“Açılım ‘Türk Sorunu’ yaratır mı?”
Yaratmaz. Türk sorunu yaratması için bu açılımın Türklerden bir şey eksiltmesi gerek. Türklerden bir şey alınıp Kürtlere verilmesi gerek. Oysa böyle bir şey yok.
Açılım kapsamında atılacak adımlar aşağı yukarı belli. Anadilde eğitim, anadilde yayın, zorla değiştirilen yer isimlerinin iadesi. Bunlar Niğde’deki Türk’ü niye rahatsız etsin?
Bunların hepsi “sivil ve siyasi haklar”. Yani birinin öteki pahasına sahip olmayacağı haklar.
Türk Sorunu çıkarsa, 70’li yıllardan kalmış Ecevitvari yaklaşımla meseleyi “bölgenin geri kalmışlığı”na indirgeyen yaklaşımdan çıkar. Kimliğe ilişkin hak taleplerini küçümseyip, milli gelir pastasından daha fazla pay vermeyi önermekten çıkar.
Ama Mardin’de halka sorulmadan değiştirilen köy isimleri geri verilecek diye çıkmaz.
***
“Öcalan muhatap alınır mı? Devlet, ‘terör örgütü’yle pazarlık eder mi?”
Bütün devletler kendileriyle savaşan silahlı muhalif gruplarla bir şekilde görüşürler, ama görüşmüyormuş gibi yaparlar.
Öte yandan, modern devlet ile terör ilişkisi öyle iddia edildiği gibi uzak bir ilişki de değildir. Hele “senin devletin bir melekti yavrum” denecek türden hiç değildir. Özellikle de yakın tarihinde JİTEM’ler, Batı Çalışma Grupları ve 17.500 faili meçhul olan bir devlet için.
Bütün devletler bir “kusursuzluk oyunu” oynarlar. Adeta bir gün tarih yazılırken, kendilerinin hiç günahı yokmuş gibi, tertemiz bir sicil verilecekmiş gibi bir görüntü vermeye çalışırlar.
Gelin bu “pirüpak devlet” hurafesinin ötesine geçip düşünelim.
Siz dürüst bir insansınız ve teröristler sizin çocuğunuzu rehin almış olsun.
Görüşmez misiniz?
Peki bir devlet veya örgüt barışı rehin almış olsun. Başkalarının çocuklarının hayatı söz konusu olsun.
Görüşmez misiniz?
Ahlaken tutarlı olabilmek için, ikisine de aynı cevabı vermelisiniz.
Yunus diyor ki, “sen sana ne sanursan, ayruğa da onu san”.
Bugün “terör örgütü muhatap alınamaz” diyenler, acaba kendi çocukları bir sınır karakolunda asker olsaydı, aynı şekilde esip gürleyebilecekler miydi?
Ya da onların çocukları orada olur muydu?
“Evet” diyebiliyor musunuz?..
***
“CHP ve MHP’yi de sürece mutlaka katmak gerekmez mi?”
Katsanız iyi olur da, gelmiyorlar işte, ne yapacaksınız?
Zorla güzellik olmaz.
Haydi geldiler diyelim, süreci birlikte yürütmeye razı oldular diyelim. Ne olacak?
Örneğin yarın ana dilde eğitim için adım atmak isteyeceksiniz CHP “Tevhidi Tedrisat” diyecek, MHP başka bir şey diyecek. O zaman ne yapacaksınız?
Çağırırsınız, çözüm istiyorlarsa gelirlerse gelirler, gelmezlerse gelmezler.
Bakın ne diyor şair:
“Pir Sultan Abdal’ım, farz ile sünnet
Yola gelmeyene edilmez minnet”.
O kadar!..
Star, 03.09.2009