CHP’yi anlamadan, Türkiye’de siyaseti anlamlandırmak ve tahlil etmek mümkün gözükmemektedir. İktidar olamamasına rağmen yaptıkları/yapmadıkları, kurultayları, istifalarıyla CHP Türk siyasi hayatında önemli bir yeri temsil etmektedir. Gün yok ki CHP’siz gazete manşetleri ve haber programları oluşturulamıyor. CHP, hem kendisinin iktidar olamamasının, hem de karşısındaki siyasi rakiplerinin iktidar olmasının yegane nedenidir.
Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin’in istifası sıradan bir istifa olarak değerlendirilemez. Tekin’in istifası ile su yüzüne çıkan gelişmelerin köklerini daha derinlerde aramak, Yeni CHP’yi savunanların parti içi ve ülkede iktidar olma sancıları olarak da görebiliriz.
SARSINTININ MERKEZ ÜSSÜ
Kılıçdaroğlu/Tekin ikilisinin, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerinde başlayan siyasi ittifakları ve güçleri, Baykal sonrası genel başkan değişimi sırasın da ivme kazanmış, Önder Sav’ın da tasfiye edilmesiyle birlikte zirveye ulaşmıştır. Son yapılan ‘kurultay’ sonucun da kamuoyunda tam da, Kılıçdaroğlu/Tekin ikilisinin CHP’de iktidarı ele geçirdikleri kanısı içselleştirilmeye başlandığı sırada Tekin’in istifası, CHP içinde ki dengeleri yeniden alt-üst etmiştir.
İstanbul İl Kongresi üzerinden yürüyen iktidar arayışı, Oğuz Kaan Salıcı’nın başkanlığa seçilmesiyle başka bir anlam kazandı, burada önemli olan iptal edilen oyların yarışı kaybeden Ali Özcan’ın oylarından fazla olması. Bu iptal oylarını basit bir ‘çarşaf liste’ oylamasına bağlamak yanlış olsa gerek. Çünkü CHP delegesi çarşaf konusunda yeterli tecrübeye sahiptir. Üstelik CHP’ye şu anda yön veren eski kurt siyasetçiler bunun kitabını yazacak kadar bilgi ve pratik sahibidirler. Parti içi denge arayışları ve muhalefet/iktidar kanadın güçlerini test etme ‘Temmuz kurultay’ına doğru daha da sertleşecek gibi durmaktadır. Bu da bizlere gösteriyor ki CHP’de ‘kurultay’ kazanmak, tek başına parti içerisin de iktidar olmak anlamına gelmiyor.
Peki bu duruma nasıl gelindi. Gazete manşetlerinde ve haber programlarında hep yan yana yazılan ve konuşulan Kılıçdaroğlu/Tekin adları ne oldu da rakip duruma geldiler. Bugün gelinen süreci ve Kılıçdaroğlu/Tekin ayrılığını anlayabilmek için 2011 yılında ki Milletvekili listelerinde yer bulanlara ve Milletvekili seçilenlere değil, listelerde yer bulamayan ve seçilemeyenlere bakmak gerekmektedir.
CHP kendi içinde bir iktidar savaşına girmiş durumdadırlar. Gürsel Tekin’in istifası ile birlikte parti için deki Kemalist-Ulusalcı kanat değişimden yana -Yeni CHP söyleminin savunucularının aralarındaki çekişmenin geldiği noktayı da bizlere göstermektedir.
KUZULARIN SESSİZLİĞİ VE KURTLARIN DANSI
İl kongreleri tamamlanmaya başladıkça işin rengi de yavaş yavaş belirginleşmeye başlamaktadır. Tekin’in istifası aslında parti içi dengelerin kongreler öncesi birbirlerine rest çekmesi ve güçlerini tartmalarının da bir sonucudur. Temmuz kurultayından sonra parti içerisin de yaşanacak bir tasfiye ve kopuş hareketinin ip uçları olarak da algılayabiliriz.
Önümüzdeki süreçte, CHP içerisin de yer alan, Sarıgül’ün ve Türkiye Değişim Hareketi (TDH) kadrolarının, Süleyman Çelebi ve DİSK in başını çektiği ’10 Aralık Hareketi’ kadrolarının, eski SHP’li kadroların ve her şeye rağmen dolaylı da olsa kurulan Baykal/Sav ittifaklarının, birbirleri ile kuracakları/kurmayacakları ilişkiler, CHP deki siyaseti şekillendirecektir.
CHP de yaşanan bu süreç ile birlikte, Türkiye’de siyaset yeniden şekillenecek gibi gözükmektedir. CHP’ de gelinen noktada Ulusalcı-Kemalist çizgi ile Yeni CHP çizgisinin ileri ki süreçte bir yol ayrımına geldiğini söylemek siyasi kehanet olmasa gerek. CHP de yaşanan ‘kuzuların sessizliği’ durumunu yerini ‘kurtlar ile dans’ performansına bırakmıştır.
Tekin ile başlayan istifa hareketinin paralelinde parti içinde iktidarı hangi ekip ele geçirecektir. TDH lideri Sarıgül’mü, 2010 yılındaki Taksim çıkışıyla Türkiye de işçi sınıfının siyasi liderliğine soyunan ve Türkiye’nin Lech Walesa’sı olmaya aday 10 Aralık Hareketi lideri Çelebi’mi. Görünen o ki 10 Aralık Hareketi CHP içerisinde daha güçlü gözükmektedir. Zaten, Sarıgül’ün TDH’sı şimdiden ilçe binalarını ve eski kadrolarını harekete geçirmiş durumdadır. Bilinen bir şey var, CHP’de artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.
YeniŞafak, 16.05.2012