiye’nin vesayetçi, statükocu güçleri ile aşırı Sol-Marksist örgütler birlikte hareket ediyor. Ancak hedef Aleviliğin özgürleşmesinden çok kaybedilen mevzilerin kazanılması ve AK Parti iktidarına son vermek. Daha doğrusu Tayyip Erdoğan’dan kurtulmak. Bu kesimlerin bu uğurda AK Parti içindeki sessiz muhalif çevrelerle bile ittifak yapmaktan çekinmeyecekleri bilinmelidir. Şahsen yarın tersine bir gelişmede AK Parti içinde bu yöne tevessül edebilecek güçlü bir çekirdek olduğunu görmekteyim.
UTANÇ ANITI DİKELİM
Bu çevrelerin oyunlarını bozacak iki önemli adım var. Bunlardan birincisi bu ülkede din ve vicdan özgürlüğünün önündeki en büyük engel olan ‘Tekke ve Zaviyelerin Kapatılması Hakkında Kanun’unun kaldırılmasıdır. Bu adımın atılması Cemevlerinin statükosu sorununu tamamen çözecektir. İkincisi ise Alevileri psikolojik olarak yönlendirmede büyük rol oynayan Madımak meselesidir. Oraya dikilecek bir ‘Utanç Anıtı’ bu kesimlerin elindeki en büyük silahı düşürmek anlamına gelir. Yine bu adım İslam üzerine atılmış bir suçun temizlenmesi anlamına gelecektir. Bugün derin güçlerce tezgahlanmış bu operasyona kendisini Müslümanlığın sahibi gören radikal bir iki grup dışında sahip çıkan hiçbir Müslüman kesim yoktur. Ben Madıkmak’ın yanında Başbağlar’a da bir utanç anıtı dikilmesi taraftarıyım.
Türkiye Madımak sendromunu otelin kamusallaştırılması ile bir nebze aşmış durumda anıt ise sağalmaya büyük katkı sunacaktır. Cemevlerinin ibadethane olarak kabulü ise buraların yasadışı örgütlerin propaganda alanı olmalarının önüne geçecek ve Alevilerinde normalleşmelerine hizmet edecektir. İnançlı Aleviler kendilerini bu ülkenin bir parçası hissetmek istemektedir. Bunun içinde yapılması gerekenler bellidir. Kamudaki ayrımcılığında önüne geçilmelidir. AK Parti pandoranın kutusunu açtığına göre artık kapatmak için değil normalleşme için adım atmalıdır. Bu adım Türkiye için gereklidir.
Yeni Şafak, 12.10.2013