Yerel Yönetim seçimleri yaklaştıkça CHP içerisinde hareketlenmelerde başlamış durumdadır. CHP Genel Başkanı’nın gazetecilerin Şişli Belediye Başkanı ve Türkiye Değişim Hareketi Lideri Mustafa Sarıgül ile ilgili sorularına ‘Sarıgül’ün CHP’ye gelmesi halinde kapının açık olduğunu belirtmesi’, Parti içerisinde bir hareketlenme ve tartışmayı da beaberinde getirmiştir. Bizzat Kılçdaroğlu tarafından gündeme getirilen Sarıgül’ün CHP’ye katılması isteği için nabız yoklama ve zemin hazırlıklarının sancısız olmasını beklemek olası değildir. Bu sürecin ilerleyen zamanlarında zeminin kayganlığından kaynaklanan düşmelerin ve bunun sonucunda partiden kopmaları da beraberinde getireceği öngörülebilir. Sarıgül yapılan kamuoyu araştırmalarında Başbakan Erdoğan’dan sonra en güçlü ve etkin lider olarak çıkmaktadır. Bir ilçe Belediye Başkanı’nın böylesine etkin olması, makamdan değil Sarıgül’ün halkla kurduğu gönül bağının etkisi hiş şüphesiz en önemli etkendir.
Sarıgül’ün gönlünde Başbakanlığa yürüdüğü yolda ‘İstanbul Belediye Başkanı’ olmak istediği kamuoyunca malumdur. İstanbul Belediye Başkanlığı siyasette etkin olmanın ve ülkeyi yönetmenin önemli bir basamağıdır. Sayın Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Belediye Başkanlığı sonrası ‘Başbakan’lık yürüyüşüne güçlü bir başlangıç yapmıştır. Sayın Kemal Kılçdaroğlu, İstanbul Belediye Başkanı edayı olmasından sonra yıldızı parlamış ve CHP’nin Genel Başkanı olmuştur. Bundan dolayı, CHP içerisindeki çekişme daha da derinleşerek bir çatışmaya dönüşecek gibi gözükmektedir. CHP liderinin, daha yerel seçimlere bir yıldan fazla bir süre olmasına rağmen gündeme taşınması, parti örgütünü diri tutmaya yönelik bir taktik olarak da algılamak gerekmektedir.
Ve şimdiden CHP içerisinde İl/İlçe bazlarında bir çok kişi ‘Belediye Başkan Aday Adaylığını açıklamışlardır. Burada düşündürücü olan CHP’nin iktidar olduğu belediyelerde de adayların şimdiden çıkması. Bu yapıya dışarıdan bakıldığı zaman CHP’lilerin kendi mevcut belediye başkanlarından ve hizmetlerinden memnun olmadıkları izlenimi de çıkabilir.
PARTİ DALGALANACAK
Sarıgül’ün CHP’ye geçmesi hem parti içerisinde hem de ülkenin siyasetinin şekillenmesin de önemli bir dönemeç olacaktır. Özellikle CHP’de deniz suyu dalgalanacaktır. CHP’nin Baykal sonrası şekillenmesinde önemli bir figür olan Gürsel Tekin’in de ‘İstanbul Büyükşehir Başkanlığı’ adaylığı düşünüldüğünde bu dalganın ‘tusinami’ ye dönüşüp dönüşmeyeceği de merak konusu olacaktır. Sarıgül’ün, CHP’nin İstanbul adayı olması, AK Parti’nin de yerel yönetim seçim stratejisinin şekillenmesinde etken olacaktır. CHP içerisinde tek ses ve güç odağından bahsetmek mümkün değildir. Eski SHP, Eski CHP/Yeni CHP, 10 Aralık Hareketi, Türkiye Değişim Hareketi, Ulusalcı/Kemalist, gibi farklı görüşlere sahip ekiplerden oluşmaktadır. Sarıgül’ün CHP’ye katılması bu yapılarında birbirleriyle olan ilişkilerini, ittifaklarını, çatışmalarını da belirleyecektir. Mustafa Sarıgül’ün, hedefinin ‘Başbakanlık’ olduğu herkes tarafından bilinmektedir. Ve Sayın Sarıgül’de her vesileyle bu hedefini dile getirmektedir. İşte bundan dolayıdır ki, Sarıgül’ün CHP’ye katılması, ülke siyaseti ve Kemal Kılçdaroğlu’nun siyasi geleceği üzerinde de belirli olacaktır.
Yeni Şafak, 22.12.2012