Marş okuyun, bayrak açın, kımız için, kurt selamı verin…
Ama namazı kirletmeyin!
Kavmiyetçi önyargılarınızı başka şekilde dışa vurun.
***
MHP’lilere “Maun Suresini okumalarını” öneren Egemen Bağış’ı kutluyorum, tam söylenmesi gerekeni söylemiş.
Haberi duyduğumda benim de ilk aklıma gelen “vay o namaz kılanların haline ki, onlar kıldıkları namazdan gafildirler. Onlar sadece gösteriş yaparlar” ayetiydi. Sonra Bağış “Maun Suresi” deyince fark ettim, aynı surede yetime kötü muameleden de söz ediliyor.
Viran olmuş bir Ermeni şehrinin üstünde siyasi gösteri için ortalama bir Müslüman da radikal İslamcı da namaz kılmaz, kılamaz. Allahtan korkar. Yarın ondan sadece “Müslim”in değil, “gayrimüslim”in hakkının da sorulacağını bilir.
***
Bu olay Müslümanlara sorumluluk yüklüyor.
Çünkü dışarıdan bakanlar, bunu “Müslüman toplumun tepkisi” sanabilir.
Gerçekten de çoğunluğu Müslüman bir toplumda Hıristiyanlara yönelik bir ayrımcılıkta ilk olarak akla onlar gelir. Hele bir de bu tepki namazla gösteriliyorsa.
Oysa Türkiye’de Rumlara, Ermenilere ve Yahudilere yönelik ayrımcılık ve önyargı öteden beri esas olarak dindar Müslümanlardan değil, sağıyla soluyla seküler milliyetçilerden geliyor.
Geçmişte Ermeni komşularını bugünkü ayrımcıların manevi atalarından saklayanlar ağırlıklı olarak dindar Müslümanlardı. Ellerinden gelen bu kadardı.
Onlar, milliyetçilik virüsünün dünyayı enfekte ettiği dönemde tarihlerinin en kötü dönemini yaşıyorlardı. Bu yüzden de, geçen yüzyılın başında, milletin millete karşı kalktığı dönemde kötülüğe engel olamadılar.
Ama şimdi, kıldıkları namazın ayrımcıların namazından farklı olduğunu gösterebilirler.
Eğer İslam’ın mesajı evrenselse, eğer diaspora Ermenilerini de kapsıyorsa, Anadolu’nun bu küskün çocuklarına namazın sadece böyle bir haberle ulaşmasına izin vermemek gerek.
Tersine, “biz onlardan uzağız”ın altını çizmek gerek.
Herkesin hakkı iade edilmedikçe rahat edemeyeceklerini ifade eden ve “henüz özgür olmadık” diyen başörtülü genç kızların diliyle konuşmak gerek.
“Bu ülkede başörtüsü sorunu çözüldüğünde din ve vicdan özgürlüğü sorunu bitmiş olmayacaktır. Heybeliada kapalı kaldığı sürece bizim için din ve vicdan özgürlüğü sorunu var demektir” diyen eski MAZLUMDER’li arkadaşımın diliyle konuşmak gerek.
Yoksa doğru ile yanlış birbirine karışır ve yine kötülük kazanır.
Star, 05.10.2010