Görgü, adabı muaşeret kuralları, her yerde her zaman gerekli. Görgüsüz insanlarla haşır neşir olmak zorunda kalmak ıstırap ve sıkıntı verici.
Görgü kurallarının ne denli önemli olduğunu anlamaya yardımcı olacak en önemli durumlardan biri seyahat. Seyahatin her türlüsünde görgüsüz insanlarla muhatap olmak içinize sıkıntılar girmesine neden olabilir. Kendi tercihiniz olmadan, geçici olarak bir araya geldiğiniz, aynı mekânı paylaştığınız insanların münasebetsiz tavır ve davranışları canınızı gerçekten sıkabilir.
Her çeşit seyahatte görgü kuralından nasipsiz insanlara rastlamak mümkün. Daha kültürlü ve daha yüksek gelirli insanların itibar ettiği düşünülen hava yolu yolculuklarında da. Üstelik uçaklara biniş ve inişlerde rastlanan görgüsüzlüklerin bir bölümü gerçekten yüksek gelirli ve yüksek tahsilli olduğu anlaşılan insanlardan gelmekte. Bu, görgülü olmakla malî gelir ve tahsil seviyesi arasında pozitif bir ilişki bulunmasının mecburi olmadığını gösteriyor.
Geçen hafta kitap fuarı münasebetiyle Ankara’ya seyahate ettim. Liberte Yayınevi standında, lütfedip gelen okuyucularımla ve arkadaşlarımla buluştum. Hem gelirken hem giderken tipik görgüsüzlüklere şahit oldum.
Beni en çok rahatsız eden şey, bu sefer, hepsi çıtı pıtı olan, tartılsa elli kilonun altında çekecek zayıf hostes kadınların bazı yolculara ait şişkin valizleri kaldırıp kabin dolaplarına yerleştirmek mecburiyetinde bırakılmasıydı.
Uçak yolcularını ikiye ayırıyorum: Tavşan tipi yolcular ve kaplumbağa tipi yolcular. Tavşan tipi yolcular daima aceleci ve hızlı. Bu yüzden çoğu zaman sadece ufak bir el çantasıyla seyahat ediyor. Uçak yere değince fırlayıp öne geçmeye çalışıyor. Kaplumbağa tipi yolcular ise ikiye ayrılıyor. Bir kısmı sadece el çantası olan ve yine de yavaş hareket eden tipler. Ben bu tipe daha yakınım. Bir kısmı ise tavşanlık yapmaya çalışan kaplumbağa tipi yolcular. Bunlar bir taraftan hızlı hareket etmek istiyorlar diğer taraftan bunu zorlaştıran ağır valizlerle seyahat ediyorlar. Kaplumbağa gibi her şeylerini üzerlerinde taşımaya ama aynı zamanda tavşan gibi de koşabilmeye hevesliler. Bu ister istemez karışıklıklara sebep oluyor.
Oldum olası ağır valizlerle uçağa binip kabin dolaplarına saldıranlardan rahatsızım. Üstelik bu ağır valizlerin sahipleri bazen hakikaten terbiyesiz. Kendilerinden önce gelmiş ve daha hafif eşyalarını yerleştirmiş insanların eşyalarını gelişigüzel sağa sola ittirmeye ve üzerlerine ezilecek şey var mı diye düşünmeden yük bindirmeye yatkınlar. Havayolu şirketleri de bu bakımdan iki yüzlü. Bir taraftan uçağa sadece küçük çantaların sokulmasına müsaade edileceğini ilan ediyorlar diğer taraftan kocaman ve ağır valizlerin içeri alınmasını engellemiyorlar…
Benim seyahatimde orta yaşlı ve mevki makam -ve belki para- sahibi olduğu anlaşılan bir kadın büyük ve tıka basa dolu olduğu ilk görüşte anlaşılan bir valizle geldi. Geç geldiği için valizine yer bulamadı. Kadın valizini kabin görevlisi hostese bıraktı ve endişesizce yerine oturdu. Zavallı hostes terler içinde valiz için bir yer buldu. Sonra da o hantal, vücut ağırlığının belki de yarısı kadar ağır valiz kaldırıp oraya yerleştirdi. Çok canım sıkıldı. Kabin memurunu çağırıp valizleri yerine yerleştirmenin onun görevi olmadığını söyledim. Kendisinin sadece valize yer bulunmasına yardımcı olması gerektiğini gerisinin valiz sahibinin sorumluluğu olduğunu belirttim. Teşekkür etti ve minnettar gözlerle baktı. Önümdeki sırada oturan kadının valizi indirirken de işi başka birine havale edeceğini tahmin ettim. Ben de adaylar arasındaydım. Benden yardım istemesi hâlinde “kaldırabileceğiniz kadar valizle seyahate edin” demeye hazırlandım. Ne yazık ki yanımdaki delikanlı benden önce ayağa kalkıp önüme geçti. Tahmin ettiğim gibi kadın yılışık bir yüz ifadesi ve ses tonuyla gençten valizini indirmesini istedi. İstediği yapıldı. Bu kadın resmen hostesi ve delikanlıyı istismar etti. Gözlemleyebildiğim kadarıyla bu tür istismarların çoğu orta yaşlı kadınlar tarafından yapılıyor.
Uçak yolcularında başka görgüsüzlükleri de var. Körükte sağda yürümek yerine ortadan yürüyüp yolu işgal emek, numaralı yerine oturmayıp hoşuna giden yere tünemek, erkek yolcularda bacaklarını iyice ayırıp yandaki kişinin alanına sarkmak gibi…
Ne diyelim, Allah herkesin görgüsünü artırsın.
Yeniyüzyıl, 26 Şubat 2019