HERKES yeni anayasa istediğini söylüyor ama olmuyor. Herkes istediğini söylediği halde olmuyorsa, belli ki birileri onu sahiden istemiyor.
Dört siyasi partinin de yeni anayasa önerisi var, TBMM’nin web sayfasında duruyor.
Oraya baktığınızda anlıyorsunuz bu dört siyasi partiden ikisinin aslında yeni anayasa istemediğini.
CHP ve MHP’nin metinleri, bugünkü anayasayı en temel hükümleri bakımından onaylıyor:
İkisinin anayasa önerisi de resmi ideolojinin devam etmesini öngörüyor. İkisinin önerisi de vatandaşlığı Türklükle tanımlamaya devam ediyor. İkisinin anayasa önerisi de anadilde eğitime izin vermiyor…
CHP ve MHP’nin önerileri, yeni bir anayasa önerisi yazmanın, sahiden yeni bir anayasa istemek anlamına gelmediğini gösteriyor.
Yeni Anayasanın Anlamı
Peki yeni ve özgürlükçü bir anayasa nasıl olur?
Tamam, birey odaklı olur, insanı temel alır, özgürlükçü bir felsefeye dayanır. Anladık da bunların somut pratikteki karşılıkları ne olur? Öncelikle tarafsız devlet prensibine dayanır.
Bunun anlamı şudur: Devlet hiçbir ideolojiyi resmileştirmez, vatandaşların ideolojik çeşitliliğini tanır. Farklı kimlik özelliklerine, farklı hayat tarzlarına ve dünya görüşlerine sahip vatandaşlar, o devletin anayasasına baktıklarında kendilerini dışlanmış hissetmezler.
CHP ve MHP “ilk dört madde”nin değişmesini istemiyor, diğer iki parti istiyor. Bu maddelerin en temel özelliği, Atatürkçülüğü resmi ideoloji olarak belirlemesi ve “hiçbir faaliyetin onun karşısında koruma göremeyeceğini” ilan etmesi.
İkincisi, devleti birey haklarıyla sınırlandırır ve birey haklarını da evrensel anlam ve içeriğiyle kabul eder. Bunun anlamı şudur: Müslümanların din ve vicdan özgürlüğünü de, Kürtlerin anadilde eğitim hakkını da, azınlıkların sivil ve siyasi haklarını da “bize özgü”leştirmeden, “Türkiye’ye özgü koşullar”la kırpıp budamadan, neyse o olarak kabul eder.
Üçüncüsü, eşit vatandaşlığı garanti altına alır. Devlet vatandaşı tanımlamaz, anayasa eliyle “makbul vatandaş” oluşturmaya çalışmaz; vatandaşların haklarını garanti altına alır.
Bunun anlamı şudur: Devlet vatandaşlığı Türklükle tanımlamaz; her etnik kimlikten insanın, Türk’ün, Kürd’ün, Yahudi’nin kendisini eşit biçimde içinde bulacağı etnisiteler üstü bir vatandaşlığı temel alır.
Ak Parti ve BDP’nin (Bugünkü HDP’nin) vatandaşlık tanımı buna uygun. Ama CHP’nin anayasa önerisi vatandaşa Türk demeye devam ediyor. MHP önerisi de öyle.
İki Anayasa Önerisi Çıktı
Dört siyasi partinin TBMM’deki anayasa komisyonundan aslında dört değil iki anayasa önerisi çıktı: Biri 12 Eylül anayasasını en kalın çizgileriyle yeniden üreten CHP ve MHP’ninki; diğeri bu en temel konularda özgürlükçü hükümler içeren ve 12 Eylül anayasasından anlamlı bir kopuşu mümkün kılan Ak Parti ve BDP’ninki.
Yapılması gereken, bu iki partinin anayasa önerilerini telif etmek ve tek bir anayasa önerisiyle halka gitmekti. (Hâlâ da en makul olanı bu). Ak Parti seçim öncesi vaat etmişti ve seçim sonrası yeni anayasayı gündeme getirmesi fırsattı.
Ama PKK’nın Suriye’de kendisine statü verilmesi beklentisi veya başka bir sebeple şiddete dönmesi, bu yolu kapattı. HDP’ye de bu tercihe uygun siyasi tutum almak düştü. Tarihi bir fırsat kaçtı ya da kaçmak üzere…
Şimdi hükümet CHP ile anayasa konuşuyor.
Bu yakınlaşma Türkiye demokrasisi adına umut verici, iki lideri de kutlamak gerek. Ama buradan, bir yeni anayasadan çok iyileştirilmiş anayasa çıkar.
Sonuçta “siyaset mümkün olanın sanatıdır” ve bunu da küçümsememek gerek.
Ama “yeni” demeyi gerçekten hak edecek bir anayasaya bu kadar yaklaşmışken ikinci iyiyle yetinmek. İnsan haliyle üzülüyor.
Yeni Yüzyıl, 04.01.2016
http://xn--yeniyzyl-b6a64c.com.tr/makale/yeni-anayasayi-birlikte-yapmak-785