Seçimlere doğru

Bir süredir iktidar partisi cenahında değişim iradesinin zayıfladığı gözleniyordu. Galiba esas olarak bu nedenle çoğu kimse AKP’nin 12 Haziran seçimleri için göstereceği milletvekili aday listesini merakla bekliyordu. Benim nihayet belli olan aday listelerinden ve diğer bazı işaretlerden edindiğim izlenim o ilk gözlemi doğrular gibi.
Aday listesinden başlarsak, Kürt meselesinin barışçı çözümünü dert edinen başka birçok kimse gibi, ben de AKP’nin en çok Doğu ve Güneydoğu’dan kimleri milletvekili adayı olarak göstereceğini merak ediyordum. Şimdi görüldü ki Başbakan Erdoğan’ın bu bölgede milletvekili olmasını uygun gördüğü kişilerin neredeyse tamamı Kürt sorununun çözümünü ya pek dert edinmeyen ya da bu meselede iddiasız olan, adı-sanı pek duyulmamış kişiler. Buna karşılık, Kürt meselesinde duyarlılık sahibi olan kimi AKP’li isimler listelerde yer almıyorlar.

Bu durumun ilk akla getirdiği ihtimal, iktidar partisinin Kürt sorununu demokratik yollardan çözme konusunda kararlı olduğuna dair bir mesaj verme ihtiyacı duymadığı ve böyle bir iradeye sahip olmadığıdır. Ya da emniyetçi-iktisatçı-stratejist üçlemesinden oluşan bürokratlar-danışmanlar bloku Kürt sorununun “çözümü”nün ancak ve münhasıran “güvenlik, ekonomi ve uluslararası konjonktür”de “elverişli” şartların yaratılmasına bağlı olduğuna AKP liderliğini ikna etmiştir. Nitekim, AKP cenahından sorunun kimlik ve tanınma talebiyle ilgili özünü görmezlikten gelip çare olarak “ekonomik kalkınma”, “terörle mücadele” ve “Kuzey Irak”la iyi ilişkiler”i vurgulayan sesler hiç eksik olmuyor.

Öte yandan, iktidar partisinin Kürtlerin çoğunlukta olduğu illerde sembolik anlamı olmayan, iddiasız adaylarla seçmenin karşısına çıkmaya hazırlanması belki de iyiye işarettir. Yani, bazı yorumcuların -ki bunların arasında  AKP’li kimi Kürtler de var- tahmin ettikleri gibi, AKP böyle yapmakla, BDP’ye onun bölgedeki temsil gücünü ve muhatap sayılma talebini kabul ettiği mesajını vermek ve böylece onun önünü açmak istiyor olabilir. Aslına bakılırsa, BDP’nin aday listesi de bu partinin Kürtler arasındaki tabanını genişletme ve bu bölgedeki temsil kabiliyetini artırma arayışı içinde olduğunu göstermektedir ki bu durumun AKP’nin tutumuyla uyumlu olduğu söylenebilir. Eğer bu yorum bir “hüsn-ü kuruntu” değilse, seçimlerden sonra Kürt sorununun barışçı-demokratik çözümü sürecinin hızlanacağını öngörebiliriz.

Bu ihtimali bir yana bırakırsak, AKP’nin epey bir zamandır zayıflamış olan değişimci iradesinin seçimlerden sonra iyice durma noktasına geleceğini düşündüren başka işaretler de var. Meselâ, Avrupa Birliği’ne uyum sürecinin zaten duraklamış olmasına ek olarak, hükümet -daha doğrusu Başbakan- şimdi de Avrupa Konseyi ile ilişkileri gerginleştirmek ister bir tutum izlemeye başladı. Oysa, Avrupa’ya evrenselci bir dille değil de iç politika mülâhazalarını öne çıkaran yerelci bir dille hitap etmenin “Avrupalı” olmak isteyen Türkiye’nin hayrına olmadığının herhalde sayın Başbakan da bilincindedir.

AKP’nin gidişatının ümit kırıcı başka bir yanı da onun yeni anayasa konusundaki tutumunun belirsizliğiyle ilgilidir. Seçimlere iki aydan az bir süre kaldığı halde, iktidar partisi gerçekten yeni bir anayasa isteyip istemediğine ve eğer istiyorsa bunun nasıl olması gerektiğine dair henüz açık-seçik bir mesaj vermiş değildir. Partiden gelen işaretler daha ziyade anayasa meselesinin “başkanlık sistemi”ne geçme arzusuyla sınırlı olarak mütalâa edildiği izlenimi vermektedir. Milletvekili aday listelerine “lidere sadakat” beklentisinin hakim olduğuna ilişkin yaygın izlenim de bu ihtimali güçlendiren bir noktadır.

Yanılmış olmayı çok isterdim.

Star, 16.04.2011

Bu Yazıyı Paylaşın

BU YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZAR PROFİLİ

SON YAZILAR

bizi takip edin
sosyal medya hesaplarımız

0BeğenenlerBeğen
0TakipçilerTakip Et
1,714TakipçilerTakip Et