AK Parti böyle bir şeyi nasıl yaptı, anlayamadım.
Meclis Genel Kurulu’nda kadın milletvekillerinin pantolon giyebilmesi için düzenlenen iç tüzük değişikliği görüşülecekken, BDP son anda verdiği bir değişiklik önergesiyle pantolonun yanı sıra türban serbestisi ile erkeklerin kravat takma zorunluluğunun da kaldırılmasını istedi.
Ama AK Parti bu önergeyi desteklemedi, reddetmek durumunda kalmamak için de teklifi komisyona geri çekti. AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş da bir açıklama yaparak BDP’nin önergesini provokasyon olarak nitelendirdi.
Ben bu önergenin nesinin provokasyon olduğunu anlamadım.
Bence BDP’nin yaptığı gayet zamanında bir iş. Meclis’teki türban yasağını kaldırmak için, kadın milletvekillerinin pantolon giymesine imkân sağlayan içtüzük değişikliğinden daha âlâ bir fırsat olabilir mi? Hazır, vekillerin giyim kuşamına ilişkin kısıtlamalar gündeme gelmiş; neden bir kısıtlamayı kaldırıp diğerini bırakacaksınız? Pantolonun peşine diğer kısıtlamaları da takmaktan daha uygun bir zaman olabilir mi?
Üstelik bunu siz de yapmıyorsunuz. Siz yapsanız, “Tam da Meclis’te Anayasa değişikliği için bir uzlaşma ortamı lazımken, müzmin bir uzlaşmazlık konusunu gündeme getirerek uzlaşma ortamını dinamitlemek istediler” suçlaması yöneltilebilirdi ve AK Parti olarak sizin bundan çekinmeniz normal karşılanabilirdi.
Ama önergeyi getiren bir başka parti. Sizin tek yapmanız gereken şey, doğru bulduğunuz bir önergeyi desteklemek. Kim sizi, böyle bir destekten dolayı suçlayabilir? Kim sizden, seçmeninize defalarca çözme sözü verdiğiniz bir problemin bir parçasını çözebilecek bir önergeye “hayır” demenizi isteyebilir?
Velev ki, Meclis içtüzüğünde türbanı yasaklayan bir madde olmasın… Velev ki, bu yasak Anayasa Mahkemesi’nin 1991 ve 1992 tarihli kararlarına dayandırılmaya çalışılsın… Bütün bunlar sizin o önergeye destek vermenize engel değil ki! Ya da bu yasağı anayasal düzeyde ortadan kaldırmak için çalışma yapmanıza engel değil ki!
Desteklersiniz önergeyi, iç tüzükte böyle bir yasak olmasa bile serbestiye bir vurgu yapmış olursunuz. Faydası olmasa bile zararı olmaz. Bu arada siz de, parti olarak bu konudaki tutumunuzu almış olursunuz.
X x x
Açıkça söylemek gerekirse, AK Parti’nin türban yasağını çözmekte bu kadar ayak sürümesi; “yerim dar, yenim dar” denebilecek bir tutuma girmesi, konunun mağdurları arasında ciddi bir hayal kırıklığı yaratmış durumda. Son seçimlerde yine “zamanın henüz gelmediği” gerekçesiyle türbanlı aday göstermeyen, üstüne üstlük bir grup kadının bu konuda açtıkları kampanyaya karşı sert suçlamalar yönelten AK Parti, şimdi BDP’nin önergesine destek vermeyerek bu hayal kırıklığını biraz daha koyulaştırdı.
Peki AK Parti bunu niye yaptı?
Öne sürülen “provokasyon” gerekçesi inandırıcı gelmeyince, insanın aklına bir başka ihtimal geliyor:
AK Parti’nin Meclis’te türban yasağını kaldırma şerefinin BDP’ye kalmasından rahatsızlık duyması. BDP’nin bu çıkışının dindar Kürtler’in BDP’ye karşı duyduğu sempatiyi artıracağı korkusu…
Doğrusu eğer hesap buysa, çok yanlış bir hesap yapmış olurlar.
Eğer AK Parti önergeyi desteklemiş olsaydı, böyle bir şerefi BDP’ye bahşetmiş olmakla daha da itibar kazanırdı.
Oysa bugün içine düştüğü durum, bu sorunun halli için ortaya çıkan bir fırsatın kaçmasına sebep olan bir partinin durumu…
Bugün, 14.10.2011